'Gezi Parkı kılıfı büyük bir oyun'-"GÖZLERİNDEN ÖPÜYORUM"

Başbakan Erdoğan, AK Parti grup toplantısında milletvekillerine hitap etti.
'Gezi Parkı kılıfı büyük bir oyun'- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Taksim Gezi Parkı'nın aslında AVM'ye uygun olmadığını ve inşa edilecek Topçu Kışlası'nın tamamının şehir müzesi olabileceğini söyledi. 

AK Parti Grup Toplantısı'nda konuşan Erdoğan, İstanbul'da doğru dürüst bir meydan olmadığını hatırlatarak, Taksim'deki düzenlemelerle Taksim Meydanı'nı devasa görme şansına sahip olunacağını dile getirdi. Erdoğan, "Topçu Kışlası yapılırken burada yeşil katliamı diye bir şey söz konusu değil. Öyle bir şey yok. İstanbul'un bilir misiniz şehir müzesi yoktur. İstanbul'a ilk defa Topkapı Sarayı'nın dışında bir şehir müzesini de kazandırmış olacağız. Biz bir AVM ifadesini kullandık diye sanki tek alternatif buymuş diye konuştular." dedi. Bununla birlikte burasının AVM'ye de uygun bir yer olmadığını söyleyen Erdoğan, "Metrekaresi açısından böyle bir şey olmaz. Üstü rezidans olabilir, Hilton olabilir bunları da kullandık. Şehir müzesi olarak biz Divan Oteli tarafını konuştuk. Arkadaşlarımız bütününü yapsak dediler. Bunun üzerinde de çalışmalar yapılıyor." diye konuştu. 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, grup toplantısındaki konuşmasında, özellikle 28 Şubat döneminden örnekler vererek, inançlarından dolayı nice insanın hayatının karartıldığını söyledi. Başörtülü kızların üniversiteye gidemediğini anlatan Erdoğan, aynı şekilde Gezi Parkı olayları ile ilgili daha önce kamuoyuna yansımayan bir olayı nakletti: "İşte bu olaylarda bile maalesef çok önemli bir yakınımın gelinini Başbakanlık ofisinin yakında, yanında 6 aylık çocuğu yerlerde süründürdüler. Kendisini taciz ettiler, çocuğunu taciz ettiler. Bunun özgürlük mücadelesi ile yakından uzaktan ne alakası var arkadaşlar. Bu mudur özgürlük? Ama biz tüm bunlara sabır sabır sabır sabır…" 

Erdoğan, ilginç bir benzetme yaparak, "Hani bidon kafalı, göbeğini kaşıyan adam diyorlar ya? Bu bakış sadece bugünün değil 10 yılların bize bakışıdır, halkıma bakışıdır. Onlara göre biz siyasetten anlamayız, sanattan, tiyatrodan, resimden, mimariden anlamayız. Onlara okumamış bir alt tabaka, verilenle yetinmesi beklenen zenci bir güruhuz. Hep böyle baktılar, bugün de aynı nazarla bakıyorlar. Kendi yaşam tarzlarını kabul etmeyenlere hep bunu yaptılar. Bunu sadece bize de yapmadılar. Biz Mamak zindanlarının şahidiyiz. Mamak'ta yatanları ziyarete gitmek suretiyle kuyrukta bekleyenlerdendim, orada yatanların durumunu biliyorum. Biz Metris zindanlarının Diyarbakır zindanlarının da şahidiyiz. Biz azınlığın çoğunluğa nasıl hükmetttiğini, kendi yaşam tarzını çoğunluğa nasıl dayattığını iliklerimize kadar yaşamış bir nesiliz." diye ifade etti. 

"İMTİYAZLI SINIF OLUŞTURMAYA ÇALIŞMIYORUZ" 

Ancak hiçbir zaman intikam peşinde olmadıklarını, kendilerine yapılanı başkasına reva görmediklerini kaydeden Erdoğan, tek yaptıklarının mağduriyetleri gidermek olduğunu ifade etti. Başbakan Erdoğan, "Eğer inanç özgürlüğünün engellerini kaldırdıysak bunu normalleşme adına yaptık. Eğer alkol kullanımına düzenleme getirdiysek, bunu birilerini mağdur duruma düşürmek için değil, mağduriyetleri gidermek adına yaptık. Biz imtiyazlı sınıflar oluşturmaya çalışmıyoruz. İmtiyaz olmayacak. 76 milyon bir olacak. Kimse kimsenin yaşam tarzına karışmıyor ve karışmayacak, hiç kimse birbirine dayatma yapmıyor ve yapmayacak." diye konuştu. 

