Gülen’in öfkesinin nedeni Mehdilik meselesiyle mi ilgili?

Gülen’in öfkesinin nedeni Mehdilik meselesiyle mi ilgili?

Hıristiyanlığın Evangelistler tarikatına bağlı oğul Bush’un 2. Körfez savaşı sırasında kullandığı “Tanrı’yı kıyamete zorlama” deyiminin psikolojisi Tanrının seçtiği kutsal kullarından olduğuna inanmanın getirdiği öz güvenin göstergesiydi. Tanrı kıyamet için onları seçmişti. “Hizmet gönülleri” diye bildiğimiz Cemaatten Ergenekon canavarı çıkaran, Cemaati dünya markası haline getiren aklı, her durumda kaybedeceğini bildiği çatışmaya sürükleyen şey, işte bu “seçilmişlik” psikolojisi. “Hoşgörü timsali” Cemaat liderinin Müslüman kardeşlerine beddua ettirecek kadar gözünü döndüren hırs elinden alınan “seçilmiş”lige tepkiydi. Cemaati seçilmiş olduğuna inandıran, üzerinde yeşerdiği Said-i Nursi’nin yazdığı şu cümlelerde şifrelenmişti:

“1. Ve anladık ki, bu hizmetimizle o nurani zatlara zemin izhar ediyoruz (hazırlıyoruz). (Sikke-i Tasdik-i Gaybi, 189) Ta ahir zamanda, hayatın geniş dairesinde asıl sahipleri, yani Hz. Mehdi ve şakirtleri, Cenab-ı Hakk’ın izniyle gelir, o daireyi genişletir ve o tohumlar sünbüllenir. (Sikke-i Tasdik-i Gaybi, 138 – Kastamonu Lahikası, 72)

2.’Büyük Hz. Mehdi’nin çok vazifeleri var. Ve siyaset âleminde, diyanet âleminde, saltanat âleminde, cihad âleminde.’ (Şualar, sf. 456)

3. ‘O zatın üçüncü vazifesi, Hilafet-i İslamiyeyi İttihad-ı İslam’a bina ederek, İsevi ruhanileriyle ittifak edip din-i İslam’a hizmet etmektir. Bu vazife, pek büyük bir saltanat ve kuvvet ve milyonlar fedakârlarla tatbik edilebilir”(Sikke-i Tasdik-i Gaybi, sf. 9)

4. ‘Bir asır sonra zulümatı dağıtacak zatlar ise, Hazret-i Mehdi’nin şakirdleri olabilir.’ (Birinci Şua, 85)”

CEMAAT SAİD NURSİ TARAFINDAN MEHDİ OLARAK MÜJDELENDİĞİNE İNANIYOR!

Cemaatin kendilerini seçilmiş olduğuna iten “Cenab-ı Hakk’ın izniyle gelir, o daireyi genişletir” sözüdür. Bilindiği üzere cemaat Said Nursi’nin açtığı yolu büyütmüştür yani genişletmiştir. Cemaatteki anlayış, cemaat liderinin “Said Nursi tarafından müjdelenmiş olduğu” inancıdır.

MEHDİ AYNI ZAMANDA DEVLET BAŞKANI VE HALİFE OLACAK!

Said Nursi’ye göre Mehdi siyaset vazifesiyle İslam toplumunu tekrar birleştirecek, (cemaat liderinin siyasetle bu kadar ilgilenmesi belediye başkanlıklarına kadar müdahale ettiği milletvekili tayin ettirip istifa ettirmesi anlaşılıyor sanırız) diyanet göreviyle İslam içindeki bidatları ortadan kaldırıp  İslam’ı  saf haline getireceği ve  başkomutan olup cihad yaparak İslam âlemi üzerindeki zulümatı kaldıracağını söyler. Mehdinin bu kadar büyük işleri yapabilmesi için devlet başkanı yani halife olması kaçınılmazdır.

Bilinenin aksine halifelik kaldırılmamış askıya alınmıştır.  Devlet ele geçilip devlet başkanı olunduğu zaman aynı zamanda halife olmuş olunacak.  Osmanlının başkentleri Bursa ve İstanbul’da ve Türkiye Cumhuriyeti başkentinde cemaatin yaptığı villaların sırrı bir nebze aydınlanmış olsa gerek.  Halife aynı zamanda devlet başkanı olan Mehdi için şimdiden oturacağı şaşalı bir yer yapılmalı.

Cemaatin yıllardır devlet kurumlarına (yargı, polis, askeriye ve maliyeye) sızdığı, kendilerini engellemek isteyenleri bir şekilde pasifize ettiği ( Hanefi Avcı. Nedim Şener …)  bilinen bir gerçektir.  Cemaatin ilk olarak referandumda mezardan bile adam toplayarak devşirdiği kurum HSYK marifetiyle yargı olmuştur. Bu iş aslında pek kolay olmadı. Referanduma sert muhalefet yapacağı düşünülen CHP’nin genel başkanın referandum öncesi ekarte edilmesinin ardından yine referandumda planlarına taş koyan Bahçeli’nin yardımcıları Baykal’ın akıbetini paylaştı.

MEHDİ HIRİSTİYANLARLA DİYALOG KURACAK

Said Nursi’ye göre Mehdi’nin bir görevi de,  “İsevi ruhanileriyle ittifak edip din-i İslam’a hizmet etmektir.” Yani Hıristiyan din adamlarıyla ittifak yapmak olduğunu açıklar cemaat… Bu yapının hoşgörü ve diyalog çalışmaları sanırız daha anlamlı oluyor.

Anlaşıldığı üzere cemaat ve lideri Said Nursi’nin Mehdi tanımı bire bir hayata geçirmek için her şeyi yapıyor, Tanrı’yı Mehdi göndermesine zorluyor. Mehdi’nin gelebileceği yerlerde oturacağı villalar kadar hazır edilmiş. Cemaat liderlerinin Türkiye gel çağrılarına cevap vermemesinin bir nedeni Mehdi’nin gelme vakti oluşamadığına inanılıyor olmasından, hem de Mehdi’nin gelişini bir başbakan belirleyebilir mi?

“Ne istedilerse verdim” diyen bir Başbakan’a “Firavun” diyebilecek kadar kızmalarının sebebi, Sevilay Yükselir’in üç hafta önce A Haber’de açıklamasında yatıyor.  Sevilay Yükselir, Arınç’ın Cemaatin liderine “bu yapılanmaya son verin bu böyle gitmez” dediğini bunun üzerine cemaat liderinin “az kalsın Arınç’ı kovacaktım” dediğini aktarmıştı. Sanırız Başbakan Mehdi’nin gelişini engellediği için Hanefi Avcı’nın tutuklanmasından önce söylenen “Allah taksiratını affetsin” sözüne mazhar oldu!

 

 

 

medyagündem

https://www.trakya22.com adresinden 23 Ekim 2024, 16:28 tarihinde yazdırılmıştır.