Sedat Peker Süleyman Şah Hazretleri’nin türbesinin yeri gerçek yeri değildir
Sedat Peker in Süleyman Şah açıklaması
Süleyman Şah Hazretleri’nin türbesinin yeri gerçek yeri değildir
Süleyman Şah Hazretleri’nin türbesinin yerinin değiştirilmesi ile ilgili çıkan tartışmaları dinlerken bazı anlarda gerçekten kanımın çekildiğini hissediyorum. Suriye Devleti’nin sınırları içerisindeki bu küçük alan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin toprağı kabul edilir. Ancak türbenin olduğu bu topraklar daha önce de farklı sebeplerle bir kaç kez değiştirilmiştir. Yani şu an sökülen türbenin yeri geçmişteki gerçek türbenin yeri değildir.
Bir dava da samimiyet ve içtenlik olmazsa, o davanın gerçekleşmeyeceğini geçmişteki bilge insanlar bir çok kez söylemişlerdir. İçinde samimiyet ve hissiyat olmayan bir davaya YÜCE ALLAH asla yardım etmez. İçtenliğin ve samimiyetin ne olduğu ise inandığınız davanın canında ve ruhunda gizlidir.
Türk Milleti, inanmış olduğu İ’lay-ı Kelimetullah davasına hem ruhen hem bedenen teslimiyetini belirlerken izleyeceği standart olarakta “Bizim davamız kuru cihangirlik davası değil, Yüce ALLAH’ın adının ve adaletinin tüm Dünya’ya Türk Milleti’nin rehberliğinde hakim kılınmasının davasıdır” demiştir.
Sadece rakibinin dediğine karşı çıkmak için aklın yolunu terk edenler tarihin girdaplı sokaklarında bir gün mutlaka kaybolup gideceklerdir. Çünkü tarih yazmaya talip olmak büyük bir mefkure ve inanç ile ancak mümkün olabilir. Daha önceleri de bir çok kez söylediğim gibi; rehberi akıl olmayan hiç bir mücadele bir adım dahi yol katedemez.
Daha önce bir çok kez yeri değişmiş olan o toprak parçasında bulunan askerlerimizi dişi kanlı köpekten farkı olmayan IŞİD üyeleri rehin alsa, ellerindeki bu kozla bize neler yapabileceklerini acaba karşı tezi savunanlar hiç düşünüyorlar mı? Bunun haricinde onların saçının bir tek teline bile zarar gelse, bunun telafisi acaba hiç bir şeyle mümkün olabilir mi?
Bu tip açıklamalar yaptım diye şahsımı durmadan Ak partili olmakla suçlayanlar, size tek bir şey söylüyorum; ben çocukluğumdan beri sadece aklımı ve mantığımı takip ederim. Sizin söylemleriniz ne zaman aklın rehberliğinde hayatın gerçekleriyle buluşursa ben bunlarda doğrudur demektende asla sıkılmam ve utanmam.
Size her ne söylersem söyleyeyim tatmin olmayacağınız için sizlere sadece ecdadın tarihi başarılara imza attığı şu öğretisini tekrar etmek istiyorum “Davamız kuru cihangirlik davası değil,İ’lay-ı Kelimetullah davasıdır.” Yani Türk Milleti’nin rehberliğinde Yüce Allah’ın adını tüm Dünya’ya hakim kılma davasıdır.
Korktular, topraklarımızı terk ettiler gibi altı doldurulmamış tahrik edici sözler, belki de ilerleyen zamanlarda bazı devlet görevlilerinin kafasını karıştırarak yanlış kararlar almalarını sağlayabilir. Alınacak bu hatalı kararlarla Aklın rehberliğinden uzak Don Kişot vari tavırlar sergileyerek gerçekleştirilebilmesi mümkün olabilecek başarıların bir çoğunu hayaller deryasında mahvedebilirler.