Bülent Arınç'tan Çarpıcı Açıklamalar

Bülent Arınç'tan Çarpıcı Açıklamalar Arınç, CHP'den özel yetkili mahkemelere, Ahmet Türk ve Tuncel'in tokatlanmasına kadar çok çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Bülent Arınç'tan Çarpıcı Açıklamalar "CHP KURULTAY YERİNE MİTİNG YAPSIN"

CHP'nin Tandoğan'da grup toplantısı yapma talebi ile ilgili olarak Arınç, "İyi ki söylemişim. Grup toplantısı dediğiniz şey meclis'te yapılır. Müracaatlarını miting olarak düzelttiler. Tandoğan'da bunu halka anlatmaları önemli. Bana kızmazlarsa, şunu söylemek istiyorum, 'Artık mecliste bir şey kalmadı, biz bunu anlatacağız' diyorlar; Ankara yakınlarındaki illerde de miting yapabilirler. Her gün kurultay yapacaklarına miting yapsınlar. Mesela çarşamba günü Çankırı'ya gidebilirler. Çorum'a gidebilirler. Konya'ya gidebilirler. Her yerde 4+4+4 endişelerini anlatsınlar. Başka partilere de örnek olur. Terörle mücadelede nasıl yardım edelim diye sorduklarında, 'Siz de o bölgede siyaset yapın' dedim. Onların yapmasının terörle mücadelede faydalı olduğunu düşünüyorum. MHP o bölgelerde siyaset yapsın. 'Biz AK Parti'den farklı düşünüyoruz' desin. Ama yoklar, il binaları kapalı. Batıdan seçilenler de oraya gitmiyor. Genel başkanları da Ankara'dan dışarı çıkmıyor. Her ilde ve ilçede siyaset yapılmalı. Mitingler yaparak bu açığı kapatın" diyerek muhalefete çağrıda bulundu.

"ÖZEL YETKİLİ MAHKEMELER DEVAM EDECEK"

Özel yetkili mahkemelerin devam edeceğini belirten Arınç, "Özel yetkili mahkemeler devam edecek. Sorun özel yetkili savcıların yetkilerini paylaşmaları konusunda. Adalet Bakanlığı'nın, o yetkilerin daha dikkatli kullanılması konusunda çalışması olabilir. Tasarı ve taslak geldiğinde ayrıntıları hep beraber görürüz" dedi.

"TUTUKLULUK SÜRELERİ UZUN TUTULMAMALI"

Tutukluluk sürelerini de değerlendiren Arınç şunları söyledi:

"Bir insanın tutukluluğuna karar verilmesi, tahliye talebinin reddedilmesi, hakimin takdir hakları ile ilgili durumdur. Delilerin o kişi için mahkumiyete yetecek olup olmaması ve tutukluluk sürelerine göre hakimler her zaman tahliye kararı verebilirler. Bunları şimdiye kadar basit gerekçelerle reddediyorlardı. Tahliye talebi reddediliyorsa daha doyurucu gerekçe istendi. Suçun ağır cezalık durumuna göre... AİHM kararları ve Türkiye'deki tartışmaların önüne geçmek için bir madde konacak. Bu madde diğerini ortadan kaldırmıyor. Tutukluluklar istisnai olmalı ve uzun süreli olmamalıdır. Mevcut delilleri topladıktan sonra tutuksuz yargılanma yoluna gitmek daha iyi olur. Bu herkes için söz konusudur. Uzun tutukluluk AHİM'de başımızın derdidir. Hakimlerimizin daha duyarlı hareket etmesi lazım".

Arınç, Suriye'de haber alınamayan gazetecilerle ilgili olarak ise, Resmi ağızlardan teyit edilen haberler yok. Kontrol ettiğimizde aslı çıkmadı. Hayatta olduklarını kesine yakın biliyoruz. Niçin bize verilmiyor? Ne elde edilmek isteniyor? Onların durumu nedir? Bütün güçler, istihbarat dahi bu iş için elinden geleni yapıyor. Umarım onlar da alilerine huzur içinde dönerler. Suriye'deki zulmün devam etmeyeceğini düşünüyorum. Suriye kendi iç dinamikleri ile bu işin çaresini bulacaktır. Orada yapılanlar cinayet ve katliamdır. Bu uzun süre devam etmez. Keşke Esad bir yıl önce dediğimi yapsaydı" dedi.

