Paralel yapı suikastler ve canlı bombalı eylemler düzenleyebilir

Paralel yapı suikastler ve canlı bombalı eylemler düzenleyebilir

Ak Parti Milletvekili Şamil Tayyar, 17 ve 25 Aralık’ta başarılı olamayan örgütün seçimlere kadar suikastler de dahil birçok eylemleri yapabileceğini söyledi.

Tayyar sabah.com.tr’nin sorularına cevap verdi.

17 Aralık operasyonunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Dünyada yeni bir küresel denge oluşuyor. Bir tarafta Amerika diğer tarafta bu gücü dengelemeye çalışan Rusya, Fransa, Almanya’nın olduğu karşıt grup var. Bununla birlikte de birçok hassas bölgede de dünya haritası yeniden çizilecek. Bu yeni dünya düzeni oluşturulurken yıllardır söz sahibi olanlar kendini oyun kurucu olarak görenler büyüyen, bölgesinde ve etrafında etkili olan ve yeni dönemde artık öz sahibi olmak isteyen Türkiye’ye karşı bir pozisyon almış vaziyetteler. Türkiye’nin üstlenmeye çalıştığı yeni rolden rahatsızlar.
Güçlü Türkiye profilinin mimarı olarak gördükleri Başbakan Erdoğan’ı tasfiye etme gayreti içindeler. Erdoğan’sız bir Türkiye projesi peşindeler.
Bunun içinde Gezi Olayları ile başlayan ve 17 Aralık ile devam eden bir büyük siyasi operasyon söz konusu. Çünkü önümüzdeki dönemde Cumhurbaşkanlığı seçimleri var. Başbakan’ın aday olma ihtimali son derece yüksek. Olur ve kazanırsa fiilen icranın başı olur. Türkiye fiilen Başkanlık sistemine geçmiş olur. Bu da 10 yıl daha Erdoğan’ın başında olduğu bir yönetim modeli demek. Onun için Başbakan’ı Cumhurbaşkanlığı fikrinden vazgeçinceye kadar bu operasyonların devam edeceğini düşünüyorum.

Başbakan’ı siyasetin dışına itmek için mi yapılıyor bu operasyonlar?
Evet siyasetin dışına itmek için yapılıyor. Malum üç dönem sınırlaması var. Cumhurbaşkanı olmaması durumunda önümüzdeki dönem aday da olamayacağı hesaplanıyor. Başbakan bundan vazgeçerse bu sefer “3 dönem sınırlaması var, sahip çık önümüzdeki dönem aday olma” diyecekler. Erdoğan’ı siyasette minder dışına atacak her türlü olayı tezgâhlayacaklar. Erdoğan’sız bir Türkiye hayal ediyorlar.

HEDEF OCAK AYINDA YENİ HÜKÜMET KURMAKTI

Bu operasyonu kimler yapıyor?
Burada bir Neo-Con çetesi var. Taşeron olarak kullanılıyor. Gezi olaylarında başka aktörler vardı ancak oradan bir sonuç alınamadı. Toplum Başbakan’a çok büyük destek verdi. Ancak Gezi olayları ile murad edilen operasyon akamete uğrayınca başka bir aktörle Neo-Con çetesini ortaya koydular. Onun üzerine bir operasyon. Onun da amacı 28 Aralık’ta hükümeti istifaya zorlamak ve Ocak ayında da yeni bir hükümet kurmaktı. Bu da gerçekleşmeyince Şubat ayında Başbakan’ı istifaya zorlayacak bir mekanizma yeniden sahnelemek istiyorlar. 30 Mart sonrası Ak Parti sandıktan yeterli oy almazsa kamuoyu baskısı oluşturmak için Gezi olayları gibi sokakları, meydanları hareketlendirerek, sözde bir halk hareketi ile hükümeti devirmek niyetindeler. Dolayısı ile Şubat ve Nisan ayında iki kademeli bir başka oyunla karşı karşıya olduğumuzu söyleyebilirim.

SUİKASTLER OLABİLİR

Seçimlere kadar başka operasyonlar olacak mı?

Seçim sonucunu AK Parti aleyhine oluşturabilmek için her türlü oyunu sahnelemek isteyeceklerdir. Ama oyun derken sadece sokak hareketi gelmesin aklınıza, yargıçlar üzerinden yürütülecek bir operasyon gelmesin… Farklı şekillerde tezahür edebilir. Kitlesel ölümlerin olabileceği bir takım eylemler söz konusu olabilir. Canlı bombalar olabilir. Ya da önemli kişilere suikast olabilir. Ya da geçtiğimiz günlerde sınırımızda TIR hadisesi gibi… Türkiye’yi kaosa sürükleyecek, uluslararası ilişkileri zora sokabilecek, bir takım provakatif eylemlere başvurabilirler.

MİLLETVEKİLLERİNE İSTİFA BASKISI YAPILIYOR

Ses kayıtlarında 78 milletvekilinin istifasından, Genç Parti’den bahsediliyor. Milletvekillerine baskı var mı?
Milletvekilleri üzerinde baskılar var. Kimilerine istifa etmeleri yönünde telkinlerde bulunuyorlar, kimilerine Başbakan’ın yanında yer almaması söyleniyor. HSYK kanunu gibi kritik düzenlemelerde oy vermemeye davet ediyorlar. Bir taraftan da Başbakan’ı AK Parti içinde yalnızlaştırmaya çalışıyorlar. Birçok milletvekili arkadaşımın başına geldiğini biliyoruz. Ama 78 milletvekili bulabilmiş olsalardı bu olayı şimdiye kadar yaparlardı.

