İlk operasyon

Amerika'dan gelen her "mail" kutsal bir buyruk gibi yerine getiriliyordu! Ama görevleri yerine getirenlerin, özellikle EMNİYET içinde yer alanların sorgulamadığı bir emir komuta vardı! Yapı'nın başındaki ismin kimlerle görüştüğü asla ve kat'a analiz edilmiyordu!
İlk operasyon

İsrail, Filistin'e bomba yağdırırken sahur vaktinde PARALEL YAPI'ya operasyon başlatıldığı haberleri internete düştü!

Yakın zamana damga vuran polis şeflerinin evlerine gidildiği ve alındığı anlaşıldı! Bütün veriler gözaltı sayısının giderek artacağı şeklindeydi! Zaten rakamın bu seviyede kalma olasılığı yoktu!
Çünkü HÜCRE yapılanması ile çalışan ve ABİ'lik müessesiyle hareket eden YAPIDAN çok daha fazla GÖREVLİNİN sorgusuna başvurulmalıydı!

Çünkü ortada büyük kalkışma vardı!

Devletin Cumhurbaşkanı, Başbakanı, Bakanları, Paşaları, MİT Müsteşarı ve binlerce insan dinlenmiş, takip edilmiş ve evlerine kamera konulmuştu! Küçük kızlar bile odalarında kayıt altına alınmıştı!

Ahlak dışı görüntülerle işadamları, bürokratlar ve gazeteciler diz çöktürülmüştü! Koca koca paşalar, en yakınlarının yer aldığı namahrem kasetlerle yola getirilmişti! SOPA olarak kullanılan devasa bir arşiv oluşturulmuştu!

Herkesin bildiği "SIR" olsa da bu işlerin tamamına yakını POLİS TEŞKİLATINDAKİ etkili bir grup tarafından yapılıyordu! Tıpkı yargı, MİT, asker ve bürokrasideki işleyiş gibi emir komuta zinciri ABİ'lerden geçiyordu! Gelen hiçbir emir sorgulanmıyor ve anında yerine getiriliyordu!

Amerika'dan gelen her "mail" kutsal bir buyruk gibi yerine getiriliyordu! Ama görevleri yerine getirenlerin, özellikle EMNİYET içinde yer alanların sorgulamadığı bir emir komuta vardı! Yapı'nın başındaki ismin kimlerle görüştüğü asla ve kat'a analiz edilmiyordu!

Kesinlikle yüzde yüz bir inanç vardı!

Sonu olumsuz biten her gelişme için bile "Her şeyde bir hikmet vardır!" denilerek büyük büyük hatalar halının altına süpürülüyordu!

Paralel Yapı herkesin artık bildiği gibi tek bir kişi tarafından yönetiliyordu! Her şeye o karar veriyordu! Sırf bu nedenle hiçbir özel görüşmeyi ikiden fazla kişiyle gerçekleştirmiyordu!

İşte böyle özel görüşmelerin birinden sonra YAPI artık bambaşka bir yola girdi! Mavi Marmara saldırısından sonra YAPI'nın başındaki ismi arayan ilk kişi Baş Haham Eliyahu Bakshi Doron'du! "Otoriteye başkaldırılmamalıydı!" diyerek tarafını ve rengini belli eden o cümleden sonra DORON ne kadar büyük bir işi başardığını anlamıştı!

Sık sık yapılan telefon görüşmeleri her engeli aşmaya yetiyordu! İlişkileri önceye dayanıyordu! Eliyahu Bakshi Doron, 1996, 1997 ve 25 Şubat 1998'de İstanbul'da çok önemli görüşmelerde bulundu! Paralel Yapı'nın rotasının değişmesinde bu çok etkili oldu! DORON'un her gelişinde bir mesafe alınıyordu! Tam 12 kere gelip ÖZEL görüşme yaptığını düşünecek olursak alınan yolu kabaca tahmin edebiliriz! Zaten "Yahudiler'e bakışını değiştirdim!" sözü olayı anlatmaya yetiyordu!

İstanbul üzerinden Pensilvanya'ya özel jetlerle gidecek kadar çevresi ve etkisi geniş birisiydi Doron! Papa ile de önemli devlet başkanları ile de çok rahat görüşebilen birisiydi! Kumarhaneler Kralı olarak bilinen Yahudi Sheldon Adelson'la da arası çok iyidi! Adelson, bizim KALBİMİZİN DOKTORU Mehmet Öz'ün de en yakın dostlarından biriydi! 

Belki dostunu kıramadığı için ÖZ de Pensilvanya'ya gidiyor ve bağlılığını bildiriyordu! Rothschild ailesinin arkasından destek verdiği Adelson aynı zamanda bir MÜSLÜMAN karşıtıydı! Filistin'den çok hazetmezdi! Gazze'ye yapılan orantısız, ahlaksız ve vicdansız operasyonlardan mutsuz olacağını hiç düşünmediğim bir BARON'du!

