Aynen bize uyar!.

Petrol fiyatlarının düşmesi örneğin Türkiye gibi enerjisinin tamamına yakınını ithal eden ülkeler açısından ‘harika’ bir haber. Doğal olarak petrol üreten ülkelerin zarara, daha doğrusu ‘kârdan zarara” uğrayacağı tahmin edilebilir.

Fakat daha ağır yaralanmalar da söz konusu olabilir. Bu riski taşıyan ülkelerin başında Suudi Arabistan geliyor. Hemen arkasından Rusya. Ancak Moskova’nın durumu daha iyi.

Oyunda olmayan petrol...

OPEC yani “Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü” bunun için var. Bu ülkelerin menfaatlerini korumak için. Bu örgütün üyelerinin de belli kotaları var ve hesaplanmış denge, aslında politik dengeleri de koruyor.

Ancak olağanüstü şartlardan çıkan, yeniden dünyaya petrol verme ihtimali bulunan ülkelerin yaratabileceği anafor bundan ayrı. İran (ABD/Batı ve hatta İsrail’le yeniden uzlaşma ve üzerindeki ambargonun hafifletilmesi ihtimali), Irak (savaştan sonra iç karışıklıkları aşamasa da Kuzey Irak ve Güney Irak yoluyla petrol satmaya ağırlık vermesi), Libya (Arap Baharı’ndan sonra eski mutla petrol günlerine doğru koşması) dünyada piyasaya sürülen petrol miktarını artıracak gibi.

Riyad petrolünü azaltırsa?

Bu durumda dünya petrol fiyatlarının düşmesi çok normal. Ancak üreticilerin bunu engellemesi için de bir yol var. Kendilerine ait kotalardan fedakârlık yapmalı. Yani “arz-talep”i dengelemeleri. Haliyle ilk göze çarpacak ülke de S.Arabistan.

Yaklaşık 10 milyon varil/gün petrol ihraç eden ülke bundan vazgeçmezse gelirlerinde ciddi düşüşler olacak. Vazgeçerse de daha az petrol satacağından geliri yine düşecek. Bu da Suud krallığında para ile durdurulan Arap baharı gibi sosyal gelişmeleri hemen tetikleyebileceği gibi, zaten işsizlikle baş etme noktasında dertleri bulunan ülkeyi çalkantılara sürükleyebilecek.

Rusya’nın sınırı belli

Moskova için ise durum daha net. Rusya, petrolün 91-93 dolar altına düşmesinin kendisi için kırmızı çizgi olduğunu alenen söylemiş bulunuyor. Bu durumda ülkeyi finanse etmek çok zorlaşıyor.

Tabii bu rakamların altına düşmek için henüz çok erken ve olacağı da kesin değil ama Kremlin’in bu söylemi, Çin’le geçtiğimiz Eylül ayında yaptığı devasa enerji anlaşmasından önceydi. Şimdi o kırmızı çizgi daha düşük rakamlara çekilmiş olabilir!