"Van Gölü ne zaman deniz oldu?"Başbakan Erdoğan, Başakşehir'de yapılan Olimpa Alışveriş Merkezi'nin açılışında konuştu
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bazı kesimlerin korku imparatorluğu yaymaya çalıştığını belirterek, "Koltuklarına sımsıkı sarılanlar, hangi hakla korku imparatorluğundan bahsedebiliyorlar" dedi. Van Gölü için "deniz" diyen CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na, "Kılavuzun doğru olmayınca gölü de deniz zannedersin" sözleriyle gönderme yapan Erdoğan, yaklaşan seçimler öncesi muhalefet liderlerinin yenilgiyi kabullenip, "yenilgiye mazeret arama" çabası içine girdiklerini söyledi.
"KARDEŞLİĞİMİZİ BÜYÜTECEĞİZ"
Başbakan Erdoğan, Başakşehir'de yapılan Olimpa Alışveriş Merkezi'nin açılışına katıldı. Açılışta konuşan Başbakan Erdoğan, 45 milyon dolar yatırım bedeline sahip merkezin, tedarikçileriyle birlikte bin 500 kişiye iş imkanı sağladığını vurguladı. Başakşehir'in hükümet, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyesi yatırımlarıyla Avrupa standartlarında en modern ilçe olarak büyümeye devam ettiğini vurgulayan Erdoğan, kalkınma, ilerleme ve büyüme için tek başına kamu yatırımlarının asla yeterli olamayacağını söyledi. Erdoğan, hükümetin yaptığı yatırımlardan bahsederek, "Kardeşliğimizi daha da büyüteceğiz. Dayanışmamızı artıracağız. İstihdam üreterek geleceği yakalayacağız. Türkiye gelişirken, güçlenirken bundan birileri ciddi şekilde rahatsızlık duyuyorlar. Eskiden mutlu bir azınlık, küçük bir azınlık kazanıyor millet ise sadece izliyordu. Birilerinin işi yolunda gidiyor, millet ise her seferinde kaybediyordu. Siyasi krizlerin, ekonomik krizlerin faturası en ağır şekilde milletin sırtına bindiriliyor, faturayı her zaman millet ödüyordu. Biz bu kısır döngüyü kırdık. "Kazanacaksak hep birlikte kazanacağız. Milletin kazanmasından rahatsız oluyorlar. Millet kazandıkça kendilerinin kaybettiğini görüyorlar. Egemenlik millete geçtikçe, söz, karar, yetki milletin oldukça, mutlu azınlık egemenliğin kendi ellerinden kayıp gittiğini görüyor. Ekonomik büyümeyi hazmedemiyorlar. Yeterli durumda değiliz. Daha iyi olacağız. Siyasette artık millet söz sahibi olduğu için, millet karar sahibi olduğu için demokrasiyi hazmedemiyorlar. Yargıda belli çevreler, hukuk alanında yapılan reformlarla vicdan hakim olduğu için Türkiye'nin hukuk devleti olmasını istemiyorlar" diye konuştu. "VAN GÖLÜ NE ZAMAN DENİZ OLDU?" Bazı çevrelerin korku imparatorluğu yaymaya çalıştığını anlatan Erdoğan, "Korku salarak bizi yıpratma gayreti içine girdiler. Çünkü hizmette bizimle yarışamıyorlar. Ana muhalefetin genel başkanı çıkıyor aile sigortasıyla alakalı olarak aman yarabbi, 'en az 600 lira vereceğiz, en fazla 1200 lira vereceğiz' diyor. Kendine göre bazı hesaplar yapıyor, 'bunun bize maliyeti 7 milyar liradır' diyor. Aritmetik de bilmiyor, matematik de. Yani 'kaynak benim' diyor. Böyle bir durumu var. O kadar heyecanlı gidiyor ki ayakları yerden kesilmiş durumda. Van'da bir konuşma yapıyor, o da çok ilginç. Çocukluğunda ilk kez Van denizinde vapura binmiş. Van Gölü ne zaman deniz oldu, ben bilmiyorum. Durum böyle. Kılavuzun doğru olmayınca gölü de deniz zannedersin" dedi. "MİLLET GETİRİR, MİLLET GÖTÜRÜR" Başbakan Erdoğan, plan, proje üretemeyenlerin, gelecek adına bir hedef ve vizyon ortaya koyamayanların millete korku salarak ayakta kalmaya çalıştıklarını söyledi. 8 yıl boyunca "Millet getirir, millet götürür" dediklerini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti; "Türkiye'yi Mısır'a benzetmeye kalktılar. Tunus'a benzetmeye kalktılar. 8 yılda iki genel seçim, iki yerel seçim ve iki halk oylaması yaptık. 24 saatte neticeler açıklandı. Aylarca sürmedi. Milletim iktidarı dinledi, kararını verdi. Muhalefeti dinledi, onun söylemlerine baktı. Her seferinde vicdanıyla karar verdi. 