"GEZİ PARKI PİS KOKUDAN GEÇİLMİYOR" 

Erdoğan, ardından şu çağrıda bulundu: "İsminin başında profesör, sanatçı, gazeteci-yazar sıfatı olanlar, kimi siyasetçiler 10 yılların refleksiyle bu milleti aşağılamaktan, ayrımcılık tohumu ekmekten lütfen derhal vazgeçsinler. Gençlerin arkasına saklanarak imtiyazları için mücadele verenler çirkin oyunlara son versinler. Milletim de toplummu kutuplaştıran bu çetelere karşı çok dikkatli olmalı. Bakın, Gezi Parkı'ndan aldığım haberler ne biliyor biliyor musunuz? Gezi Parkı pis kokudan geçilmiyor. Herhalde ne demek istediğimi anlıyorsunuz. Bunlar çevrecilik adına yapılıyor değil mi?" 

Ardından göstericilerin yaptıkları zararlardan örnekler veren Erdoğan, "Dolmabahçe Camii, Valide Sultan Camii, ayakkabılarla camini içine gireceksiniz, orada içeceksiniz. Ve bu ülkenin dini ibadetlerine karşı bu saygısızlığı yapacaksınız. Ne adına? Çevre adına. Caminin müezzinini tehdit edeceksiniz, ondan sonra farklı şekilde konuşturacaksınız. Böyle bir şey olmadı. Ne olmadı ya? Bütün görüntüler elimizde. Cuma günü arkadaşlarımıza zaten bunu görüntü ile vereceğiz. Bunların hepsini milletim görecek, hepsini sunacağız." dedi. 

"SANATÇILAR ADETA BİR DÜĞMEYE BASILMIŞ GİBİ AYNI AĞIZDAN KONUŞTULAR" 

Bu olayların zamanlamasının son derece dikkat çekici olduğunu söyleyen Erdoğan, "Taksim'de başlayan gösteriler, yaygınlaştırılarak abartılarak Türkiye açısından çok tehlikeli bir zemine çekilmek istenmiştir. Sosyal medyada bu olayların nasıl yönlendirildiğine, nasıl tahrik edildiğine hep şahit olduk. Bazı medya kuruluşlarının bu olayları büyütmek, yaygınlaştırmak adına nasıl sorumsuzca yayınlar yaptığını gördük. Sözüm ona sanatçıların, gazeteci yazarların adeta bir düğmeye basılmış gibi adeta bir noktadan emir almış gibi hep birlikte nasıl aynı ağızla konuştuklarını nasıl süreci tahrik ettiklerini yaşadık ve tecrübe ettik. Kin ve öfkeyle hareket eden bu insanlar sorumsuz bir şekilde nefret suçu işlediler. Toplumun bir kesimini terörize ettiler. Bir takım sermaye çevrelerinin bu sürece aleni dahil olarak hukuksuz gösterilere nasıl kol kanat gerdiklerini, nasıl desteklediklerini ve nasıl tahrik ettiklerini gördük ve yaşadık. Bugün Taksim'de ifade özgürlüğü tehdit altında diye bağıran birçok marjinal grup, akil insanlar heyetinin toplantılarını basmakta şehirlerde terör estirmekte geri durmadı. Niye onlarla görüşmediniz, tehdit ettiniz, 'burada konuşamazsınız' dediniz?"

Bu şahısların hep aynı ekipler olduğunu ve hepsinini tespitinin olduğunu kaydeden Erdoğan, "Bugüne kadar hiçbir demokratikleşme adımına destek vermeyen bu statüko bloğu bugün de demokratikleşmeye karşı en büyük direnci koyma gayreti içindeler. Maalesef polisime küfreden ana muhalefet partisinin bir milletvekili. Bunlar kayıtlarda var. Şu anda polis teşkilatımızın hepsi bununla ilgili davasını açtı, açıyorlar." dedi. 

Yeni anayasaya da aynı kişilerin ayak dirediğini söyleyen Erdoğan, "Süre koyamazsınız diyorlar. Ne demek süre koyamazsınız? Sınırsız süresiz bir parlamento çalışması mı olur? Her şeyin bir zamanlaması var. Geri kalmış ülkeler 6 ayda anayasa yapacak, biz 1,5 yılı doldurduk hala 45 maddedeyiz. Dürüstseniz samimiyseniz yüklenin bitsin." diye kaydetti. 

