Dilsiz şeytanın karşısında biz sessiz kalmayacağız

Başbakan Erdoğan, ''Kendi topraklarını işgal edenlere karşı on yıllardır sessiz kalan, Suriye'nin zalim diktatörünün, yani dilsiz şeytanın karşısında biz sessiz kalmayacağız'' dedi.
Dilsiz şeytanın karşısında biz sessiz kalmayacağız Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Birleşik Arap Emirlikleri'ne bağlı (BAE) Eş-Şarika Emirliği'nde düzenlenen 2. Eş-Şarika İletişim Forumu'na katıldı. Forumun onur konuğu olarak konuşma yapan Erdoğan, 2014 Dünya Kültür Başkenti seçilen Eş-Şarika'yı kutlayarak, başarı diledi.
 
İstanbul'un da 2010'da Avrupa Kültür Başkenti seçildiğini ve çok sayıda etkinliğe ev sahipliği yaptığını anımsatan Erdoğan, İslam medeniyetinin geçmişe ve bugüne ait tüm izlerini taşıyan İstanbul'un Eş-Şarika ile her türlü işbirliğine, tecrübe paylaşımına hazır olduğunu belirtti.
 
Mevlana'nın ''Özü ve sözü bir olmayan insanın yüz tane dili olsa bile o yine de dilsizdir'' sözünü anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti:

''İçerisinde kalp olmayan, yani samimiyet olmayan her iletişim eksik iletişimdir. Söz kulaktan kulağa değil, kalpten kalbe, gönülden gönüle yol alırsa, ancak o zaman iletişimdir. Kalbindeki diliyle ikrar etmeyen kişi ya da dilindekini kalbine götürmeyen kişi, karşısındakine yakın gibi görünse de aslında çok, ama çok uzaktır.
 
Şunu açık ve net bir şekilde söylemeliyim ki, hükümetimizin başarısı bütün iletişim hatlarına kalbi, yani samimiyeti hakim kılmasından kaynaklanmaktadır. Bire bir konuşmalarımızda, milletle, ülkelerle konuşmalarımızda her zaman kalp diliyle, her zaman gönül diliyle, her zaman samimiyetin diliyle hitap ettik. Hangi iletişim aracını kullanırsak kullanalım, doğruyu, yani hakkı söylemeyi kendimize sarsılmaz bir ilke edindik.''
 
''Biz dilini yutanlardan olmadık ve olmayacağız''
 
İletişim anlayışlarının dayandığı temel ilkenin, Saf Suresi'nden Arapça okuduğu ''Ey iman edenler, neden yapmadıklarınızı söylüyorsunuz. Allah katında yapmadıklarınızı söylemeniz büyük suçtur'' ayetine dayandığını belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
 
''Yapmadığını söylemek, söylediğini de yapmamak bizim anlayışımızda, bizim hayat tasavvurumuzda, bizim dünyamızda en büyük hatalardan biridir. Öyle olmalıdır ve öyle kalmalıdır. Sadece söylemek ve yapmak da yetmez. Biz yine temel bir ilkeyi hep hatırda tutmak zorundayız. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır. Hakkı söylemek kadar, haksızlık karşısında sesini yükseltmek, eliyle, eliyle olmasa da diliyle bunu düzeltmek, bu da olmazsa kalple buğz etmek bizim sorumluluğumuzdur. Bizim küresel meseleler karşısında sesimizi yükseltiyor olmamız bazılarını çok rahatsız ediyor olabilir.
 
Şunu herkesin bilmesini isterim: Filistin'de, Gazze'de çocuklar, kadınlar gözlerimizin önünde cansız yere düşerken biz susanlardan olmayız ve olmayacağız. Suriye'de her gün masum yavrular, masum kadınlar, masum yaşlı insanlar toplu halde katledilirken biz susanlardan olmayacağız. Kendi öz halkına karşı acımasızca katliamlar yapan; ama kendi topraklarını işgal edenlere karşı on yıllardır dilsiz kalan, sessiz kalan, tepkisiz kalan Suriye'nin zalim diktatörü, yani dilsiz şeytanı karşısında biz susmayacağız.
 
Somali'deki açlık, Myanmar'daki yoksulluk, Afganistan'daki sefalet, Irak'taki nifak karşısında biz dilini yutanlardan olmadık ve olmayacağız. Sadece diliyle konuşanlar bildikleri kelime kadar cümle kurabilir. Sadece gözüyle bakanlar, ancak ufku görebilir veya oraya kadar bakabilir, ama biz kalbiyle konuşan, kalbiyle gören, kalbiyle dokunan dolayısıyla kelimelerinin, ufkunun sınırları olmayan bir medeniyetin mensuplarıyız.''

 

 

https://www.trakya22.com adresinden 23 Kasım 2024, 01:45 tarihinde yazdırılmıştır.