'Irak'ta Öcalan'la Görüşmesi Sonu Oldu'

'Irak'ta Öcalan'la Görüşmesi Sonu Oldu' Turgut Özal'ın Özel Kalemi Feyzi İşbaşaran'dan Özal'ın ölümüyle ilgili bomba iddia.
'Irak'ta Öcalan'la Görüşmesi Sonu Oldu' Suikastlerle bunun bir ilgisi var mı?

Olmaz mı! Öcalan 70 kişilik liste verdi. Hepsini Avrupa'ya 10 yıl inmeme karşılığında İskandinav ülkelerine gönderiyorduk. Öcalan Norveç'i istemişti. Militanlar sessizce inip köylerine dönecekti. Sınırın 10 kilometre ilerisinde silahlar bırakılacaktı. Bütün şartlarda anlaşılmıştı ama olmadı!

Ne oldu?

Danışman olarak Kemal Yamak Paşa'yı almıştık. Çok beyefendi bir insandı. Özal'ı çok severdi. Bir gün Özal haftalık yaptığımız toplantının birinde "Kemal Paşa hepiniz Harp Okulu'ndan mezun oluyorsunuz. Sen Genelkurmay Başkanı olabiliyorsun ama Jandarmanın başındaki Eşref Paşa olamıyor. Bunu bir araştır. Alt yapıyı hazırla. Gerekeni yapalım" dedi. Bu teklif ikisinin de hayatına mal oldu. Önce Eşref Paşa daha sonra kendisi öldürüldü. Kürt sorunu sürüp gitti. 1993'ten bu yana da kan akmaya devam ediyor...

Asker mi yaptı suikastleri?

Hem içeriden hem dışarıdan destek alındı. Şeytanın aklına gelmeyecek planlar yapıldı. Başarılı oldular. Çözüm olmadı. "Kan aksın" diyenler kazandı.

Eşref Bitlis olayı peki!

Askerde bir kesim uçağın düşeceğini biliyordu. Kazım Çillioğlu uçağa binecekken vazgeçip binmedi. O da biliyordu planı. Daha sonra onu da öldürdüler. Kurtulamadı!

Özal'ın ölüm sebebi Kürt sorununu çözmek istemesi yani!

Elbette. Bakın biz de devlette olmayan belgeler Uğur Mumcu'dan çıkıyordu. Bizim MİT uyuyordu. Zaten Teoman Paşa'ya ne sorsak cevap alamıyorduk. Hiç bilgi vermezlerdi. Hatta bir keresinde ABD Özal'a Birinci Körfez Savaşı'nın başlayacağını haber verdi. Tam saat belli değildi. MİT ile Cumhurbaşkanı arasındaki köprü bendim. Gerektiğinde Beyefendi'yi uyandırma yetkim vardı. O gece Özal bizi Köşk'te tuttu. "İşler karışık" dedi. Bir süre sonra televizyonu açıp haberleri izlemeye başladık. Nabi Şensoy da yanımızdaydı. Geceyarısı olmuş savaş başını almış gitmiş. Bizim MİT'ten haber yoktu. Çok sonra Müsteşar Yardımcısı elinde zarfla geldi. Zarfı bana uzatıp "Beyefendiyi kaldıralım" dedi. Kolundan tutup içeri çektim. Zaten hepimiz ayaktaydık. Savaşı canlı izliyorduk. İstihbaratçı arkadaş yerin dibine girdi. Çünkü zarfta ABD'nin vuracağı yazıyordu! Utanarak çekilip gitti...

Peki Uğur Mumcu?

Uğur Bey'le komşuyduk. Çok sık, eski ismi Köroğlu olan caddedeki camide buluşurduk. Camide çay içip sohbet ederdik. Özal da bunu bilirdi. Uğur Bey yayınladığı belgelerle bizi zor durumda bırakırdı. CASA uçakları hakkında yaptığı yayınlardan sonra Özal, Milli Savunma Bakanı Ercan Vuralhan'ı görevden almıştı. Uğur Bey çok etkiliydi. Belgeleri MİT'e sorduğumuzda da hep "Doğru efendim" cevabı alıyorduk.

'PLAN İŞLİYORDU...'

Nasıl açıklıyorsunuz bunu?

Bilmiyorum hala... Ama Özal ile Mumcu'yu buluşturacaktım. İkisi de razı oldu. Ama Uğur Mumcu'nun da ömrü yetmedi. Bomba patladığında olay yerine ilk giden ben oldum. Manzara korkunçtu. Hemen Köşk'e gittim. Durumu anlattım. Gözlerinden yaş boşaldı. "Eyvah! Hedef, yine benim. Plan işliyor. Artık bunları kimse durduramaz" dedi.

Peki geçmişe bakınca ne görüyorsunuz?

Ailenin evladı gibiydim. Milletvekili olmak istediğimde "Gitme, beni bırakma" dedi. "Benim hakkım ama" deyince izin verdi. Benimle birlikte 2 arkadaşım daha yanından ayrıldı. Özal'ın etrafını boşaltmıştık. En büyük hatamız bu oldu. Yoksa Türki Cumhuriyetlere yaptığı gezinin programı bu kadar yorucu olmazdı. İzin vermezdim. Bir de Kemal Yamak Paşa'yı askerden haber alamadığımız için almıştık. Sağlıklı bilgi her zaman gelmiyordu. Belki ondan da gizliyorlardı. Ama en korkuncu Eşref Bitlis Paşa hem MİT hem de Genelkurmay İstihbaratI tarafından sürekli izleniyordu. Attığı her adımı biliyorlardı. O günkü zor şartlar altında çok yol adık. Ama sonuca gidemedik. Kısmet değilmiş. Allah hepsinin mekanını cennet eylesin

https://www.trakya22.com adresinden 23 Ekim 2024, 16:39 tarihinde yazdırılmıştır.