"FAİZ LOBİSİ 642 MİLYAR KAYBETTİ" 

Erdoğan, gösterilerde solcu, antikapitalist, antiemperylist olduğunu iddia edenlerin nasıl bir oyunun içinde olduklarını görmeleri bakımından bir rakama dikkat çekmek istediğini belirterek, şu rakamları paylaştı: "2002'de biz görevi devraldığımızda Türkiye'de gösterge faiz yüzde 63 seviyesindeydi. 116 milyar lira bütçemiz vardı. Hani bunlar kapitalizmin karşısında değil mi? Şimdi bunlar kapitalizmin karşısında ise ve kapitalizmin en önemli sömürü aracı faiz ise ben onlara cevap veriyorum. Bu bütçenin 52 milyar lirası yani yüzde 45'i faiz harcamalarına gidiyordu. Yani vatandaşımın verdiği her verginin 100 lirasından 45 lirası faiz lobisine gidiyordu. Toplanan verginin o zaman yüzde 85'i faize gidiyordu. Ama bugün yüzde 15'i faize gidiyor. Türkiye bütçesi şu anda ne oldu. 404 milyar lira oldu, faiz harcaması 53 milyar lira oldu. Oran yüzde 13. On yılda Türkiye'nin faizlerini düşürmek yoluyla yaptığı tasarruf, 642 milyar lira. 10 yılda milletimin 642 milyar lirası yine millet için harcandı. Eğer 2002'deki gibi kalsaydık, tam 642 milyar lira faiz lobisine gidecekti. Biz bu parayı tasarruf ettik; okullar, yollar, hastaneler yaptık. Enerjide çok ciddi değişime gittik, tarımda çok ciddi destekler getirdik, adalet sarayları emniyet sarayları yaptık, konut yaptık, yoksulun elinden tuttuk, sosyal yardımlaşma fonumuzu çok daha farklı çalıştırdık. Tabi bu durumdan faiz lobisi çok rahatsız. Ama yine de faiz lobisi bu dönemde acayip kazandı. Şu anda en büyük parayı faiz lobisi kazanmıştır. Az para değil. Tam 642 milyar kaybetmişler, buna tahammül edebilirler mi? Tüyü bitmemiş yetimin hakkını, esnafın kazancını, işçinin alın terini, işverenin sermayesini hortumlayan bu çevreler 10 yılda 642 milyar liradan olmuşlar. İşte biz bu hortumu kestiğimiz için birileri içeride ve dışarıda çok rahatsız oldular. Türkiye adeta şaha kalkmışken, uçuşa geçmişken bu olaylar ortaya çıkıyor. Kimse kusura bakmasın, ağaç diyerek, çevre diyerek Taksim Gezi Parkı Topçu Kışlası AKM diyerek mızrak çuvala sığmaz. Bunların hepsi İstanbul için, Taksim'in güzelleştirilmesi için." 

"BİR AVM İFADESİ KULLANDIK DİYE TEK ALTERNATİF BUYMUŞ GİBİ KONUŞTULAR" 

Öte yandan, Taksim Gezi Parkı'na da değinen Erdoğan, şöyle devam etti: "İstanbul'da doğru dürüst bir meydan yoktur. Batı ülkelerine gittiğiniz zaman hepsinin devasa meydanları vardır. Ve biz istedik ki Taksim'de bütün trafiği yer altına almak suretiyle, bu egzoz gazlarından trafikten Taksim Meydanı'nı arındıralım, tamamıyla yaylaştıralım. Gezi Perkı ile anılan bölgeyi meydanla eşit seviyeye getirelim. Zaten çevresinde kot yüksektir, orta bölgede düşüktür. Burada o düzenlemeyi de yapmak suretiyle biz baktığımız zaman Taksim Meydanı'nı devasa görme şansına sahip olacağız. Bir de burada Topçu Kışlası yapılırken burada yeşil katliamı diye bir şey söz konusu değil. Öyle bir şey yok. İstanbul'un, bilir misiniz şehir müzesi yoktur. İstanbul'a ilk defa Topkapı Sarayı'nın dışında bir şehir müzesini de kazandırmış olacağız. Biz bir AVM ifadesini kullandık diye sanki tek alternatif buymuş diye konuştular." 

