Niye bu kadar sevindik?

Mısır'ın piramitlerinden Mars'ın çöllerine
Niye bu kadar sevindik?  

 

 

 

 

Niye bu kadar sevindiği'mizi' biri açıklayabilir mi?

ABD ve SSCB arasında uzay yarışının en kızgın olduğu dönemlerde bile NASA'nın sevinci bu kadar ön planda olmamıştı. 'Curiosity' adlı robotun nasıl Mars yüzeyine başarılı bir iniş gerçekleştirdiğini , konuyla ilgili ekibin nasıl sevindiğini günlerce seyrettik.

Sandık ki insanoğlu ilk kez Mars'a ayak bastı. NASA'nın teknik ekibi havalara uçtu, birbirini kutladı. Sevinç resimleri günlerce gazeteleri süsledi. Sonra da Curiosity'nin göndereceği ilk resmi merakla bekledi batı kamuoyu.

Oysa internetin Türkiye'de yaygınlaşmaya yeni başladığı 1997 yılında NASA'nın geliştirdiği Pathfinder isimli robot, aynı şekilde Mars yüzeyine başarılı bir iniş yapmış ve ABD açısından sembolik bir tarih olan 4 Temmuz tarihinde NASA'nın internet sayfasından tüm dünya ile Mars yüzeyine ait görüntüler paylaşılmıştı. O zaman bile böyle bir sevinç gösterisi olmamıştı. Halbuki aynı anda milyonlarca insanın, kızıl gezegene ait "sansürlü" fotoğrafları tek bir kaynaktan takip etmesi, insanlık açısından başlamak üzere olan muazzam bir sürecin habercisiydi.

Sovyetler Birliği'nin 1961-84 yılları arasında Venüs'e gönderdiği Venera adlı sondalar ne başarılı iniş yaptıklarında bu kadar kamuoyu oluşmuştu, ne de Venüs'e ait fotoğrafları dünyaya ilettiği zaman.

 

 

 

NASA'nın, daha doğrusu ABD'nin bu yoğun reklam kokan hareketinin altında yaklaşan başkanlık seçimlerinden tutun, Çin ile yaşanan uzay yarışına kadar pek çok etken mevcut. Bütçesi kıstılamaya gidilen NASA,  Amerikalılar için küresel gücün zayıflamasına dair en önemli semptomdu. Özel sektöre bırakılan uzay yarışında, başkanlık seçimleri için NASA adının şimdilik tekrar ön plana çıkartılması, bu bağlamda anlam kazanıyor.

Küresel çapta git gide silikleşen güçlü ABD algısının, Obama eliyle kısa vadede güçlendirilmesine tanık olduk, olan biten bu.

Ancak simgesel anlamda, Obama'nın vermek istediği mesajın daha derin bir okuması yapılabilir.

ABD'nin Apollo programında önemli görevler almış, astronotlara, Ay'a gideken onları koruması için Fatiha Suresi vermiş Mısırlı bilim insanı Dr. Farouk El-Baz'ın dün paylaştığımız söyleşisindeki şu tespiti önemli:

"Benim favori gezegenim, Mars'tır. Aslında Mars'ı, üzerindeki birçok değişik yapı Mısır çöllerinde çalıştığım alanlardakilerle çok benzer oldukları için seviyorum. Mısır'ın güney batısı boyunca gezersen sanki Mars'taymışsın gibi hissedersin. İki yer de geçmişte çok az yağmur almıştır. Güneşe bakan nehir yolları vardır ama iki yerde de artık hiç su yoktur. Ve birçok vadi vardır. Çok sayıda nehir yatakları ve vadiler bulunur Mars'ta. Ve onlarca kum tepeleri vardır. Onun için Mars bana hep Mısır'ın güney batısını hatırlatır. Bununla birlikte Mars kırmızıdır ve Mısır'ın kumları da kırmızıdır. Yani oldukça benzerdir."

Dolayısıyla, Curiosity'nin paylaştığı "çöldeki" o ilk resim, kitlelerin algısında ileride anlam kazanacak şekilde konumlandırılmış olabilir. Dünya ile Mars arasındaki benzerliğin basit bir halkla ilişkiler hesabının ötesinde işlenmiş olması gayet mümkün.

Tabii bu arada fırsattan istifade eden ünlü fizikçi Stephen Hawking'in şu uyarısına da boşu boşuna maruz bırakılmadık:

"İnsanlığın geleceği gezegenler arası seyahatin mümkün hale gelmesine bağlı. Aşağıya ayaklarınıza değil, gökyüzüne bakmayı aklınızda bulundurun.Yaşadığımız bu narin gezegenin ötesine gitmeyi başaramamamız durumunda bir 1000 yıl daha hayatta kalacağımızı sanmıyorum."

Ancak Hawking'in tersine, Obama'nın asası, aşağı, yer altını işaret ediyor

 

...

https://www.trakya22.com adresinden 23 Ekim 2024, 23:40 tarihinde yazdırılmıştır.