'İsrail olmasa ABD İran'la anlaşır!'

E, ne yapalım yani?
'İsrail olmasa ABD İran'la anlaşır!' ABD’deki Başkanlık seçimlerinin pek çok küresel gelişmeyi ertelediği ve kilitlediği bir gerçek. Bunların için bizzat "Beyaz Saray da var" ve Başkan Obama’nın elini en zorlayan ülke de İsrail.

 

Başkan Obama ve Başbakan Netanyahu’nun arasında büyük bir sevgi bağı olduğunu söylemek pek mümkün değil. Ancak seçim döneminde bu ilişkideki alış-veriş listesi uzuyor.

 

İsrail’in bugün için avantajlı olduğu konu; Obama’nın göreve gelir gelmez üzerine gittiği Filistin meselesi ve İran’la aranın düzeltilebileceğine yönelik politikaları. Bugün Filistin sorunu artık gündemde değil, tersine İran konusu-Suriye meselesi ile birlikte ve bağlı olarak-popüler.

 

Kaldı ki bu konuların şimdi ABD iç politik dinamikleriyle artık apaçık bir bağı var: seçimler!

 

Efsanevi İsrail lobisi Amerikan seçimlerinde tek belirleyici değil elbette ama herkes biliyor ki, sandığa giderken "ülkedeki İsrail"i cepheye almak iyi fikir değil. Bu tespit, İsrail bu dönemde ne isterse Obama yapacak anlamına da gelmiyor.

 

Çünkü ABD’de İsrail lobisi bir tane değil. Örneğin ABD’deki bazı güçlü İsrailliler de Netanyahu’dan hoşlanmıyor, Obama’yı destekliyor. Bu yüzden her iki tarafın kozları var ama hiçbiri oyunu kazanacak kadar büyük değil.

 

İsrail bu konjonktürü, Mısır, İran ve Suriye üçgenini yumuşatacak biçimde kullanmayı çalışıyor. İran konusunda askeri bir hamle yapmayacağı kestirilebilir ama Suriye konusu da tehlikeli. Bu yüzden Amerikan üst düzey yetkilileri bu günlerde hep Tel Aviv’de görünüyorlar. Maksat, seçim öncesinde İsrail’in bir çılgınlık yapmasını önlemek.

 

Buna karşın Obama’nın siyasi rakibi Mitt Romney ise İsrail meselesini sömürmeyi ilke edinmiş durumda ve Başkan seçilmesi halinde tüm dengeleri İsrail lehine değiştireceğini her gittiği yerde söylüyor.

 

Neticede tüm bu detaylar seçime yönelik. Her iki tarafta seçimin sunduğu imkanlara oynuyorlar.

 

Asıl mesele ise Başkan Obama’nın İsrail'in kimi davalarına inanmaması. Hayli ciddi bir nokta bu ve şimdiye kadar ilk hızını (Mısır ve Türkiye konuşmaları) kaybetse de Barack Obama’nın aslında Tahran’la uzlaşılabileceğine-hâla-inanması.

 

Konuya vakıf  bir çok kişi, “İsrail olmasa Amerika İran’la masaya oturur ve Tahran da elini uzatır” cümlesini kuruyorlar. Kuşkusuz İsrail’in olmayacak hali yok ama Tel Aviv iktidarının olmama ihtimali var!

 

Kasım sonrası çözülecek kilitlerden birinin anahtarı da burada saklı. Yani Beyaz Saray’ın "Doğu yakası"nda.

https://www.trakya22.com adresinden 23 Ekim 2024, 16:24 tarihinde yazdırılmıştır.