Tahran a Uyarı Işığın Tanrısı Geliyor...Oscar'da herkese bir mesaj var...

Bu sene yapılan 85. Oscar ödülleri töreni sona erdi. Gerek aday filmler, gerekse törende yaşanan ilkler açısından siyasi tonu, önceki törenlere nazaran daha koyu bir gece oldu.

Bu yılki ödül töreninde bir ilk de yaşandı. Arkasına Amerikan askerlerini toplayan First Lady Michelle Obama,  en iyi film dalında "Argo"nun ödüle layık görüldüğünü açıkladı. ABD Merkezi Haber Alma Teşkilatı'nın (CIA) 1979'daki İran Rehine Krizi'nde 6 Amerikan vatandaşını kurtarmak için düzenlediği operasyonu anlatan ''Argo''nun heykeli kucaklaması, kimse için süpriz olmadı, keza aylar öncesinden ismi Oscar için sık sık telaffuz edilir olmuştu. Peki ne oldu da, Oscar tarihinde bir ilk yaşandı ve Beyaz Saray, İran'a operasyon yapan CIA için Oscar ödülü duyurma ihtiyacını hisetti? İran'ın vazgeçmediği nükleer programı sebebiyle sürekli İsrail tarafından "vurulma" tehdidine maruz kaldığı bir dönemde bizzat Beyaz Saray'ın böyle bir filme Oscar vermesi, tesadüf olmayacak kadar sembolik önem taşıyor. Hele ki Başkan Obama'nın İsrail ziyaretine az bir süre kalmışken. 

Belki de işin sırrı Argo'nun gerçek isminde saklıdır. CIA'in film çekiyoruz bahanesiyle İran'a giriş yapmak için kullandığı bilimkurgu eserinin adı 'Işığın Efendisi'dir. CIA film senaryosuna dönüştürdüğü hikayeyi, Argo diye adlandırır. Bilimkurgu'nun Oscarı sayılan Hugo ödülünü almış olan bu eser, Amerikalı bilimkurgu yazarı Roger Zelazny tarafından kaleme alınmıştır. Kitabın konusu kısaca şöyle:

"Dünya'nın ölümünden çağlar sonra, uzak bir gezegende bir grup insan teknolojik bilgileri tekellerine alıp halktan esirgeyerek kontorlü ele geçirmiştir. Tutsak dünyalarını da Hindu panteonunun kişiliklerinebürünerek yönetmektedirler. Onları Tanrılaştıran ise, teknolojiden yararlanarak geliştirerek ve tekrar doğuş zincirinde bildikleri güçleridir. Yıkım Tanrıçası Kali, Ölüm Tanrısı Yama ve Şehvet Tanrısı Krishna'ya meydan okuyacak olan da bir zamanlar Siddartha, şimdiyse Mahasamatman, İblis Tutan ve Işık Tanrısı olan Sam'dan başkası değildir. Sam, barışçı ve çilekeş öğretisiyle sözde Hindu tanrılarının gazabıyla kıvranan halkın gönüllerine seslenecek, birçok defa ölmek pahasına onları zoraki cehaletlerinin karanlığından kurtaracaktır. "

Kitapta Buddha'nın öğretmeni olan çilekeş ve barışçı, İblis Tutan Sam (Amca) üzerinden genel seçimleri yaklaşan İran'a bir mesaj verilmek istendiği düşünülebilir. Önemli olan Tahran'ın -varsa- böyle bir mesajı nasıl algıladığı. (Bu arada Tahran yönetimi Oscar'ın kime geleceğini sanki sezmişcesine, geçtiğimiz hafta Buda heykelciklerini “kültürel işgalin sembolü" olarak tanımlayarak, başkent Tahran'da satılanheykelcikleri toplatma kararı almıştı)

Bununla bağlantılı olarak siyasi mesaj açısından önemli bir nokta daha var. En İyi Erkek Oyuncu ödülünü kazanan 'Lincoln'ün (Daniel Day Lewis) suikaste uğramadan önce Kudüs'e gitmek istediğini söylemesi hangi başkente bir mesajdır?