Gülen’in 28 Şubat’ta başörtüsü direnişini kıran fetvası!Başörtüsü eylemlerinin en yoğun yaşandığı, kızların devlet şiddetine maruz kaldığı o günlerde, Gülen’in ‘Başörtü füruattır’ açıklaması yasakçılara büyük malzeme olmuştu. Başörtülüler, “O açıklama karakol ve ikna odalarında hep önümüze geldi” diyor. Başörtü yasağının en acımasız uygulandığı, binlerce kızın psikolojisinin bozulduğu, çoğunun gözyaşları içinde evine kapandığı, meydana çıkanların ise polis jopuyla dövüldüğü günlerde Fethullah Gülen tarihe geçen açıklamasını yapacaktı: “Ülke ve millet adına okumak mı yararlıdır, okumamak mı? Dinin füruata aid bir meselesinde, bu denli hassas olmak mı, yoksa tercihini başka istikamette kullanmak mı gerekli? Bana göre okumayı tercih etmelidirler.” (Gülen röportajı, 13 Mart 1998- Akşam) “Başın örtülmesi kulluk meselesi ölçüsünde önem arzetmez. Teferruata aid meselelerdir… Teferruata boğulmayalım. Küçük şeylere büyük şeyleri feda etmeyelim.” (Hürriyet, E. Özkök- Gülen röportajı, 23 Ocak 1995) Gülen seksenli yıllarda da direnişçiler için “O çarşafın altında provokatör erkekler var.” diyerek büyük tepki çekmişti. Gülen’in tüm bunları takiyye için yaptığı iddialarını da kendisi şöyle boşa çıkarıyordu: “Bana takiyye isnadı, nifak isnadı, küfür isnadı gibi bir şey gelir.” (Ateş Hattı, TRT1, 03.07.1995) O dönemde öğrenci olan Dr. Hatice Kanlıtaş şunları anlatıyor: “Yasağın en acımasız uygulandığı günlerde, cemaat ablaları, elleriyle örtünmelerine yardımcı oldukları gençleri, yine kendi elleriyle açmaya çalıştılar. ‘Başörtü Füruattır’ sözünden sonra, ‘O arkadaşlar açıyor da siz niye açmıyorsunuz?’ sorusuna muhatap olmaya başladık.” Av. Gülden Sönmez ise şunları anlatıyor: “Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde her kesimden öğrencilerin katılımıyla kapsamlı bir boykot vardı. Üniversite yönetimi sınavları yapamayacak durumda ve yasağın kaldırılmasını dahi tartışıyordu. Gittiğimde, üniversite önünde tahtadan bir baraka ile karşılaştım. Meğer ‘Füruat’ açıklaması sonrası talimat gelmiş cemaate mensup kızlar o barakada başlarını açarak içeri giriyordu. Boykot delinmiş, diğer öğrenciler ise ağlayarak Kur’an okuyordu.” Merve’yi kovan Ecevit’e Şefaat 18 Nisan 1998’de Başbakanlık binasında Genelkurmay 2. Başkanı Org. Çevik Bir dört generalle Başbakan Yard. Ecevit’i ziyaret etti. Konu Fethullah Gülen’di. Görüşmenin ardından, Ecevit, “Siz öyle düşünün ama ben eskisi gibi düşünmeye devam ediyorum” demişti. 2000 yılında Gülen hakkında dava açılınca da, Ecevit, “Gülen hakkında davaya üzüldüm. Sürecin aklanma ile sonlanacağını ümid ederim” diyordu. Gülen Demirel’e olduğu gibi Ecevit’e de büyük saygı duyuyor, başörtülü milletvekili Merve Kavakçı’ya yapılan çağdışı linci görmezden gelerek, ona methiye düzüyordu. Dindarlar üzerinde terör estiren Ecevit için, “Eğer ahirette Allah bana şefaat etme yetkisi verse bunu ilk önce Ecevit için kullanırım” demekten de kendini alamayacaktı. Başörtüsü direnişinin belini kırdı “Gülen Hoca’nın, Başörtü füruattır’ sözü başörtü direnişini büyük ölçüde kırdı. ‘Bu emri yerine getirsek de olur, getirmesek de, mühim olan neticedir’ anlayışını oluşturdu. Direnişleri sekteye uğrattı. Direnişin yüzde 50’sini yok etti. O camiaya mensub velileri hatırlıyorum, bize, ‘Birilerinin maşası olmayın’ diyorlardı. Oysa daha sıkı ve dik durabilseydik, belki de farklı sonuçlar alacaktık. O açıklama ve onların başını açması elimizi zayıflattı. Yasakçıların telkini de o oldu. ‘Bakın arkadaşlarınız başını açıp giriyor bir şey olmuyor’ demeye başladılar. İkna odalarında önümüze gelen en büyük malzemelerden biri o açıklama ve o cemaate mensup arkadaşların başlarını açmaları oldu. Kendi dersane ve yurtlarında bile yasaklamışlardı. Biz yalnız kaldık.” Av. Şeyma Döğücü (Sancaktepe Belediye Başkan Yardımcısı) Yasakçılar sevinmişti “Biz yasağa karşı eylem yaparken şeyi göze almıştık. Ancak Gülen’in o açıklaması bir kırılmaya sabep oldu. Açıklama sonrası çabuk pes ettiler. O cemaate mensup arkadaşlar ve ablalar, bizim bu olayı yokuşa sürdüğümüzü, başımızı açmadığımız için olayı zorlaştırdığımızı söyleyerek bize psikolojik baskı yaptılar. ‘Başörtüsü füruattır’ ifadesi yasakçıların dört gözle beklediği bir açıklama oldu. Mesela ikinci el ele eyleminde beni de gözaltına almışlardı. Komiser yardımcısı bana karakolda, ‘Onlar niye açıyor da siz açmıyorsunuz’ sorusunu yöneltmişti.” Av. Elif Uzunpınar (Selçuk Üniv. Hukuk öğrencisi idi) Beyazıt Meydanı şahit “Aslında o cemaate mensup arkadaşlardan başından itibaren de ciddi destek görememiştik. Özellikle ‘Başörtüsü füruattır’ açıklamasından sonra genç arkadaşlarımızda bir sükut-ü hayal yaşanmıştı. Gençler arasında ikilem de oluşturdu. Sadece eylemleri etkilemedi. Temel inanç noktasında da operasyon yapıldı. O açıklama sonrası cemaate mensup arkadaşlar başını açınca, “Demek ki bu bir dini emir değilmiş böyle de oluyormuş, siz başörtüsünü siyasi sembol için takıyorsunuz’ diye suçlanır olduk. Beyazıt Meydanı şahittir ki; füruatcılar bizi aslında hep yalnız bıraktı. Hala da öyle..” Fatma Kutluoğlu (Tarih öğrencisi idi) Bizi itham ediyorlardı “cemaate mensub bir arkadaşımız şöyle demişti; ‘Asıl fedakarlığı biz yapıyoruz. Daha büyük idealler için inancımızı yerine getirmiyoruz. Amacımız için her şey teferruattır. Sizin yaptıklarınız çok basit kalıyor.’ bu arkadaşların başlarını açarak girmesi ve Gülen hocanın sözleri ikna odaları ve karakollarda önümüze geldi. ‘Onlar müslüman değil mi bak başlarını açıp giriyorlar. Kime hizmet ediyorsunuz, provokatör müsünüz’ ithamlara da maruz kaldık.”
medyagündem https://www.trakya22.com adresinden 22 Kasım 2024, 17:22 tarihinde yazdırılmıştır. |