Cumhurbaşkanı, Bayan Gül'ün sözlerine ne diyor?

Güller gerçekle yüzleşmeli...
Cumhurbaşkanı, Bayan Gül'ün sözlerine ne diyor? Bayan Gül'ün çıkışı Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün yıllardır profesyonelce korunan estetik zırhını giderayak çizdi. Kamuoyu söylenenleri makamdan ayrılışa 'aşırı' üzülmeye bağladı... 

Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanlığı dönemi, estetik ve algı kaygılarının en üst düzeyde takip edildiği ve korunduğu bir dönem oldu. Makamın hassasiyetleri kadar Gül isminin de politik formu sıkı sıkı takip edildi, ufak-tefek çizikler yamandı ve hemen onarıldı. Esasen bu süreç, Gül ve ailesinin Dışişleri Bakanlığı döneminde de vardı ve artarak Köşk'e taşındı. 

Uzun ve kondüsyon isteyen bu sürecin sonu, Köşk'te verilen veda resepsiyonunda yaşandı. Bayan Gül'ün uzun süredir biriktirdiği ve yüklü bir bagaja sıkıştırıldığı anlaşılan çıkışı konuşuluyor Ankara'da. Ama asıl garip olan bu sert sözlerinin "şaşkınlık yaratmaması". 

Konuşan kim? 

Teknik, hukuki, politik veya akla ne gelirse Bayan Gül'ün bu tür bir çıkış yapma hakkı bulunmuyor. First Lady kimliği protokoler bir tanımlama ve siyasi bir çıkış yapmasını engelliyor. Daha kötüsü bu çıkış, Türkiye Cumhurbaşkanı'nı peşinden sürükleme kapasitesine sahip. Eşine gelecek eleştiriler Cumhurbaşkanı tarafından göğüslenmek zorunda kalabilir ve bu da son günlere kadar çizgisi korunmuş makamı da istemeden işe katabilir. Üstelik bu daha işin bir boyutu. 

Görevin sona ermesi ve başka makamların şu an için görünürde bulunmamasına gösterilen reaksiyon olarak da algılanan bu tutum şık da durmadı. Belki Bayan Gül'ün Dışişleri Konutu, Köşk ve kendi modasına yönelik eleştiriler de bu kızgın çıkışa katkı yapmış olabilir. 

Gerçekle yüzleşmek... 

Ancak asıl konu, kızgınlık ve kırgınlığın Cumhurbaşkanı Gül tarafından ne kadar paylaşıldığı. Bugün basına yansıyan kimi notlar, konuşma sırasında engellemeye çalıştığı bilgisini sunuyor kamuoyuna. Böyle olsa da Abdullah Gül'ün ve Bayan Gül'ün siyasi beklentilerinde bir hayal kırıklığı hissediliyor. 

Belki çıkarılabilir ki Gül ailesi "kardeşim" alkışlarıyla Köşk'e gönderildikten sonra arkada kalan siyasi yapının nasıl bir gelişim gösterdiğini özenli takip etmemiş. Gül'ün ve diğer "kurucuların" eşitliğinin bittiğini ve AKP ile beraber tüm güç dinamiklerinin Başbakan Erdoğan'ın elinde olduğunu analiz edememiş. 

Gül'ün hem "kurucuyum" vurgusu hem de "Davutoğlu' söylemi AKP içinde güç odağıyım göndermesi yapıyor ama-en azından şimdilik-bu gerçekçi mi? Politik realizmin öncü profili olarak Abdullah Gül'ün bunu atlamış olması düşünülemez. Güller bununla yüzleşmeli. 

https://www.trakya22.com adresinden 23 Kasım 2024, 07:22 tarihinde yazdırılmıştır.