Ankara, "demokrasi dersi"ni yedi mi?..

Darbeyi burada biliyordu!
Ankara,  

Mısır’da darbe olacağını ABD’nin önceden bildiğine inanmayan-ki bu noktada somut bilgiler de artık kamuoyuna yansıyor-bir tek kişi bulunmuyor. Aslında sadece bu kadarı bile, “Batı” dünyasının çok standartlı ve mide kaldırmaz politikalarının göstergesi.

Dramatik olan, darbe anlarında ve hemen öncesinde yaşanan bazı olayların, ABD dostluğunun geleceğine ilişkin ders vermesi!

Örneğin, Mısır’da darbe olurken, dakikası dakikasına aynı anlarda, ABD’nin Ankara Büyükelçisi Ricciardone’nin, karşısındaki yaklaşık 500 seçkin Türk davetliye yanında Türk hükümetinin iki bakanı da olduğu halde verdiği demokrasi dersi!

Üstelik bu o kadar planlı ve pusu kurma aklıyla yapıldı ki, söyleyeceklerini açıkça dillendirmekten imtina ederek, bu ülkenin kurucusunun, bizim liderimizin, Atatürk’ün vakt-i zamanında söylediği cümlelerin arkasına sığınarak, “ben demedim o dedi” mazeretini kalkan yapma düşüncesiyle.

Kendi ülkesinin en tanınan ve saygın Başkanı sayılan John F. Kennedy’nin sözlerini de bunun altına ekleyerek ve tam da bunun üzerinden Ankara’daki JFK caddesindeki eylemlere gönderme yaparak... Ama JFK'nın neden ve kimler tarafından katledildiğini hiç görmeden.

“Penceremden duyuyorum” diyerek; Ankara’daki ABD büyükelçiliğinin bulunduğu nokta ile JFK caddesi sıfır mesafesinde ama o eylemlere katılan kimi illegal örgütlerin patlattığı bomba sonucu bir Türk’ün kendini feda ederek Amerikalıların hayatını kurtardığı elçilik kapısı da orada!

Tıpkı, ABD elçiliği JFK caddesine kulak mesafesindeyken, ABD Büyükelçisi’nin evi sayılan ve işte yukarıdaki konuşmasını yaptığı büyük villanın İran Caddesi’nde olması gibi.

Veya meselesi daha da büyütebiliriz; ABD Başkanı’nın birkaç gün evvel Afrika gezisinden Mursi’yi aradığı, aralarında hayli sert konuşmalar geçtiği ve sadece birkaç gün sonra darbe olduğu düşünülürse, Nelson Mandela’nın on yıllarını geçirdiği minicik hücreye giren Obama’nın fotoğrafçılara verdiği duygulu pozisyonların samimi olmadığı sonucu da çıkarılabilir.

Çünkü ABD Başkanı orada darbeyi biliyordu ve o sıralarda can çekişen Mandela’nın hücresinde, Mısır generallerine adamlarının ne söyleyeceğini düşünüyor da olabilir.. Sakladığı gözyaşları kimin içindi; geçmişinin bir parçası olan Mandela ve Afrika için mi yoksa Mursi için mi? Veya.. Sadece Oval Ofis dengeleri için mi? Zamanlama hepsi için gayet uygun!

Bu sembolik/metaforik anlatımları uzatmak çok mümkün. Ama somut olaylar da var; Mesela elçi Ricciardone’nin 4 Temmuz konuşmaları ile kısa süre önce ziyaret ettiği AKP Genel Merkezi’ndeki konuşmaları arasındaki fark gibi!

Bunları Ankara’da bilen biliyor!

Nihayet, dünyada dış politika mekanizmalarının böyle işlediği ve ismine de “reel politik” dendiğini bilmeyen yok. Ancak, ABD’nin “insan hakları ve demokrasi” üzerinden yürüttüğü klasik/eleştirel dış politika, Ankara’ya yönelmeye müsait değil!

Çünkü ABD’nin pozisyonu müsait değil!

Clear?

https://www.trakya22.com adresinden 23 Ekim 2024, 16:28 tarihinde yazdırılmıştır.