Yeni düzenin adı: Seçmeli Ortaklık

"Kâh dost, kâh düşman"
Yeni düzenin adı: Seçmeli Ortaklık Dün Bakü'de başlayan Ekonomik İşbirliği Teşkilatı'nın 12'inci Zirvesi, önemli görüşmelere ve açıklamalara sahne oldu. Bir önceki zirvenin başkanı sıfatıyla konuşma yapan Başbakan Erdoğan, "uluslararası sistemin yeniden yapılanması gerekliliğine" işaret etti. Daha sonra kimsenin beklemediği bir şey yaptı ve zirve boyunca " Ahmedinejad ile aralarında soğuk rüzgarlar esiyor, göz göze gelmiyorlar" haberlerinin manşetlere çekildiği sırada İran Cumhurbaşkanı ile başbaşa bir görüşme gerçekleştirdi. Hemen akabinde ABD Ankara Büyükelçisi Ricciardone'nin aceleye gelmiş gibi gözüken açıklamaları basına sızdı. Bunlar sadece 24 saat içersinde olan gelişmeler. Zirvenin öncesinde Moskova-Şam seferini yapan Suriye'ye ait sivil yolcu uçağı Esenboğa'ya indirilmiş, kargosunda Rusya'ya ait olduğu iddia edilen "askeri malzemeler" bulunduğu iddia edilmişti. Bunun hemen öncesinde ise Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Türkiye ziyaretinin ertelenmesine şahitlik etmiştik. Normalde Bakü'deki zirveye Erdoğan ve Putin'in birlikte katılması ihtimalinden bahsediliyordu ama dün görüldü ki Putin zirveye gelmemişti.

Soğuk Savaş döneminin sıkı saflarına ayarlı modeller, anlık değişimlerin boy gösterdiği bu sahneye ne yazık ki ayak uyduramaz hale geldi. Finansal krize boyun eğen ABD'nin bölgeden çekilmesine denk gelen Arap Baharı ile birlikte meydana gelen vakum, anlık hava değişimlerinin en büyük sebebi. Süpergücün bıraktığı boşluğu da kimin doldurabileceği henüz belli değil. Dolayısıyla bölgenin politik iklimine dair paylaşılan uzman öngörüleri çoğu zaman boşa düşmeye mahkum kalıyor. Çok hızlı bir şekilde değişen diplomatik gündem sadece Ortadoğu'ya mahsus değil. ABD-Çin ilişkilerinin İndo-Pasifik rekabetinde de aynı hız görülebiliyor.

Bu yeni döneme dair en akla yatkın tanım, 12 Eylül tarihli bir makalesiyle ABD Donanması'na ait Deniz Harp Akademisi öğretim üyesi Nikolas Gvosdev'den geldi.

"Selective Partnerships the Norm in New Middle East" başlıklı makalesinde yeni süreci şöyle tanımlıyor, Gvosdev: Seçmeli ortaklıkların norm haline geleceği, ülkelerin ikili ilişkilerini "kompartımanlaştırmayı" öğreneceği yeni bir dönem. Örneğin Rusya ve Türkiye'nin Suriye'de karşı karşıya gelmesi ancak enerji yolları konusunda işbirliğine gitmeleri gibi. Makalenin kalanında dikkatimizi çeken tespitler ise şöyle:


- Kimse Soğuk Savaş dönemine benzer safların ortaya çıkmasını beklemesin. Ne Çin eskinin süper güçleri gibi bölgede tek tek rejimlere sahip çıkmak istiyor, ne de bölgedeki ülkeler kendilerini Washington veya başka bir başkente demirlemek...

- Irak Başbakanı Maliki'nin Moskova ziyaretinde görüldüğü üzere, Rusya, Şii bloğunun hamiliği rolüne gittikçe ısınıyor.

- Türkiye ile Rusya her ne kadar Suriye yüzünden jeopolitik ihtilafa düşse de, enerji konusunda çok kar getirecek bir işbirliğini bitirmek istemez. Dolayısıyla Ortadoğu ülkeleri ikili ilişkilerini kompartmanlara ayırmayı öğreniyorlar. Diplomatik açıdan "kah dost, kah düşman" türü ilişkilerin öne çıkacağı bir sürece giriliyor...

 

Yeni dönemde haftalık değil, farklı konularda farklı uzmanlardan saatlik analizlere ihtiyaç duyulacak.
 

https://www.trakya22.com adresinden 23 Ekim 2024, 22:21 tarihinde yazdırılmıştır.