Abdullah Çatlı'nın müthiş sırrı,Taşları yerinden oynatan 'İncil'

Taşları yerinden oynatan 'İncil'
Abdullah Çatlı'nın müthiş sırrı,Taşları yerinden oynatan 'İncil'  

Abdullah Çatlı'nın müthiş sırrı




 

6 Temmuz 1996'da Kıbrıs'ta bir cinayet işlendi. Gazeteci Kutlu Adalı, Uzi marka bir silahla öldürüldü. Adalı, o yıl Mart ayında Aziz Barnabius'un Kıbrıs'taki mezarının Türk Güvenlik Güçleri'nce soyulması olayı ile ilgileniyordu. Mezardan ne alındığını araştırıyordu. Elindeki plaka numaralarından yola çıkarak, devlet-çete bağlantılarına da ulaşmıştı.
Tesadüfe bakın ki, cinayet sırasında Abdullah Çatlı da Kıbrıs'taydı. TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu Üyesi ve eski Bakan Fikri Sağlar, Çatlı'nın, "Mehmet Özbay" kimliği ile Kıbrıs'a giriş yaptığını ve o gün orada olduğunu belirlediklerini açıklamıştı.

...
 

Daha sonra, Aziz Barnabius tarafından yazılan Barnabas İncili, bir şekilde Yunanlılar'ın eline geçti. Markos Yayıncılık, Türkiye'deki Aramice Uzmanı Hamza Hocagil ile irtibat kurdu. Hocagil'den bu incilin tercüme edilmesi istendi.
Peki bu işte aracılık yapan kimdi?
Sıkı durun, aracının ismi Adem Taşdemir'di.

Bu şahıs, Ergenekon soruşturması sırasında "Cürüm işlemek için teşekkül kurmak" suçundan gözaltına alınıp, serbest bırakılmıştı. En çarpıcı özelliği, Ergenekon sanıklarından emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün yaveri olmasıydı.
 

...
 

Veli Küçük ve Abdullah Çatlı gibi isimlerle ilgili bu iddiaların ardından, şimdi gelelim Susurluk Olayı'na.
Şüphelerle dolu kaza, Kıbrıs'taki mezar soygunundan 8, Adalı Cinayeti'nden 4 ay sonra gerçekleşiyor. Tanık ifadelerine ve tutanaklara bakılırsa, olayda bir çanta kayboluyor.
Abdullah Çatlı'nın koruması Ercan Ersoy, kaza yerine ilk kendilerinin ulaştığını söylüyor.
Kamyonun altına sıkışmış aracı bizzat çıkardıklarını anlatıyor. Uğur Dündar da sıcağı sıcağına araç kamyonun altındayken çekilen bir fotoğrafı yayınlıyor.
Demek ki, "kaza" sırasında çok gerilerde kalan koruma aracından önce olay yerine gelenler var. Muhtemelen, Çatlı'nın aracını takip ediyorlar. Olayın hemen ardından, içinde ne olduğunu bildikleri çantayı alıyorlar.
Peki, bu çantanın içinde ne var? Kayıp silahlar olduğu söyleniyor, ama mantıklı değil.
1) O çanta kaç tane silah alır?
2) O gece orada bulunanlar, faili meçhul cinayetlerde kullanıldığı iddia edilen o silahları yanlarına alıp, neden kendilerini riske soksunlar?
Belli ki o çantada çok değerli başka bir şey var.
İddialara bakılırsa, o da Barnabas İncili!

Olay, Kuşadası'ndan dönüşte oluyor. Yaralı kurtulan Sedat Bucak, Kuşadası'nda "emlak görüşmeleri" yaptıklarını söylüyor. Ancak, ne emlâkçılardan, ne de vatandaşlardan bu iddiayı doğrulayan yok.
Oysa Kuşadası, Yunan adalarından çok rahat ulaşılabilecek bir yer. Bu konumu da Yunanlılar'la "Barnabas Pazarlığı" yapıldığı iddialarını güçlendiriyor. Taşlar yerine oturuyor!

Emin Pazarcı / Takvim (İlgili kısım

https://www.trakya22.com adresinden 28 Kasım 2024, 05:38 tarihinde yazdırılmıştır.