Yeni dijital GEZİ Çağı

Gezip eve gelecekler, başka ne olacak sandınız?
Yeni dijital GEZİ Çağı  

Google CEO'su Eric Schmidt ve Google Ideas bölümünün direktörü, vaktiyle Condoleezza Rice ve Hillary Clinton'a danışmanlık yapmış Jared Cohen tarafından yazılmış Yeni Dijital Çağ isimli kitap 23 Nisan 2013 tarihinde raflarda yerini aldı. Henüz Türkçe'ye çevrilmemiş olan kitap, özetle dijital iletişim çağının fütürist manifestosu sayılabilir. Türkiye'nin son beş gündür yaşadıklarını anlamamıza büyük katkı sağlayacak kitaptaki önemli bölümleri, Başbakan Erdoğan'ın bela olarak tanımladığı Twitter ve Facebook üzerinden organize edilmiş gösterilerle çalkalanan büyük şehirlerde olan biteni daha rahat anlayabilelim. 

- Gelecekte, büyük güçler online etki alanlarını belirli iletişim hizmetleri ve ürünleri üzerinden oluşturmaya çalışacak. Öyle ki müşterisi olan ülkeler iletişim konusunda kritik altyapıların inşaasında bu ülkelere bel bağlayacak. Şu anda telekomunikasyon ürünleri dört ana üreticinin kontrolü altında. İsveç'de Ericcsson Çin'de Huawei, Fransa'da Alcatel-Lucent ve ABD'de Cisco. Çin özellikle bu konuda avantajlı çünkü dünyanın büyük bir kısmı Çin üretimi cihaz ve yazılımları kullanıyor. Çin devletinin üretici şirketler üzerindeki kontrolünü unutmamalı. Nerede Huawei pazar payını arttırıyosa orada Çin'in etkisi de artıyor demektir. Bu etki alanları doğası itibariyle hem teknolojik hem de politik olacak. Sokaktaki insanlar açısından bu politik etki günlük bazda hissedilmese de, ciddi bir kriz anında (örneğin cep telefonları üzerinden organize edilmiş ayaklanmalar gibi) hangi ülkenin teknolojik alt yapısının kullanıldığı önem kazanacak.

- Bazıları yaklaşan Kod Savaşları'na atıfta bulunuyor. Burada olan şu: Büyük güçler, sanal boyutta  sürekli çatışırken, ekonomik ve siyasal gelişimleri öteki boyutta hiç etkilenmeyecek. Ancak fiziksel dünyadaki öncüllerinin aksine, bu çatışmalar iki bileşenle sınırlı kalmayacak. Teknoloji düşkünü İran, İsrail ve Rusya gibi ülkeler çatışmayı çok-kutuplu hale getirecek. Ancak bu çatışma fiziksel dünyaya ya hiç taşmayacak ya da etkisi çok düşük kalacak çünkü hiçbir oyuncu biribiriyle süregelen ilişkisini tehlikeye atmak istemez. 

- Bu kadar çok insanın bu kadar çok yerde biribiriyle bağlantı halinde olması sayesinde gelecekte, dünyanın bildiği en aktif, konuşkan ve küresel sivil toplum ortaya çıkacak. Devrimlerin başlangıç anlarında, sanal dünyanın "gürültülü" doğası, devletin güvenlik güçlerinin devrimci aktiviteye ayak uydurmasını ve onu ezmesini engelleyerek, devrimin başlamasına sebep olacak. Ancak bunun ne kadar çabuk gerçekleşeceği bir problem teşkil ediyor çünkü siyasiler fiziksel dünyanın koşullarında, parlamentolarda, anayasalar ve yasalarla çalışıyor olacak ki hiç birinin efektif bir şekilde böyle bir ortamda yolunu bulmasını sağlayacak deneyimi ya da becerisi yok! 

- Bağlantı yaygınlaşıp, dünyanın yeni parçaları sanal aleme katıldıkça, devrimler sürekli, tarihte görülmemiş hız ve çoklukta filiz verecek. Sanal aleme ve onun yeni teknolojilerine yeni erişim imkanları ile birlikte dünyanın tüm bölgelerinden halklar ve gruplar anı yakalayıp, uzun süredir içlerinde tuttukları öfkeyi veya vicdani meseleleri dışa vuracaklar. Aktivitelerin başını çekenlerin bir çoğu gençler olacak. Bunun sebebi nüfusun çoğunluğunu gençlerin teşkil etmesi değil sadece... Aktivizm ve küstahlık genç insanların evrensel özelliğidir. İşlerin nasıl çözüleceğini çoktan bildiklerini sanırlar. 

- Hayatı boyunca bir çok devrimci liderle konuştuğu bilinen Kissinger'a, neyin değiştiğini sormuş, yazarlar. "Churchilllerin veya de Gaullelerin Facebook dünyasında bir etkilerinin olabileceğini düşünebilmek zor. Hiper-bağlantı çağında yalnız kalmaya istekli ve kendi başlarına direnecek cesareti olan insanları göreceğimizi sanmıyorum." demiş Kissinger. Onun yerine bir "deli konsensus" dünyayı yönlendirecek ve çok az insan buna açıktan muhalefet etmeye istekli olacak ki bu aslında bir liderin alması gereken risktir. "Nev-i şahsına münhasır liderlik insani bir şeydir ve devasa sosyal topluluklar tarafından üretilemeyecektir." Devlet adamları ve liderler olmadan bir ülkeyi ileri taşıyacak yeterli sayıda kalifiye insan olmayacak, sürekli bir otokrasiden başka bir otokrasiye geçilecektir. "Güçlendirilmiş vatandaşlar kalabalıkları alanlara çekmenin tekniğini bilecektir ama alana geldiklerine onlarla ne yapmaları gerektiği hakkında hiçbir fikirleri olmayacaktır. Olur da zafer kazanırlarsa, o kalabalıklarla ne yapacaklarını hiç bilemeyecekler..." Bu insanlar kolayca marjinalize olacaklar çünkü stratejileri zamanla etkinliğini kaybedecek. "İnsanları alanlara bir yılda 20 kez toplayamazsın. Bunun nesnel bir sınırı vardır. Toplanmanın ardından bir sonraki faz da belli değildir. Bir sonraki faz belli olmazsa, o hareket kendi momentumuyla ilerlemek zorunda kalır ki sonunda tükenir, gider.

Keşke Başbakan'ın bir danışmanı, Amerika gezisinde Erdoğan Google gözlüğü denerken bu kitabı almayı akıl etseymiş... Belki de bugün geldiğimiz noktada olmayabilirdik.

https://www.trakya22.com adresinden 23 Kasım 2024, 08:00 tarihinde yazdırılmıştır.