Kentsel Dönüşüm’ün kurbanlık koyunları olmak istemiyoruz

Edirne Roman Eğitim Gönüllüleri Derneği Başkanı Turan Şallı, Kentsel Dönüşüm'ün Romanları ekonomik çöküntü, sefalet, toplumdan uzaklaştırıp yaşadığı kültürden yoksun bıraktığına dikkat çekerek, “Kentsel Dönüşüm’ün kurbanlık koyunları olmak istemiyoruz” dedi.

Edirne Roman Eğitim Gönüllüleri Derneği Başkanı Turan Şallı, Kentsel Dönüşüm'ün Romanları ekonomik çöküntü, sefalet, toplumdan uzaklaştırıp yaşadığı kültürden yoksun bıraktığına dikkat çekerek, “Kentsel Dönüşüm’ün kurbanlık koyunları olmak istemiyoruz” dedi.
Dernek Başkanı Şallı, yaptığı yazılı açıklamada, Gazete Habertürk’e TOKİ ile ilgili açıklamalarda bulunan Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın ısrarla dile getirdikleri 'Kentsel Dönüşüm'ün aslında  rantsal ve bölüşüm düzeni olduğunu kanıtladığını belirterek, şunları söyledi:
“Para gelirse nereden gelirse gelsin' anlayışı ne kadar doğru onu bizler bilemeyiz. 'Rant oluşmazsa ülke kalkınmaz' diyorsa da  bizler ezilmemek için mücadele ediyoruz. Türkiye’de yaşayan Romanlar en büyük mağduriyeti yaşayıp bu sisteme feryat etmektedir.  Hani Romanlar ülkemizin birinci sınıf vatandaşları idi. Romanlar devletine, bayrağına bağlı diyenlerin ödülü bize kentsel dönüşümde büyük mağduriyet yaşatmak mıdır? Büyük umutlarla beklediğimiz Roman açılımı bu ise, kentsel dönüşüm de büyük depremler oluşmadan  artçı sarsıntılarını çekiyoruz.
Romanların barınma hakkı zorla ellerinden alınmaya çalışılmaktadır. Kentsel Dönüşüm Romanları ekonomik çöküntü, sefalet, toplumdan uzaklaştırmak, yaşadığı kültürden yoksun bırakmaktır. Bir hafta önce İstanbul Ataşehir de yaşanan görüntüler ortada. Vatandaşını böyle çaresiz bırakan devlet anlayışı olmamalı. Kentsel dönüşüme karşı değiliz. Ancak, önce roman ve roman gibi yaşayan toplulukların sosyal ve ekonomik gelişmesinin sağlanması gerekir. Aksi takdirde bu rant düzeni mutsuz ve geleceğini göremeyen bir Roman toplumu yaratmaktadır. Sosyal sorunlar dağın boyunu aştı. Sosyal felaket başımızda. Bunları gören var mı?
Asker uğurlamalarına çocuklarımızla bazen yalın ayak, başıkabak elimizde Türk Bayrağı ile yağmur, çamur demeden yola çıkarken bizlere gıpta ile bakanlar, Kentsel Dönüşüm’de niye görmezden geliniyoruz. Kentsel Dönüşüm yerinde iyileştirme olarak yapılmalıdır. Ekonomik çöküntü yaratmadan yaşam tarzımıza, ihtiyaçlarımız doğrultusunda konutlar yapılması gerekir.
Kentsel Dönüşüm’ün kurbanlık koyunları olmak istemiyoruz. Yaşadığımız her türlü olumsuzluluklara rağmen devletimize hiçbir zaman küsmedik. Kentsel Dönüşüm'de bizleri küstürmeyin, ağlatmayın, bizi ayırmayın. Madem bizler devletimizin birinci sınıf vatandaşıysak öyle de bir muamele görmek istiyoruz. 'İlle de Roman olsun ister çamurdan olsun' değil bizler de sevdiğimiz ülkede insanca yaşamak istiyoruz.”