60 bin PKK'lı Türkiye'ye saldıracak

Güneydoğu karışık. Ne yazık ki daha da karışacak!
60 bin PKK'lı Türkiye'ye saldıracak
Bütün işaretler bu yönde. Devlet elinden geleni yapıyor.

Ama karşımızda göremediğimiz devletler de ellerinden geleni yapıyor. Tam bir istihbarat savaşı yaşanıyor. Mücadele çok sert... İçeride birileri faturayı ANKARA'ya çıkarmak için pusuda!


Dışarıdan beslenen teröristler dört koldan geliyor. Bölgede tansiyon hiç düşmüyor!
Gelin bugün kısa kısa notlarla gidelim. Anlamaya çalışalım… 
Geçtiğimiz gün yazdım!
Bugün yarın NUSAYBİN patlayacak. Sonra İdil… Cizre'den ve Sur'dan daha şiddetli olacak. DIŞARIDAN gelen akıl 3 yıldır Nusaybin'i cephaneliğe çevirdi.


Şimdikilerden çok daha kapsamlı tüneller, geçitler ve bombalı tuzaklar hazırlandı. Şehir adeta savaş için hazır hale getirildi.
Cizre'den farkı halkın destek vermeye hazır olmasıydı.


Dışarıdan akıl dedik ya… Açalım… Geçtiğimiz gün yazdım. Obama'nın özel temsilcisi KOBANİ'de dolaşıyor… Özel hayatı çalkantılarla dolu olan temsilci Brett McGurk, Kandil'den gelenlere plaket verdi. Bu işin bilinen tarafı.
Bir de bilmediklerimiz vardı.


McGurk, Kobani'de temaslarda bulunduktan sonra 4 Amerikan askeri kargo uçağı silah dolu olarak PYD'nin imdadına yetişti.
Haseke yakınlarındaki Rimelan kasabasında zirai uçaklar için kullanılan bir pist şimdi Amerikan uçaklarının sesleriyle inliyordu!
McGurk plaketten sonra belli ki silah da verdi. İşte bu silahlarla bölgede 30 bin kişi eğitim altına alındı. Zaten PYD tabelası altında 30 bin eli silahlı insan hazır bekliyordu. Sınırın hemen diğer yanında 60 bin kişilik bir ORDU hazır tutuluyordu. Ve her gece 20'şerli 30'arlı gruplar halinde silahlı birlikler Türkiye tarafına geçiyor ve karıştırılacak bölgelere iniyordu! Dedim ya sıra Nusaybin'de! Hedef mi, DAEŞ!


Silah ve akıl verenler başka işler de yapıyordu! Yabancılar adeta cirit atıyordu. Hem siyaseten akıl üflüyorlar hem de bölgenin nabzını tutuyorlardı. Gizli gizli anket yapan çoktu. Amerikalılar ve Almanlar hala listede ilk sıradaydı. Gazeteci, araştırmacı kılığında gelen yabancılar ÖZERKLİĞİ soruyordu. Önceleri en fazla yüzde 15'lere kadar çıkan oran şimdilerde yüzde 10'lara düştü. 2 Amerikalı şirket özellikle araştırmalara bıkmadan usanmadan devam ediyordu.


Ruslar bölgeye silah ve keskin nişancı yollarken 2 Amerikalı şirket bir Alman şirketi ile cirit atıyordu! Hala oradalar yani!
Giden yok!


Daha önce yazdım… 310 First Street NE 20003'te Türkiye ile Rusya'yı karşı karşıya getirmek için birileri tüm hızla çalışıyordu.
Bu çalışma kapsamında Amerikalı mühendisler DONETSK'te Ruslar'a ait insansız hava aracını indirerek ele geçirdi. Sonra da PYD'ye verilen silah sandıklarının içine kattı. PYD içindeki Amerikalı mühendisler bunu havalandırınca da haliyle düşürüldü! Gerilim tutmayınca bu kez Rus uçağı vuruldu! Uçak düştü, yanımızdaki Moskova karşımıza geçti. Ruslar artık en büyük silahı olan GAZ'ı bile istediği gibi kullanamayacaktı.
Ankara, Akdeniz'deki ve Golan Tepeleri'ndeki gaza gözünü dikti.


İsrail ile buzlar eridi. İŞTE BU NOKTADA KREMLİN, YENİ DÜNYA DÜZENİ denilen formata itiraz etti. İsrail'in öne çıkmasına itirazı vardı. Bu nedenle Suriye'ye indi. Türkmenler'e vurdu. Ve artık oradan hiç çıkmayacaktı. Doğu Akdeniz'de olacaktı. Suriye onların istediği şekilde çözülecekti. Kimse Kremlin'in isteği dışında bir çözüm getiremeyecekti. CENEVRE falan masal yani!


