'Özür dileyecek olanın' kulağını kim çekiyor?

'Özür dileyecek olanın' kulağını kim çekiyor?
'Özür dileyecek olanın' kulağını kim çekiyor?  

Radikal gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Eyüp Can'ın bugün köşesinden duyurduğu gelişme çok önemli. 'CIA Başkanı David Petraeus’un sessiz sedasız Türkiye’ye geliş' amacının, Star yazarı Fehmi Koru'nun dediği gibi İsrail-Türkiye ilişkilerinin düzeltilmesi olduğunu söyleyen Can'a göre çok yakında Türkiye, İsrail’den beklediği resmi özrü alacak. 

Türkiye'den İsrail'e yapılan ziyaretleri son bir kaç aydır takip edenler için bu gelişme süpriz olmayabilir. 

Esas merak uyandıran iki ülke arasında arabuluculuğa soyunan kurumun neden CIA olduğu!

Mesela neden Dışişleri Bakanı Clinton değil? Ya da başka bir kurum değil de birebir dış istihbarat örgütünün tepe ismi? 

Eski bir asker olan CIA Başkanı Petraeus'un Türkiye ve İsrail arasındaki acil "mekik diplomasisi", Clinton'un Çin ziyaretine boşu boşuna denk gelmemiştir diye tahmin ediyoruz. Seçimler öncesi son kez toplanan Pekin'le bir araya gelen Washington, pazarlık masasındaki muğlak kartların kime ait olduğuna dair şüphe bırakmak istemedi herhalde. Clinton'un mesajları bu açıdan pazarlığın hangi yönde ilerlediğini açıkça gösterdi. Madem "Pasifik hepimize yetecek kadar büyük" o zaman pazarlık nerede yoğunlaşıyor, tahmin etmek zor değil. 

Tekrar edelim, üzerinde durulması gerekilen nokta, Türkiye-İsrail "yakınlaşması" için neden dışişleri bakanlığının değil de, CIA'in seçildiği... 

Belli ki, ABD derin devleti Çin ile pazarlıkta kör nokta bırakmak istemiyor.

Bunun ardından gelecek soruyu da tahmin etmek zor değil:

ABD, Çin ile pazarlıkta neden İsrail'i boş bırakmak istemedi? 

https://www.trakya22.com adresinden 23 Kasım 2024, 05:47 tarihinde yazdırılmıştır.