Chp liyim Diyen Herkes Kapı Çalmak, El Sıkmak İçin İlçelere İllere DağılıyorBİR GURUP CHP’Lİ ESKİ BAKAN VE PARLAMENTER GENEL BAŞKAN KEMAL KILIÇDAROĞLU İLE GÖRÜŞEREK, CUMHURBAŞKANI ADAYI İHSANOĞLU’NUN KAMPANYASINA DESTEK OLMAK İÇİN AKTİF GÖREV İSTEDİ.
CHP LİDERİ KILIÇDAROĞLU’NUN GİRİŞİMLERİNE VE KATKILARINA TEŞEKKÜR ETTİĞİ CHP’Lİ ESKİ BAKAN VE MİLLETVEKİLLERİ KAMUOYUNA DA BİR AÇIKLAMA YAPTI.
CHP’li eski bakan ve milletvekillerinden Orhan BİRGİT, Ali TOPUZ, Memduh EKŞİ, Erol TUNCER, Metin TÜZÜN, Ayhan ALTUĞ, Uluç GÜRKAN, Erdoğan BAKKALBAŞI, Cemal SEYMAN, Sami KUMBASAR , Mete TAN, Vahit ÇALIN, Doğan ÖZTUNÇ, Ali Haydar ERDOĞAN, Cengiz ÖZYALÇIN, Zeki EROĞLU, Hikmet SAVAŞ ile Mustafa DOĞAN tarafından kamuoyuna yapılan açıklama şöyle ;
“Biz aşağıda isimleri yazılı yasama görevi sona ermiş CHP’li eski parlamenterler olarak; Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin görüşlerimizi açıklamakta yarar gördük. Anayasamıza göre ülkemizde Parlamenter Demokratik Sistem yürürlüktedir. Bu sistemde seçilecek Cumhurbaşkanı hangi yöntemle seçilirse seçilsin, Başkanlık sistemindeki yetkileri kullanamaz.
Cumhurbaşkanı’nın halk tarafından seçilmiş olması, Parlamenter Sistemin ortadan kaldırılmış olduğu anlamına gelmez. Bu nedenle, 12. Cumhurbaşkanlığı için yarışan üç adaydan hangisi seçilecek ılursa olsun, Anayasa’mızın 104. Maddesinde belirtilmiş olan görev ve yetkileri yerine getirmek durumunda olacaktır.
Bu yetkileri aşan yetkiler kullanmaya kalkışmak, Başkanlık Sistemi yürürlükteymiş gibi davranarak fiili durumlar yaratmak Anayasamızla asla bağdaşmaz. Bu tür davranışlar “Tek Adam Yönetimi” ne gidişin ve Anayasa suçu işlemenin somut göstergesi ve delilleri olacaktır.
Cumhurbaşkanlığına aday olan Başbakan’ın görevinden ayrılmasını öngören açık bir yasal hüküm olmamasından yararlanarak, Başbakan olarak devlet gücünü ve özellikle örtülü ödeeği kullanarak, adaylar arasındaki yarışmanın adil ve eşit koşullarda yürütülmemesini içine sindirmek, siyaset etiğine aykırılığı yanında, hakkaniyete, meşruiyete ve demokrasiye de aykırıdır. Böyle bir anlayış demokrasilerde değil ancak tek adam yönetimlerinde olabilir.
Cumhurbaşkanı adaylarından biri olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Parlamenter Sistem” e ve “Kuvvetler Ayrılığı ilkesi” ne açıkça karşı olduğunu söylemektedir. Söylemlerinden ve eylemlerinden anlaşldığına göre, demokrasiyi araç olarak kullanıp kendi “Tek Adam Yönetimi” ni kurmaya çalışmaktadır.
Bu demokrasi dışı anlayış ve yöneliş yanında, toplumda daima gerginlik yaratan kimliğiyle, yolsuzluk suçlamalarından aklanmamış bir kişi olması, daha da önemlisi, Mustafa Kemel Atatürk’ü ve eserlerini ortadan kaldırmaya yönelmiş davranışları göz önünde bulundurulduğunda; AKP Genel Baaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığına değil seçilmesi, Cumhurbaşkanlığına aday olması bile, asla uygun karşılanamaz.
Bu nedenlerle; Laik ve Demokratik Cumhuriyetimize, Mustafa Kemal Atatürk’e ve O’nun Devrimleri ile Demokratik Parlamenter Sitemimize bağlı ve dürüstlük konusunda duyarlı olan herkes, özellikle de bütün Cumhuriyet Halk Partililer, Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı adaylığına kaşı tavır almak durumundadırlar.
Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde, farklı siyasal partiler ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarıyla, geniş tabanlı bir uzlaşma ortamı yaratabilmek konusunda çaba sarfeden herkese şükran duyulması gerekir.
Bu ölçekte ve anlamda bir uzlaşma arayışı, doğası gereği çok zor bir iştir. Üstelik ülkemizde ilk kez gerçekleşmektedir. Bu nedenle uzlaşma sürecinin yönetilmesinde ve beklentilerin karşılanabilmesinde, herkesi tatmin edecek bir durumun ortaya çıkartılabilmesi oldukça zordur. Bu konuda beklediğini bulamayanların tepkileri de anlayışla karşılanmalıdır. Ancak hiçbir tepki, uzlaşma gereğini ve uzlaşma doğrultusunda hareket etme anlayışını ortadan kaldırmamalıdır.
Bazı Milletvekillerimiz ile partilerimizin ve de partimiz dışındaki bazı çevrelerin Cumhurbaşkanlığı için yeni bir aday önerme girişimleri artık geride kalmıştır. Gerek bu arkadaşlarımız gerekse uzlaşma adayımızın adaylık önerisine imza atmamış Milletvekillerimizin de ülke çıkarlarını gözeterek sorumluluklarının gereğini yerine getireceklerinden kuşku duymamalıyız.
Birlikte hareket etme gereği, ülkemize ve ulusumuza kaşı duyduğumuz sorumluluk duygusundan kaynaklanmaktadır. Uzlaşma sürecinde ortaya çıkan tepkilerden hiç biri, sonuç nasıl olusrsa olsun, bu sorumluluk anlayışına katılmaktan daha değerli sayılmamalıdır.
Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyası içinde bütün CHP lilerin, kırgınlıkları geride bırakarak, bir araya gelerek ve de kenetlenerek, Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Ekmelettin İhsanoğlu’nun tanıtılması ve seçilmesinin sağlanması konusunda çaba sarfetmesi halinde, seçimi kazanma şansının olabileceğine inanıyoruz. Bu nedenle seçim kampanyasına katılmayıp bu şansın kullanılmasına katkı vermeyenleri, sıfatları ne olursa olsun tarih affetmeyecektir.
Yeni ve eski parlamenterlerimiz ile Parti Meclisi Üyelerimizin, parti yöneticiliği ve Beelediye Başkanlığı yapmış ve yapmakta olan bütün partililerimizin bir seferberlik anlayışı içinde, Genel Merekezimiz tarafından Bölgelerde İllerde ve İlçelerde görevlendirilmelerini ve yoğun bir program içinde, yerel örgütlerimizle birlikte seçim çalımalaına kaılmalarının sağlanmasını önermekteyiz. https://www.trakya22.com adresinden 23 Kasım 2024, 07:39 tarihinde yazdırılmıştır. |