CUMHURBAŞKANINI MECLİS SEÇSİN KAMPANYASI

Dikkatli olmamız gereken bir başka nokta da Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilecek olması. Bunun toplumda yarattığı bir gerginlik varsa bunu azaltmak için eski sisteme yeniden dönsek iyi olur mu acaba?
Bir takım arayışlar var. Bazı mahfillerde Meclis Cumhurbaşkanını seçsin önerisi hazırlanıyor. Bunun bir tuzak olduğunu düşünüyorum. Böyle bir yola başvurursak zannediyorum ki Cumhurbaşkanını seçebilecek 3. turda yeterli çoğunluğa 276′nın altına AK Partiyi düşürmek için ellerinden geleni yapacaklar. 28 Şubat sürecinde olduğu gibi değişik yerlerde milletvekili borsası kuracaklardır. Bu kadar milletvekili istifa ettirmeleri asla mümkün gözükmüyor. Eğer başarabilselerdi şimdiye kadar yaparlardı.

17 Aralık operasyonu 27 Nisan’a mı 28 Şubat’a mı benziyor?
Ben bu operasyonları 27 Nisan’dan ziyade 28 Şubat’a benzetiyorum. 28 Şubat’ta doğrudan Genelkurmay karargâhı ve Batı Çalışma Grubu vardı. Burada GK Karargahı veya BÇG olmasa da onların yerini alan başka mekanizmalar var. Ama uyguladıkları yöntem birbirine çok benziyor. Milletvekillerini istifa ettirmeye çalışıyorlar. AK Parti’yi zayıflatmaya çalışıyorlar. Başbakan kötü, çevresi iyi diyerek Başbakan’ı yalnızlaştırmaya ve itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar. Aynı şekilde siyasi istikrarı bozarak ekonomik istikrarsızlıklara sebebiyet vermek istiyorlar. Piyasaları olumsuz etkilemek istiyorlar. Yolsuzluk olduğu iddiası üzerinde toplumun hassas noktalarına dokunmaya çalışıyor. Bir benzetme söz konusu ise arkasındaki iradenin biraz farklılaştığı düşüncesinden 28 Şubat sürecinde uygulanan yönteme biraz daha benziyor gibi geliyor bana.

Türkiye siyaseti bir tehdit altında mıdır?
Türkiye siyaseti kesinlikle bir tehdit altında. Her türlü enstrüman kullanılıyor. Türkiye’nin 2014 yılı içerisinde ülke olarak ödemesi gereken borç miktarı 200 milyar dolar. Buna özel sektör ve devlet borçları hepsi dahil. 50-60 milyar dolar da cari açık var. Bu şu demek: Türkiye’nin bir yıl içerisinde 250 milyar dolar civarında bir kaynak bulması lazım! Türkiye’nin kredibilitesini düşürerek, zayıflatarak bir ekonomik açmaza sürüklemek istiyorlar. Öyle bir ekonomik istikrarsızlık olursa piyasalardaki dalgalanmanın üretimi azaltıp, işsizliğe sebebiyet verebileceği ve zamlara yol açabileceği varsayılıyor. Böyle bir tablonun da seçmen eğilimlerini olumsuz etkileyeceği düşünülüyor. Yani tezgâh büyük.

CEMAATTEN DOLAYI OY VERMEYENLER AK PARTİ’YE OY VERECEKTİR

Cemaat CHP’yi ne kadar destekleyecek?
Cemaat adına söz sahibi olan bazı kadroların AK Parti’ye oy verilmemesi yönünde tabana bazı telkinleri olduğunu duyuyoruz. Benim kanaatim AK Parti karşısında hangi parti güçlü ise zannediyorum o adaya oy verin telkininde bulunacaklar. Bu telkinlerin cemaat tabanında reaksiyonla karşılandığını görüyoruz. Cemaat tabanından ciddi bir şekilde oy alırız diye düşünüyorum. Hizmet tabanından uzun süre AK Parti’den uzak duran grupların bunu fırsat bilerek AK Parti’ye yönelmesi ile telafi edileceğini düşünüyorum. Bu manada dengeleyici bir durum oluşuyor. Hizmet nedeniyle AK Parti’den uzak duran birçok STK, dini gruplar AK Parti’ye yönelmeye başladı. Bu konuda AK Parti’nin ciddi bir kaybının olacağını düşünmüyorum.

Cemaatin tabanı üst yönetimine nasıl bakıyor?
Cemaatin tabanından üst yönetime önemli bir tepki var. Onların da kafası karıştı. Önemli, bir kısmı Fethullah Gülen’e dini lider olarak saygı duysa da siyasi lider olarak da Recep Tayyip Erdoğan’ı gördüklerini AK Parti’ye oy vereceklerini söyliyorlar. Böyle bir ayrıma giden cemaat tabanı da var.

 

 

 

medyagündem

https://www.trakya22.com adresinden 23 Kasım 2024, 07:41 tarihinde yazdırılmıştır.