Tarih tekrarlarsa hangisi kazanacak?..
ABD ve Rusya, Suriye’ye yönelik politikaya tam olarak hakim olmuş durumdalar. Bu ikili kendi ülkelerinin iç dinamikleri, bölgesel ve küresel beklentilerini “optimalize” ederek el sıkışmış bulunuyor.
Batı ülkelerinin Şam’a yönelik politikalarının bu kadar kısa süre içinde ve tamamen zıt yönlere dönen politikaları dünya tarafından "ağzı açık" ama "sessiz" izleniyor.
Sadece günler içinde "dövmekten övgüye" dönen Batı politikaları Türkiye gibi müttefiklerini de zor durumda bırakıyor. Ancak bu gelişme-diplomasinin uygulanış biçimleri ne kadar çeşitli olsa da!-"iyi"-"kötü"-"çirkin"i değiştirmiyor!
Türkiye hâlâ "iyi" çünkü kendi başlatmadığı bir iç savaşın tüm masum çocuklarını yüzlerce milyon dolar harcayarak misafir ediyor ve dünyada kimse bunun için parmağını kıpırdatmıyor.
Şam hâlâ "kötü" çünkü kendi evlatlarını katletmeyi sürdürüyor ve bunun için en ufak bir üzüntü duymuyor. Elindeki kanın kalınlığı(,) çıkmaz (,) bir gelecek oluşturuyor.
Ve ABD.. Hâlâ "çirkin": Aslında pekâlâ telafi edebileceği, ikame edebileceği, tamir edebileceği menfaatleri için Mısır’da yaşananlara “darbe” diyemiyor. Kimyasal silah kullandığını bizzat kendisinin ispatladığı ve dünyaya açıkladığı bir dikta yönetiminin başına şimdi “övgü” yağdırıyor. Üstelik uluslararası hukukun insanlık suçu, kendisinin de kırmızı çizgi saydığı bu uygulamadan sonra. Daha da ileri giderek, “kimyasal kullanmadan devam et” mesajını zımnen göndererek. ABD bugün için, Şam ve Esad için şu sıfatı kullanabiliyor; “kötü, çok kötü”!