1964'te Graham Fuller'la başlayan yolculuk 2014'ün Temmuz'unda sona yaklaşıyordu!
Aldatılan, zamanı, parası ve inancı sömürülen binlerce insan Anadolu'da hayal kırıklığı yaşıyordu!

Aldatılmışlık duygusu içinde kavruluyordu! Büyük bir hayal için yollara düşenler hayatlarını hiçe sayanlar kandırılıyordu! YAPI'nın içindeki KAST yüzünden gerçekler ışıkla bir olup ortaya çıkamıyordu!

İsrail'le dostluk, yakınlık ve stratejik ortaklık hiç ama hiç sorgulanmıyordu! Büyük fotoğrafta kime hizmet edildiğiyle ilgili en küçük analiz yapılmıyordu! Koca bir hareketin YABANCI bir el tarafından yönetildiği görülmüyordu!

Türk'ün gücüyle Türk vuruluyordu!
Türk'ün gücüyle Türk hataya sürükleniyordu!
Cumhuriyet tarihinin en büyük operasyonunu yiyorduk!
Devleti ele geçirmek içindi bütün yapılanlar!

Yeni Türkiye'nin yürüyüşünü değiştirmesi, bölgede ona biçilen role uyması içindi tuzaklar! Gezi, Oslo, 7 Şubat, 17 ve 25 Aralık buydu! Kürtler'le buluşmayı önlemek için Erdoğan'ın tasfiyesiydi amaç! Her kapıyı onlara açan Erdoğan aslında en büyük hedefti!
Son karede götürülecek isimdi!

Ülkenin büyümesi ve İsrail'in hayati çıkarlarını zedeleyecek işlerden kaçınılması gerekiyordu!
Arkadaki Neo-Con ve İngiliz akrabalığı 100 yıl önce bize verilen rotadan çıkılmasına şiddetle karşıydı!

Ortadoğu'da dengenin Ankara lehine değişmesi istenmiyordu! İran ile dostluk değil savaş isteniyordu!

Okullarda ve Işık evlerinde ATATÜRK DÜŞMANLIĞI ile çocukları yetiştirenler CHP ile ortak seçime girmekten çekinmiyordu!

CHP ve Kemal Bey de bunu hiç sorgulamıyordu! Hiç rahatsız olmuyordu! MHP de kısmen işin içinde olmaktan mutluluk duyuyordu! İstanbul sermayesi zaten perde arkasında eleleydi!
Hiç düşünmediğimiz için büyük ortaklığı görmüyorduk!

YABANCI kıskacını ve nasıl kontrol altına alındığımızı ıskalıyorduk!
Asıl en büyük yanılgı YAPI'nın darbelerle korunduğunu anlamamaktı!

Fotoğrafların arkasına bakamadığımız için, öyle bir alışkanlığımız olmadığı için İYİ
GİBİ GÖRÜNEN ŞEYLERİN ASLINDA BİR FELAKETİN BAŞLANGICI olabileceğini hesap edemiyorduk! Kur'an ve Bayrak gibi her şeyin üstünde tuttuğumuz değerlerle aldatılıyorduk!

En hassas yerimizden vuruluyorduk!
Bunu yapanlara ilk kez dokunuldu!
Devlet ilk kez bu gruba müdahale etti!
Alınanların sayısı çoğalacak!
Maalesef bu sayı artacak!

İsrail'le yan yana olmanın bir faturası vardı artık! Ülkenin sahibi onlar değildi! Bu değişeli çok olmuştu! Ama onlar eski alışkanlıkları ile gidiyor ve sonuç alacaklarını düşünüyorlardı!
Olmuyordu!

Bir noktada taşa çarpıyorlardı!

Ankara'yı dinleyeceklerine BAŞ HAHAMI dinliyor ve ona değer veriyorlardı!
Haham, 1 ay önce yine oradaydı! Kuzey Amerika Yahudi Federasyonları'nın hazırladığı bir konferansa katıldıktan sonra Pensilvanya ile görüşmese olmazdı!

DİNE yapılacak operasyon DİNE değer veren bir ANKARA tarafından bertaraf ediliyordu!
Ve artık onlar için büyük yalnızlık başlıyordu!
Destek verenler bir bir bu tarafa geçiyordu!

Operasyonu haber alıp kaçanlar ise kurtulduklarını sanıyordu!

Halbuki "Yürüyün arkanızda biz varız!" diyenler her bilgiyi ANKARA'ya akıtmaya başlamıştı bile...
Attıkları her adım kayıt altına alınıp ilgili yerlere aktarılıyordu!
16 imparatorluk kurmuş olan Türk Devletini çok hafife aldılar!
Her kumarhanede KASA kazanırdı!
Oynadılar ve kaybettiler!
Tarih sadece kazananları yazar!
Olay bu!

Ergün Diler

https://www.trakya22.com adresinden 23 Kasım 2024, 04:55 tarihinde yazdırılmıştır.