DOLMABAHÇE'de dağıtılan masa "yeniden kurulsun" diye Amerika, Ruslar'ı karşımıza dikerek geldi. Kürt kartı onların istediği gibi sonuçlanmadığı sürece kavga ve mücadele devam edecekti. Dışarıda PYD ile içeride PKK ile mücadele ediyorduk.
Bu arada DIŞARIYA GİDİP GELEN BAZI İSİMLER BAZI ÖZEL KİŞİLERDEN SINIRSIZ İSTİHBARAT topluyordu!
Kabarık dosyalarla geziyorlardı! Garip!


AFEK isimli bir şirket vardı. Sahibi GENIE ENERGY'di. AFEK'in öne çıkan ismi Effie Eitam'dı. İsrail'in şahin askerlerinden... Büyük patron Genie Energy'nin merkezi ise New Jersey'deydi. Kurucu ve Başkan Howard Jonas'tı. Avi Goldin CEO'su, Geoffrey Rochwarger ise Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısıydı! Peki yönetim kurulunda kimler vardı?


Stratejik Danışman olarak ABD eski Başkan Yardımcısı Dick Cheney, ünlü medya imparatoru Rupert Murdoch, Alan K.
Burnham, Wes Perry, Allan Sass gibi isimlerin yanında CIA eski Direktörü James Woolsey de buradaydı. Bu kadar da değildi!
Bir zamanlar ABD'nin hazinesini taşıyan Larry Summers da kadrodaydı!


Arkada ise Rothschildler… Galiba İkiz Kuleler'den sonra Amerika bunlara vurmaktan vazgeçti. YEN İ DÜNYA DÜZENİ bu olsa gerek! Yepyeni bir oyun!


Bakalım ne olacak!


Paranın gücünden, enerjiden söz etmişken içeri girelim biraz!
20 yıl sonra SABANCI'nın katillerinden biri olan İsmail Akkol Aydın'da yakalandı. Yıllarca kaldığı Yunanistan'dan neden geldi? Kim gönderdi? Ne yapacaktı?


Ne yapacağına kafa yoralım ama önce geriye gidelim… Rahmetli Özdemir Sabancı, Haluk Görgün ve Nilgün Hasefe öldürüldü. Amerikalılar'ın koruduğu ve İstanbul'un en iyi güvenliğinin olduğu binada Türkiye'nin en önemli ailelerinden birine mesaj veriliyordu. Rahmetli SABANCI, Kürt meselesi için BARIŞI öneriyordu. Farklı bir yol izliyordu.


Katil oldukları söylenen Fehriye Erdal (Çaycı kız), Mustafa Duyar ve İsmail Akkol, KİMLİKLERİNİ BIRAKARAK BİNAYA ÖN KAPIDAN girdi. Kayıtlarda da vardı! Ancak çıkarken kayıtlar yoktu! Gizli olduğu iddia edilen bir noktadan çıkılmıştı! Bu çıkışı bilenler neden KİMLİKLERİNİ gösterip çıktıkları yerden girmiyordu! "ÖLDÜRÜN !" emrini verenler bilerek en güvenlikli noktayı seçiyordu. Sermayeye "Bu işlere karışmayın!" deniyordu. Asıl hedef Sakıp Bey'di. Ama katiller her sabah düzenli olarak sahilde yürüyen SABANCI'yı GÖKDELEN 'de arıyordu. "Görgü tanığı kalmasın" diye de Nilgün Hanımla, Haluk Görgün'ü hedef alıyorlardı… Silahlar patlıyor, ancak 25. kattan inen katiller koca gökdelenin çıkışları kapatılarak yakalanmıyordu!
Güvenliği ile ünlü bina kötü örnek haline getiriliyordu! Mustafa Duyar'la yan yana koğuşlarda kalan PARSADAN ölmeden önce konuşmuştu. "Kesinlikle Mustafa masum!" demişti. Zaten Mustafa konuşamadan gitmişti!


Şimdi İsmail konuşacak mı?


Bilmiyorum!
Emin değilim. Çok şey bildiğini de düşünmüyorum… Irak'ta araçlarına bomba konulup habersizce havaya uçan sürücüler gibi geliyor bana! Ama bilinmez!
Belki her şeyi biliyordur ve o suçludur! Bekleyelim… Bir de İsmail Akkol, gideceği yerde neden yakalanmadı da Aydın'da otobüs terminalinde alındı?
Bilemedim!


Ha bu arada İsmail Akkol'un bu kez eylem için geldiği ortada!
Acaba hangi ünlü işadamını vuracaklardı?
İstanbul'da bunun haberini alan var mıydı?
Bence çok önemli bir eylem yapacaklardı!
Çok ses getirecek bir eylem!
Acaba kimdi?

 

https://www.trakya22.com adresinden 23 Kasım 2024, 05:53 tarihinde yazdırılmıştır.