Yer bulduk da beğenir mi ?Daha aylar evvelinden, işin kötüye gideceğinden hareketle Başer Esad’a ülkeden ayrılması halinde hem kendisine hem de ailesine münasip bir yer bulunacağı teklifi yapıldı. Esad bu teklifleri geri çevirdi.
İşler kötüleştikçe Esad’ın Suriye dışında nereye gideceği yönünde planlar bile yapıldı. Rusya’nın bu yöndeki planına “Yemen Formülü” adı verildi. Tıpkı Yemen liderinin S.Arabistan’a gidip kurtulması gibi, Esad’ın üstelik hiçbir şekilde yargılanmayacağı garantisiyle ülkeden çıkması teklif edildi. Esad bu teklifleri de reddetti.
Ve işler daha kötüleşti: Suriye ulusal güvenlik mimarisinin temellerine konulan bomba, Şam yönetiminin ecelinin geldiğine ilişkin güçlü bir işaret fişeği yaktıktan sonra, Esad’ın sonunun Libya liderine benzememesi fikri tazelendi.
Esasında Esad’ın nereye gidebileceğine ilişkin somut ülke isimleri de hep zikrediliyordu; Mesela Rusya birinci ve en güçlü adaydı. Ardından bazı Arap ülkelerinin isimleri zikrediliyor hatta İran’ın adı bile geçiyordu.
İşte bu noktada değişik bir ses duyuldu; Türkiye, “kendisinin talep etmesi halinde Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’a bundan sonraki yaşamını sürdürebileceği ülke bulunmasında arayışa girebileceğinin sinyalini verdi”.
Bunun için Türkiye’ye veya “başka bir yere” mesaj iletmesi yeterli olacaktı! “Türkiye’nin de sağlayabileceği katkılarla kendisine ve ailesine tatmin edici bir yer bulunabilecekti”.
Bu cümle tam ne anlama geliyor, üzerinde fazla durulmadan geçildi ama sanki Türkiye, üzeri hayli kapalı biçimde, “Esad’ı kendisinin en rahat izleyebileceği, belki kontrol edebileceği” bir yeri öneriyor gibiydi!
Nitekim, bu konuda basına konuşan kimi kaynaklar şu cümleyi de kurdular; “Hemen herkesin aklına önce Rusya geliyor ama şimdiden bir ülke ismi vermek doğru olmaz.” Bu cümle, "Rusya olmasın" diye okunabilir.
Türkiye, Esad’ın Rusya’nın kontrolünde olmasını veya yine sürece müdahil olabileceği veya zaman için yeniden ortaya çıkabileceği bir ülkede yer almasını istemiyor!
Peki ama neresi olacak? Bu iyi bir soru ve yanıtı "Türkiye" olsa-evet garip duruyor ama-olmaz diye birşey yok. Ankara asla bunu açıktan hatta gizliden bile sormayacak olsa da esas sorun Esad'ın böylesi bir teklifi veya fikri kabul edip etmeyeceği.
Zaten, “kendisinin talep etmesi halinde” notunun anlamı bu.
Düşünülürse, Esad’ın Türkiye’de kötü anıları yok. Aslında bizzat kendi sözleriyle, Türk halkının onunla bir sorunu yok ve onun da Türk halkıyla bir sorunu yok. Üstelik burası Bayan Esad’ın ihtiyaçlarını da karşılayabilecek bir ülke.
Zor mu, zor. Ama neden olmasın?
iyibilgi
https://www.trakya22.com adresinden 23 Kasım 2024, 08:22 tarihinde yazdırılmıştır. |