"Şah Bile Ayakta Kalamadıysa...""Şah Bile Ayakta Kalamadıysa..."
Ahmet Davutoğlu, Türkiye için Suriye meselesine müdahil olmanın "bir tercih değil zorunluluk" olduğunu söyledi.
Bakan Davutoğlu, Suriye'den Türkiye'ye gelişlerin sürdüğünü hatırlatarak,
"Bir 17 bin daha gelirse, o zaman ne yapacağız? Sanki bu durumlar bizim hükümetimizin tercihleri sebebiyle oluyor gibi bir algı var, ama öyle değil, bu durum kendi dinamikleri ile ortaya çıktı, biz durumu en doğru şekilde yönetmeye çalışıyoruz" dedi. Şu anda Suriye konusunda diplomatik olarak en çok çaba sarfeden ülkenin yine Türkiye olduğunu söyleyerek, son dönemde yapılanları özetleyen Davutoğlu, bu çabalar sayesinde de Beşşar Esad'ın Kofi Annan'ın planını kabul etmek durumunda kaldığını, çünkü Pazar günü Suriye'nin Dostları Konferansı'nın yapılacağını, eğer Suriye üstünde diplomatik baskı uygulanmaz ise o zaman işin katliamlara kadar gidebileceğini kaydetti. Davutoğlu, Kofi Annan ile bugün konuşarak İran ve Suriye'nin Dostları Konferansı'na ilişkin görüşlerini paylaşacaklarını ifade etti. "ESED'İN YÖNETİMİNİ ONAYLAYAN ÇIKMADI" İran'daki temasları da anlatan Davutoğlu, Tahran ile karşılıklı olarak pozisyonlarını paylaştıklarını, İran tarafının bile Esad'ın hatalarını kabul ettiğini bildirdi. Davutoğlu, "Bunu Rusya da, Çin de söylüyor, onaylamıyoruz diyerek. Şu ana kadar Esad'ın yöntemini onaylayan bir ülke çıkmadı, herkes (hatalar yapmıştır ve bu tutumu tasvip etmiyoruz) diyor" diye konuştu. Bakan Davutoğlu, İran'ın İsrail karşısında dirençli bir Suriye görmek istediğini de söyleyerek, Türkiye için öncelikli olarak halk iradesinin tecelli etmesinin önemli olduğunu, bunun bir taktik boyutu olamayacağını, bazı ülkelerle de görüş ayrılıkları olduğunu kaydetti. Davutoğlu, "Ancak memnun olduğum nokta; Türkiye ile İran arasında kanalların açık olması, görüşlerin rahat ifade edilmesi ve ortak görüş arama çabalarının sürmesi" dedi. "İran SAMİMİYETİMİZE İNANIYOR" İran'ın dini lideri Hamaney'in Suriye'de Müslümanların kanının akmasından dolayı büyük üzüntü duyduğunu, bu kanın durması için Türkiye ile çalışmaya hazır olduklarını ancak bölge dışı bir müdahale istemediklerini aktardığını belirten Davutoğlu, kendilerinin de bölge dışından bir müdahale istemediklerini bildirdi. Davutoğlu şunları söyledi: "Türkiye ile İran arasında bu konuda ortak bir çalışma zemini vardır. Türkiye-İran karşıtlığına dayalı bir bölge dengesi oluşmasına izin vermeyiz. Soğuk Savaş çıkarmak isteyenler olabilir ama ne Türkiye ne de İran buna izin vermeyecek tarih bilgisine sahiptir. Obama bizim samimiyetimize ne kadar inanıyorsa, ondan belki daha fazla ama daha az değil, İran tarafı da aynı şekilde samimiyetimize inanıyor, Rusya da öyle." Esed'ı bu noktadan sonra İran'ın iktidarda tutup tutamayacağının sorulmasına karşılık Davutoğlu, şu yanıtı verdi: "Kimse kimseyi, herhangi bir dış güç, kendi halkı ile barış içinde olmayan bir lideri ayakta tutamaz. ABD'nin zamanında Latin Amerika'da koruyamadığı, tutamadığı yönetimleri, şimdi İran ya da başka bir ülke Ortadoğu'da