G. Kıbrıs'a kim hakim: Rusya, İngiltere, MOSSAD, MİT?14 Mayıs günü KKTC’nin Akdeniz üzerindeki hava sahasını ihlal eden İsrail savaş uçaklarından sonra, İsrail komandolarının güney kesime "küçük İsrail" yaratacak oranda yerleşecekleri haberi-'korku' halinde yalanlanmış bile olsa-farklı bir boyuta geçildiğini gösteriyor herhalde...
Hoş, sesinden uçakları tanıyan pilotlarımızın İsrail savaş uçağının tipini tespit edememelerinin nasılını, bir de bizim uçaklar ile İsrail uçakları 'karşılaştı mı karşılaşmadı mı' anlamış değilim ama.. Neyse ki, teferruatlı bilgiyi Rum-Yunan ortak yayınından öğrendik.. Üstelik hayli ilginç bir haber eliyle... Olaydan sonra Rum Mahi gazetesi, İsrail uçağının F-15 olduğunu duyurmuştu… Sonra Yunanlılar bu bilgiyi düzelttiler ve hayli rafine ettiler… Meğer bir değil iki İsrail uçağı varmış.. Üstekil 15 değil, F-16’larmış. Bilgi burada bitse kimse itiraz etmez ama devam edilmiş; "Python mermileriyle donatılmış Sufa modeli" imişler! Artık tipini tanıyamadığımız için bize nazire mi yapıyorlar yoksa mermi çeşitleri ile Sufa’dan mesaj mı gönderiyorlar uzmanlar söylesin ama geriye bir pilotların isimleri kalıyor. Türk F-16'ları ile İsrail savaş uçakları arasında bir elektronik savaş yaşanmış, ardından taraflar bölgeden uzaklaşmış. Bu herhalde hayırlı.. Çünkü, ABD menşeli uçakların düşman tanıma sistemlerinin herkesi tanımayacağına ilişkin kuvvetli bir tevatür yıllardır söylenmekte.. Elektronik savaş buna delalet eder mi dersiniz? Peki bu bilgiler kimin?. Kaynak Yunan Milli Savunma Bakanlığı... Rumlar ile Yunanlılar'ın açıkladığı bilgiler arasındaki fark, "20 bin İsrailli komando güney Kıbrıs’ta küçük İsrail kuracak" haberinin "sızma menbaı" hakkında da fikir veriyor aslında. Esasen üç kaynak bu bilgiyi sızdırma "ihtiyacı" duyabilir; 1. Rusya, 2. Türkiye, 3, İngiltere. Elbet bir de "aracı" olmalı.. Güney kesimindeki Rum-Yunan askeri dengeleri içinde İsraille ilişkilerin kontrolsüz gelişmesini istemeyen bir kesim dosyanın ağzını açmış olabilir. Adı geçen "şebekeye" Rusya ve İngiltere’nin entegre olması kimseyi şaşırtmaz. Zaten oradalar. Yeri gelmişken şunu da merak edelim; Kıbrıs söz konusu olduğunda hemen akla gelen İngiltere neden bu kadar sessiz? Şu sıralar İngiliz üssünde çalışan kıbrıslıları nedensiz ve sistematik biçimde işten çıkarmakla meşgul de ondan herhalde! Londra ve Moskova’nın güney kesiminin resmi güvenlik mahfillerinden bilgi alması, kullanması kolay.. Hatta normal. Peki "biz"?.. Benim favori sorum ise, "Akdeniz bütünü"nde nihai amaç olarak ABD’nin ne yapmak istediği? Mavi Derinlik’in öyküsünün finalini artık askeri ve tatsız sinyaller veren Şam rejiminin sonunu görmeden söylemek istemem.. Ancak ele gelir ipuçlarını paylaşayım... Büyük resim için 2012’nin sonu ile 2013’ün ilk çeyreğinde fikir sahibi olabileceğiz. Kritik bilgi ise şu: ABD, Akdeniz’in "tüm" oyuncularını fena sıkıştırıyor. Buna Türkiye de dahil. Sıkıştırmayı, kıstırma anlayın.. Kıstırmayı da ikna. Bütün aktörleri aynı yöne-kıstırırarak-teşvik ediyor. Yanlış anlaşılma olmasın diye "tüm oyuncuları" tasnif edelim: İkna olmaya teşvik edilenler hep müttefikler! Diğerleri zaten değiller ve Akdeniz onlara karşı.. Akdeniz’in doğudan batıya tüm "kolları" da öyle. Sağlaması da kolay.. Her bir aktör için (iç-dış dahil) "nereden cesaret alıyor" diye sorun... Nedret Ersanel iyibilgi.com https://www.trakya22.com adresinden 23 Kasım 2024, 07:18 tarihinde yazdırılmıştır. |