112 gün sonra sandık milletin önüne gelecek. Milletim hür iradesi ve vicdanıyla karar verecek. Bu aziz millet ne derse o olacak. Korkudan bahsedenlere söylüyorum, sandık orada 12 Haziran'da. Demokrasiye inanıyor, millete güveniyorsanız ve hepsinden önemlisi kendinize inanıyorsanız sandık orada. Eğer millet size inanırsa gereğini yapar. Eğer millet size inanmazsa sizde gereğini yapacak mısınız? Ben diyorum ki partim ikinci parti olursa genel başkanlığı bırakır, Anadolu yollarına düşerim. Halkımın içine katılır orada çalışırım. Bunu yürekten, gönülden söylüyorum. Bizi diktatörlükle itham edenler, partiniz ikinci parti olursa sizde acaba halkın arasına katılacak mısınız? Hiç birisi böyle bir açıklama yapamadı. Sayın Bahçeli 8 ay gitti, 9. ayda 'ne yapayım beni istediler, geri geldim' diyor. Bunlar kaç yaşına gelirse gelsin koltuğu bırakamaz. Çünkü bunlar koltuktan güç alırlar. Bunlar koltuğa güç katan değil, koltuktan güç alanlar. "KOLTUKLARINA SIMSIKI SARILDILAR" Liderlik koltuğa güç katmakla olur, güç almakla olmaz. 8 yılda 4 seçime girdiler. Hepsinde 2. ve 3. parti oldular. Ama koltuklarını bırakmadılar. Koltuklarına sımsıkı sarılanlar, hangi hakla korku imparatorluğundan bahsedebiliyorlar. 3 tane muhalefet partisi arkalarına yandaş medyalarını da aldılar sabah akşam korkudan bahsediyorlar. Bize yandaş medyadan bahsedenler, köşe yazarlarını ana muhalefet partisinin içine gönderiyorlar. 'Milletvekili olursun, yarın işimize yararsınız' diye. Dürüst olalım. Siz ne yapıyorsunuz ondan bahsedin. Sabah akşam millete korku salmanın gayreti içine girmeyi bırakın. 112 gün sonra seçim var. Korku ıslıklarını bırakın planınız ve projeniz ne onları konuşun. Ah benim CHP'ye, MHP'ye, BDP'ye oy veren kardeşim, başını iki elinin arasına koy, şu yapılanlara bak. Yerelde, genelde bu kadar yatım yapılıyor. Dünya seni konuşuyor. Bunları goibi olduğu için, millet karar sahibi olduğu için demokörmüyor musun? Bunlar durup dururken olmadı." "Onlar borçlandı biz temizliyoruz" diyen Başbakan Erdoğan, "Onlar boşalttı biz doldurduk, dolduruyoruz. Daha güçlü olacağız. Bize o yakışır. Yeniden büyük Türkiye'nin yolu buradan geçiyor" dedi. Ama bunların hedefi yok, projesi yok, şimdiden seçimi kaybetmiş durumdalar, yenilgiyi kabullenmiş durumdalar. Daha şimdiden yenilgiye mazeret arama çabası içine girmişler. 'Korku salarak birilerini kandırır mıyız, biraz oy elde edebilir miyiz' diye kalkıp diyor 'en az 600, en fazla 1200 lira evdeki hanıma para vereceğiz.' Ben milletime diyorum ki; siz buna inanıyor musunuz? Bize oy versin, vermesin 74 milyon vatandaşıma diyorum ki ne olur 8 yıl öncesine ve bugüne bakın. 80'leri, 90'ları, 10 ve 20 yıl önceki krizleri hatırlayın, bugüne bakın. 8 yıl önceki özgürlüklere bakın, bugüne bakın, 8 yıl önceki okullara, yollara, hastanelere bakın bugüne bakın" şeklinde konuştu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, herkesin yaşam tarzına, görünüşüne, ifade özgürlüğüne saygılı olduklarını belirterek, birilerinin durmadan kendilerine fatura kesip durduğunu söyledi. Yaptıkları yatırımlardan bahseden Erdoğan, "Yolsuzlukların hükümeti bunu yapabilir mi?" diye sordu. Erdoğan, açışını yaptıkları Olimpa Alışveriş Merkezi'nin yanına dev bir şehir hastanesi de kuracaklarını ifade ederek, "Bunlar Türkiye genelinde model hastaneler olacak. Anadolu yakasında, Ankara, İzmir gibi büyükşehirlerimizde kent hastaneleri kuryacağız. Benim vatandaşım sedye üzerinde dolaşmayacak" dedi. Erdoğan, konuşmasını, "Hiç kimse korkmasın, kimse kendisini tehdit altında olmasın, muhalefetin yandaş, candaş medyasının artık bayatlamış, korku kampanyalarına kanmasın, aldanmasın" sözleriyle bitirdi. Erdoğan daha sonra beraberindekilerle birlikte açılışını yaptığı alışveriş merkezini gezdi. Öte yandan Erdoğan'ın korumaları çocuklara oyuncak dağıtarak, vatandaşların Başbakan Erdoğan'a iletilmek üzere yazdığı mektupları topladı. Bir kayıp yakını gözyaşı dökerek Başbakan Erdoğan ile görüşmek istediğini söyleyince korumalar tarafından içeri alındı. İHA https://www.trakya22.com adresinden 26 Kasım 2024, 08:56 tarihinde yazdırılmıştır. |