"GEZİ PARKI AVM'YE UYGUN DEĞİL" 

Bununla birlikte, burasının AVM'ye de uygun bir yer olmadığını söyleyen Erdoğan, "Metrekaresi açısından böyle bir şey olmaz. Üstü rezidans olabilir, Hilton olabilir bunları da kullandık. Şehir müzesi olarak biz Divan Oteli tarafını konuştuk. Arkadaşlarımız bütününü yapsak dediler. Bunun üzerinde de çalışmalar yapılıyor. Bunu niye söylüyorum. Gerek Topkapı Sarayı'nda gerek bakanlıklarımızın elinde ciddi sayıda şehir müzesinde sergilenebilecek malzeme var. Ve bunlar oralarda bütün bakımlarını yaptırmak suretiyle bu şehir müzesinde sergilememiz İstanbul adına çok büyük bir izlenim meydana getirecek, meydan çok daha cazip hale gelecek. Bu meydanı düzenlerken çevresinde yetişmiş ağaçlar olacağı gibi çeşitli süs bitkilerinden tutunuz da bodur ağaçlara varıncaya kadar hepsi düzenlemenin içinde olacak." dedi. 

Gezi Parkı'ndaki hukuksuz işgalin Wall Street eylemine benzetildiğini söyleyen Erdoğan, "Orada da faiz lobisinin kazandığı paraya karşı itiraz var. Burada ise solculuk maskesi altında faiz lobisinin figüranları oynuyor." diye kaydetti. 

"SON OLAYLAR MENDERES'E KURULAN TUZAĞIN AYNISI" 

Gezi Parkı olaylarının, demokrasi açısından boyutuna da değinen Başbakan Erdoğan, "Büyük Türkiye, güçlü ekonomi, itibarlı dış politika içerde ve dışarıda birilerini nasıl rahatsız ediyorsa, demokrasinin standartlarının yükselmesi de birilerini içeride dışarıda ciddi şekilde rahatsız ediyor. Türkiye'de demokrasi güç kazandıkça birileri 10 yıllardır var olan imtiyazlarını tek tek kaybediyor. Son olaylar hiç tereddütsüz 27 Mayıs 1960 öncesi merhum Menderes'e kurulan tuzağın aynısıdır. Şu son olaylar 1980 öncesi karanlık senaryonun tekrar edilmesi girişimidir. Türkiye'de kaos oluşturarak istikrarsızlık, huzursuzluk oluşturarak birileri kaybettikleri imtiyazları geri almak istemişlerdir. Ama o birileri bu sefer sert kayaya çarpmış, bu sefer millete toslamıştır. 28 Şubat'la, müdahale senaryolarıyla, hukuku çarpıtarak, cumhuriyet mitingleri ile 27 Nisan bildirisi ile istediklerini elde edemeyenler, kendi kitlelerini sokağa dökerek emellerine ulaşmak istemişlerdir." diye ifade etti. 

CHP'nin de olaylarda başrol oynamak istediğini ama bunu beceremediğini söyleyen Erdoğan, 12 civarında AK Parti ilçe teşkilatının saldırıya uğradığını kaydetti. Birçok şehirde illegal eylemcilere CHP'nin kapılarını açtığını, destek verdiğini savunan Erdoğan, "İki haftalık süreçte CHP'nin tek yaptığı eylemcilerin arkasında saklanıp onları yakıp yıkmaya teşvik etmiştir. CHP çok kötü bir sınav vermiştir." ifadelerini kullandı. 

"REYHANLI SALDIRISININ BİR NUMARASI YAKALANDI" 

CHP'yi, Reyhanlı saldırısı sonrasında gördüklerini belirten Erdoğan, Reyhanlı saldırısı ile ilgili de bir bilgi paylaştı: "Reyhanlı saldırısının bir numaralı faili yakalandı: Nasır Eskiocak isimli şahıs, dün gece 23.30 sularında Hatay Yayladağı sınır mevkiinde yakalandı." Erdoğan, ardından, Kılıçdaroğlu'nu tekrar istifaya çağırdı. 

"EYLEMLER, CHP'NİN ÇIKARMAYA ÇALIŞTIĞI KAOS GİRİŞİMLERİNİN ESERİDİR" 

Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Son iki haftadır devam eden olaylarda Türk bayrağı yakıldı. Bunu gördünüz değil mi? Bu olaylarda Mustafa Kemal ile İmralı fotoğrafları yan yana kullanıldı. Taksim Meydanı'nı günlerce bölücü örgütlerin bez parçaları, terör örgütünün elebaşının fotoğrafları ay yıldızlı bayrağımızla yan yana sallandı. Taksim Meydanı'nda sökülecek üç beş ağaç için bütün terör örgütlerinin arkasına saklanan CHP, gençlerin ölümünü engellemek adına hiçbir legal partiyle bir araya gelmedi. Akil İnsanlar heyetine karşı en ağır hakaretleri yapan CHP, Türk bayrağı yakanlara Taksim'de terör estirenlere karşı gıkını dahi çıkarmamıştır. Bu eylemler CHP'nin, CHP politikasının parçasıdır. Bu eylemler, CHP'nin çıkarmaya çalıştığı kaos ve kargaşa girişimlerini eseridir. Milletim yeri ve zamanı geldiğinde CHP'ye 7 ay sonra sandıkta bütün bu provokasyonların hesabını da soracaktır." 

