Siz cücüksünüz
ABD'nin Cidde Başkonsolosu Martin Quinn 1 Kasım 2009 tarihinde bir kripto yoluyor memleketine.Ekmeleddin İhsanoğlu ile görüştüğünü belirtiyor ABD Başkonsolosu. Ve heyecanla merkeze iletiyor; "Ekmeleddin Bey, ABD'yi günümüzün Osmanlı İmparatorluğu olarak görüyor" diyor
Teslime Nesrin...
O bir İslam düşmanı Bengladeşli.
Yaptığı açıklamalarla İslam dünyasını ayağa kaldırdı.
Hemen sahip çıktılar ona.
1994 Kasım ayında Fransa Cumhurbaşkanı Mitterand hemen ödül verdi bu kadına.
İslam dünyasından ne zaman bir İslam düşmanı çıksa hemen sarılıyordu Avrupa.
Öpüyordu kokluyordu onu.
Teslime'ye sadece Fransız Cumhurbaşkanı değil hükümet de sahip çıktı.
2008'de "Simone de Beauvoir Kadınlara Özgürlük" ödülünü hükümet temsilcisinin elinden aldı Teslim'e...
Hey gidi heydi...
Bir zamanlar Kanuni, Fransa Kralı'na bir mektup yazar, "Ben ki Cihan imparatoru" diye başlayıp ünvanlarını ancak tam bir sayfaya sığrdırdı.
Karşısındakine ise tek cümlelik değer biçer "Sen ki Fransız Kralı" der kapatırdı.
Osmanlı Yükseliş dönemlerinde masaya yumruğu vurdu mu yer gök titrerdi.
Bir mektupla Fransa'da dans yasağı koydururdu.
Sadece Yükseliş devri mi?
Osmanlı yıkılırken bile ağırlığı olan bir devletti.
En kötü yıllarında bile bir saygınlığı vardı.
İslam düşmanlarına Onur Ödülleri veren zaman Fransız devlet adamlarının aksine 1800'lü yıllarda durum çok farklıydı.
1890 yılı, Paris'te bir tiyatro.
Sahnede İslam dini ile dalga geçiliyor.
Peygamber Efendimiz'e hakaret ediliyor.
Paris Sefirimiz Esad Paşa, Sultan Abdulhamid Han'ın emriyle harekete geçiyor.
Osmanlı'da duyulan rahatsızlığı Fransa Cumhurbaşkanı Carnot'a iletiyor.
Fransa Cumhurbaşkanı Carnot, derhal oyunu durdurun talimatı veriyor.
Ve Paris'te o sahnede perdeler kapanıyor.
Sultan Abdülhamid Han, Fransa Cumhurbaşkanı Carnot'a "Teşekkür Nişanı" takılmasını istiyor.
Bazı sadrazamlar ve paşalar "İngilizler, Ruslar kıskanır" diye karşı çıkıyorlar.
Hatta o günlerde İngilizler Mısır'dan çıkacak. "Aman" diyorlar Padişah'a. "Fransa'ya bu nişanı verirsek, Mısır'ın tahliyesi tehlikeye girer."
Sultan Abdülhamid "Verin şu nişanı" diyor.
Ve Fransa Cumhurbaşkanı'na o nişan takılıyor.
Evet o dönemlerde Türkler'den nişan ve ödül almanın anlamı büyüktü.
Bugün artık tam tersi...
İngiliz sarayından, Amerikan localarından, İskandinav krallarından ödül almak ve bununla hava atmak zamanı.
Çünkü bu hale getirildik.
Yeni Cumhurbaşkanı adaylarımızdan Ekmeleddin İhsanoğlu'na baktım.
Maşallah ne ödüller almış.
Ne devlet nişanları takmış.
Bir de Wikilekas belgelerinde adı geçiyor.
ABD'nin Cidde Başkonsolosu Martin Quinn 1 Kasım 2009 tarihinde bir kripto yoluyor memleketine.
Ekmeleddin İhsanoğlu ile görüştüğünü belirtiyor ABD Başkonsolosu.
Ve heyecanla merkeze iletiyor; "Ekmeleddin Bey, ABD'yi günümüzün Osmanlı İmparatorluğu olarak görüyor" diyor.
Martin'e öyle söylemiş Ekmeleddin Bey.
Hey gidi hey...
Dedik ya neredeydik nerelere geldik.
Bu yüzden Ekmeleddin Bey'in "İsrail-Filistin arasındaki anlaşmazlıkta tarafsız kalmalıyız" demesini normal karşılıyorum.
Çünkü yıllarca bize tarafsız kalmak öğretildi, ezberletildi.
ABD taraftır İsrail'i tutar dibine kadar.
İngiliz'i, Fransız'ı taraftır.
Ama biz taraf olamayız.
Bunu isterler bizden. "Siz cücüksünüz" derler.
Tüm kavgalar ve gerilimler işte buradan çıkıyor.
Mısır'a "Darbe" diyenlerle diyemeyenlerin karşı karşıya gelmesi...
İsrail'in yediği her halta hoşgörü ile bakanların dünyaya cücük takılması...
Ve dahi; Osmanlı'nın sadece bu topraklarda hayat bulabileceğine inananlarla, "Amerikayı adres gösterenlerin" kavgası bu...
Bekir Hazar
5.7.2014
https://www.trakya22.com adresinden 23 Kasım 2024, 08:08 tarihinde yazdırılmıştır.
|