Arınç, terör olaylarında sivil vatandaşların şehit sayılmasını sağlayacak kanun tasarısı ile ilgili olarak ise şunları söyledi:

"Çok önemli bir konu. Son grup toplantımızda başbakanımız bu konuşu açıkladı. Bu herhalde 4 aydır süren bir çalışmanın ürünüdür. Üzerinde duruldu. Sayın başbakanımız da bunu müjde olarak verdi. Meselenin esası şu: 6 yıl önce terör mağdurlarına tazminat ödenmesine ilişkin bir kanun çıktı. 1984'lerden başlamak üzere evleri yakılan, araçları bombalanan, can ve mal kaybına uğrayanlara mağduriyetlerini belgeledikleri takdirde zararları ödenmeye başlandı. Bu AK Parti hükümetinin başardığı bir kanun oldu. Bu mağduriyetler sebebiyle insanlar pek çok şeylerini kaybettiler. Geleceklerin ve mallarını kaybettiler. Bu her yıl da yenilendi. Şu ana kadar 3 katrilyondan fazla terör mağdurlarına tazminat ödedik. Komisyonlar hala çalışmalarına devam ediyor. Bu sadece Şırnak ve Diyarbakır ile sınırlı değil. Her şehirde geçerlidir" diye konuştu.

"3-4 BİN SİVİL ŞEHİTLİK HAKLARINDAN YARARLANACAK"

Terör olaylarında güvenlik görevlilerin yanı sıra sivillilerin de hayatını kaybettiğini vurgulayan Arınç şöyle devam etti:

"Şehit sıfatını alanlar kanundan dolayı bazı haklardan istifade edebiliyorlardı. Bu bizim kanımıza dokundu. Askere ve polise minnettarız. Kadın ve erkek de bu çatışmada ölmüşse, terörün hedefi olmuşsa bu insanlar bu haklardan istifade etsin. En son Batman'da 8 aylık hamile kadın çocuğuyla birlikte hayatını kaybetti. Siirt'te 4 genç kızımız yemeğe giderken kurşunlandı. Canlı bombayı durdurmak isterken bir anne hayatını kaybetti. Bu insanlar da bizim insanımız. Şehitlik bir dini kavramdır. Bu kavrama hukuki boyut vermek zorundayız. Terörle mücadelede hayatını kaybedenler bizim gözümüzde şehittir. Tabii yaralananlar da var. Onların da birtakım hakları var. Başbakanımız bu konuda talimat verdi. Zannediyorum 3-4 bin kişinin bundan yararlanabilecek. Polis ve asker ne kadar fedakarlıkla bu işin üzerine giderse gitsin, arada hayatını kaybeden insanlar da var. Mücadeleyi bütün olarak kabul edeceğiz. Onlara da haklar verilmeli".

"SİVİL ŞEHİTLİK KANUNU MAYIS AYINDA YÜRÜRLÜĞE GİREBİLİR"

Konunun doğrudan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nı ilgilendirdiğine dikkat çeken Arınç, "Onların maaşlarını, geleceklerini garanti altına almak için böyle bir kanun tasarısını görüşmeye açacağız. Daha da olgunlaştıracağız. Meclise süratle sevk edeceğiz. Mayıs sonuna kadar bu kanunu çıkartmış olabiliriz" ifadelerini kullandı.

Hrant Dink'in bir terör olayında hayatını kaybettiğine işaret eden Arınç şu ifadeleri kullandı:

"Hrant Dink'e bir terör mağduru denilebilir. Uludere'de güvenlik güçlerinin bombalaması sonucu çok sayıda insan hayatını kaybetti. O insanların üzerlerinden silah da çıkmadı. Kanundaki tariflere uymamız lazım. Bunun talebe bağlı olması düşünülüyorsa, o kişilerin talep etmesi lazımdır. Uludere'de hayatını kaybeden insanların ailesine 100 bin TL'ye aşkın tazminat ödenmesine karar verildi. Bir müracaat şartına bağlı olabilir. Arzu ederlerse olayı tarif ederler. Sonunda kanun kapsamına girerlerse bundan istifade edebilirler" açıklamalarında bulundu.

https://www.trakya22.com adresinden 23 Ekim 2024, 10:28 tarihinde yazdırılmıştır.