'Uzun adam' ölürse ne olur?

Kendi ülkenin Başbakanı'nın ölümünü istemek!!
'Uzun adam' ölürse ne olur?

Enerji Bakanı Taner Yıldız, NTV'de katıldığı bir programda hayli çarpıcı bir bilgi aktardı. 17 Aralık operasyonu üzerine konuşulan programda şunları söyledi; "Ortada bir sıkıntı var. Biz kardeşiz. Kardeşe beddua edilmez, dua edilir. Eğer mesele dershaneler olsaydı, bazı arkadaşların-önemli kısmını tenzihen söylüyorum-'uzun adamın ölümünü üç yıldan beri istiyoruz. Ama hala ölmedi' denmezdi.

"Paralel yapının üst düzey bazı yöneticilerinin 'Uzun Adam'ın ölümünü üç yıldan beri istiyoruz ama hala ölmedi' sözlerini aktarıyor Yıldız ve bu sözlerin 'yetkili ağızlar'dan çıktığını söylüyor."

Bu iddia en kuvvetli desteğe dün Başbakan'ın TBMM Grup konuşmasında zirveye ulaştı ve ameliyatı sırasında "umutlananlar", kötü hastalıklara ümit bağlayanlar olduğu zikredildi.

Başbakan'ın sağlığı üzerine o günden bu yana yoğun biçimde "yerli/yabancı" spekülasyon yapıldığı bilinmeyen bir konu değil. Bu konu günlük hayattaki yolda yürüyen adamın yaptığı dedikodulara değin de geldi. Ama "temenni" boyutuna hiç ulaşmadı. Ulusal ve geleneksel terbiye sınırı hiç aşılmadı. En şiddetli Başbakan muhalifleri bile "dileklerine" bu çirkinliği, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nı karıştırmadı.

Başbakan'ın ölümüne dua etmekten murad nedir sorusuna bir seri yanıt verilebilir ve bunların hepsi büyük menfaatlerle, çıkarlarla ilgilidir. Yani "engel" Başbakan ise, ele geçirilmek istenen Türkiye'dir!

"Türkiye'nin üstelik bugünkü konjonktüründe Başbakan'ın ölmesi halinde bu ülkeye ne olur?" üzerine düşünüldüğünde mesele hayli net biçimde ortaya çıkar... 

1. Büyük ve önlenmesi çok zor bir siyasi kriz çıkar. 
2. Ekonomi hemen çöker. 
3. Partiler ve TBMM dengeleri çöker. 
4. Tüm sınırlarımızdaki ve sınırlarımızın uzağındaki onlarca düşman anında gözlerini ve dişlerini Ankara'ya çevirir. 
5. Türk lirası çöker, döviz patlar, altın fırlar. 
6. TBMM dışında ve içindeki tüm muhalefet ne yapacağını şaşırır. Kerteriz noktasını Başbakan'a göre kuran muhalefet seri tartışmalar içinde kaybolur. 
7. Terör örgütleri hemen alevlenir. Kürt sorunu-uzlaşı ve barışın ortadan kalktığını düşünerek-silaha sarılır. 
8. Seçimler tam bir kaosa dönüşür. Ertelenmesi gündeme gelir! O da ayrı tartışma konularına yol açar. 
9. "Tüm bürokrasi donar". "Tüm yatırımlar durur". "Dışarıdan yatırım durur." 
10.  Bugün Başbakan'a sınırsız saldıran basın anında "badem gözlüydü" edebiyatıyla manşetler çeker. 
11.  Bugün Başbakan'a karşı "elbirliği" eden tüm "kesimler" Armani gözlüklerini takar. 
12. Tüm o kesimler, kendi menfaat sistemlerinin dönmek üzere olduğu hesabıyla planlarını tazelerler. 
13. Türkiye kaybeder! 
14.  Başbakan'a oy versin vermesin herkes kaybeder! 
15.  Türkiye yaşamaya devam eder. Yok olmaz. Ama içine ağlar. 
16. Bu maddeleri sayısız çoğaltmak mümkün çünkü, politik veya ekonomik, sosyal veya psikolojik travma tüm hücrelere nüfuz eder. 
17. Bu maddelerde "Erdoğan" ismi bir kere bile kullanılmadı. "Başbakan"dan bahsedildi. Türkiye Cumhuriyeti'nin seçilmiş Başbakanı'ndan. 
18. Kim olduğu önemli değil. 
19. Eğer seçilmiş "Başbakanınız" ölürse ülkenizin "yas"ı çok uzun olur.

https://www.trakya22.com adresinden 23 Kasım 2024, 07:43 tarihinde yazdırılmıştır.