"YAŞANANLAR TÜM KESİMLER İÇİN BİR SINAV" 

Yaşananların Türkiye için Türkiye'nin dostları ve düşmanları için çok açık bir sınav olduğunu da dile getiren Başbakan Erdoğan, "Yaşananlar medya için sivil toplum örgütleri, çeşitli çevreler, sermaye grupları için açık bir sınav. Kimin nerede durduğu, kimin Türkiye için ekonomi için demokrasi için hangi tarafta durduğu bu olaylarla gün yüzüne çıkmıştır. Bu olaylar dost ile düşmanı birbirinden ayırmak için eşsiz fırsat olmuştur. Buradan dosta da düşmana da bazı hususları ilan etmek istiyorum. Türkiye'de egemenliğin kendisine ait olduğu vehmine kapılanlar varsa, bundan artık vazgeçsinler. Kendisini Türkiye'nin yegane sahibi olarak görenler bundan vazgeçsinler. Türkiye, 76 milyonu ile tek yürek halinde egemenliğine, ekonomisine ve demokrasisine en güçlü şekilde sahip çıkacaktır." diye konuştu. 

Seçilmiş hükümetleri devirmenin, sandık sonuçlarını hiçe saymanın geçmişe ait bir alışkanlık olduğunu ve bugün hiçbir geçerliliği kalmadığını dile getiren Başbakan Erdoğan, "Bu millet 27 Mayıs'ı ve merhum Menderes'i unutmadı, unutmayacak. Bu millet, merhum Özal'ı unutmadı ve unutmayacak. Bu asil millet, 28 Şubat'ı ve merhum Necmettin Erbakan'ı unutmadı ve unutmayacak." dedi. 

"MİTİNGLERİMİZ BİZ DAHA ÇOKUZ DİYE YAPILMIYOR" 

Konuşmasında, AK Parti'nin hafta sonu yapacağı mitinglere de değinen Başbakan Erdoğan, şöyle dedi: "Biz hukuk içinde mitinglerimizi yapar, hesabımızı sandığa saklarız. Hafta sonu Ankara ve İstanbul'da dev mitingler yapacağız. Derdimiz, aslında sayıları yarıştırmak için değil, ürkütmek için değil, bakın biz daha çokuz diye değil. Sessiz yığınların sesini duyurmak için meydanlardayız. Milletin burada olduğunu, var olduğunu, milletin seçtiği başbakana ve ekibine sahip çıktığını göstermek için bir araya geliyoruz. Haftalardır dişlerini sıkarak bekleyen milletimin, sokakları yıkıp yıkanlara ders vermek için meydanlara çıkıyoruz. Kimse bu süreçte tedirgin olmasın, başını öne eğmesin. Marjinaller, yakıp yıkanlar karşısında hiç kimse eziklik hissetmesin. Bunlar gelip geçer. Çok güçlü bir hükümet iş başında. Bu sorunları aşacak, haddini, hukukunu bilmeyenlere demokratik yollarla had ve hukuk bildirecek bir iktidar iş başında. Sadece bu olayları sonlandırmakla kalmayacak, bu provokatörlerin, bu teröristlerin de hukuk çerçevesinde her an tepesinde olacağız. Kimsenin yanına yaptığı kar kalamaz ve kalmayacak. Polisimize el dil uzatanların taşla sopayla saldırılanların hatta polis katledenlerin bunu yanına kar bırakmayız." 

"GÖZLERİNDEN ÖPÜYORUM" 

Başbakan Erdoğan, son olarak şu ifadeleri kullandı: "Türkiye genelinde gösteri yapmak suretiyle komşusunu, sokağını, mahallesini rahatsız edenleri artık sükunete, sağduyuya davet ediyorum. Taksim başta olmak üzere çeşitli yerlerde gösteri yapan ve samimi duygularla oralara gittiğini kabul ettiğim gençleri, özellikle buralardan ayırarak artık bu işi bitirin diyor, gözlerinden öpüyorum. Ama bu işleri aynen terörize ederek devam etttirmek isteyenlere de diyorum ki artık bu iş sona ermiştir. Bundan sonra artık bunlara tahammül yoktur. Bunun da bilinmesini istiyorum. Sizleri itidale davet ediyorum." 

(CİHAN)

https://www.trakya22.com adresinden 26 Kasım 2024, 00:00 tarihinde yazdırılmıştır.