koruyabilir mi ABD desteği Şah'ı ayakta tutamadıysa ve ayağa kalkan bir halk Şah rejimini devirdiyse Suriye'de de hiçbir dış destek bir rejimi ayakta tutmaz. Bir rejimi ayakta tutan halktan aldığı destektir." Davutoğlu, Esad'ın hala bir tabanı bulunduğunu ancak artık Nusayrilerin hepsinin onu desteklemediğini, Suriye Ulusal Konseyi içinde Nusayrilerin de bulunduğunu ve hatta Türkiye'ye sığınan bir de Nusayri Albay olduğunu anlatarak, önemli olanın halkın genelinde bir tabanının bulunması olduğunu kaydetti. Beşşer Esad'ın iktidarda kalmasına yönelik çözümlerin gerçek bir çözüm olamayacağını söyleyen Davutoğlu, "Bunu biz kabul etsek dahi Suriye halkı kabul etmez. Böyle bir çözüm, çözüm değildir" dedi. Esad'ın geçen Nisan ya da Mayıs ayında seçimleri gerçekleştirmesi durumunda sorunun çözümlenebileceğini ancak simdi (yarın seçim yapıyorum) dese bile buna kimsenin inanmayacağını söyleyen Davutoğlu, Suriye için hem kaygılı hem de ümitli olduğunu belirtti. Davutoğlu, Suriye'de sokağa çıkanların aslında bir sağlık alameti, bir medeniyetin uyanışı olduğunu söyleyerek, "Çünkü bu öksürmek gibi birşey, görünüşte hastalık alameti ama bünyenin tepki verdiğini gösterir" diye konuştu. "SURİYE HALKI ONURUNU ISPAT ETTİ" Bakan Davutoğlu, Suriye'de bazı yabancı güçlerin etkin olduğu yönündeki iddialar bulunduğunu hatırlatarak, "Hiçbir yabancı güç, yabancı komplo, bir halkı 1 yıl sokakta tutamaz. Bir halk 1 yıl boyunca 10 bin insanını kaybetmiş ve hala ayakta ise o halka ancak saygı duyulur ve bu saygının gereğini yapmakla yükümlüyüz" dedi. Davutoğlu, her zorluğun arkasında bir başarı bulunduğuna her zaman inandığını belirterek, "Suriye halkı bugün zorlukları, çileyi çekiyor ama onurunu da ispat etti. Ben Suriye halkına sadece ve sadece saygıyla selam duruyorum" diye konuştu. Bakan Davutoğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile gelecek hafta Çin'e gideceklerini söyleyerek, "Suriye konusunda görüş ayrılığımız var diye İran, Rusya ve Çin ile ilişkilerimiz bozulmaz" diye konuştu. Suriye'nin Dostları konferansına katılımını teyid eden ülke sayısının şu ana kadar 74 olduğunu belirten Davutoğlu, "Suriye üstündeki baskıyı bir an bile azaltmayacağız, ta ki o kanı durduruncaya kadar" dedi. Davutoğlu, bu konferanstan 4 gün sonra da Çin'e gideceklerini belirterek, Rusya ve Çin'in Suriye ile ilgili tutumları hakkında adım adım gitmek gerektiğini, (onların tutumları belli) diyerek konuşmamanın diplomasi olmadığını bildirdi. İran'daki görüşmelerde Malatya Kürecik'teki NATO radar sistemi konusunu da ele aldıklarını ifade eden Davutoğlu, Tahran'da Türkiye'den duyulan bir rahatsızlık değil ama böyle bir tesisin varlığından dolayı bir tedirginlik bulunduğunu söyleyerek, bu savunma sisteminden NATO ülkeleri dışında hiçbir ülkenin yararlanamayacağını, tesislerde Türk generallerin bulunacağını, aksi bir durumun farkedilmesi durumunda ise Türkiye'nin bu sistemden 6 ay içinde ayrılmasının teknik olarak mümkün olduğunu anlattı. https://www.trakya22.com adresinden 23 Kasım 2024, 02:05 tarihinde yazdırılmıştır. |