MÜMİNLER TEK BİR VÜCUT GİBİDİR

Edirne Diyanet İşleri Başkanlığından trakya22.com a yapılan acıklama şöyle : Millet olarak geçtiğimiz Pazar günü Van ve Erciş’te meydana gelen depremin üzüntüsünü yüreklerimizin derinliklerinde hissetmekteyiz. Öncelikle, depremde canlarını kaybeden kardeşlerimize Cenab-ı Hak’tan rahmet diliyorum. Yaralı olanlara acil şifa; yakınlarına, meşakkate ve sıkıntıya karşı güçlü, dirençli ve sabırlı olmalarını Yüce Mevlâ’dan niyaz ediyorum. Yüce Rabbimiz böyle musibetlerden milletimizi ve tüm insanlığı muhafaza eylesin!
MÜMİNLER TEK BİR VÜCUT GİBİDİR

 

         Hangi sebeplerle olursa olsun, tabiî afetlere karşı maddî ve manevî bütün tedbirleri almak gerektiği her türlü izahtan vârestedir. Ancak, meydana geldikten sonra onları doğru okumak, doğru anlamak ve doğru yorumlamak da en az birincisi kadar önemli, imanî ve insanî bir görevdir. Var oluşun nihaî anlamını idrak eden, hayatın bir imtihan olduğuna inanan, ölümün yokluk ve hiçlik anlamına gelmediğini bilen müminler için depremleri ve her türlü musibeti anlamak ve yorumlamak zor olmasa gerektir.

      Kur’an’ın ‘zelzele’ dediği bu hadiseyi, sadece fay hatlarıyla okumak, sadece bir doğa kanunu deyip geçiştirmek, tesadüflerle izah etmek asla doğru değildir.

      Yüce Dinimizin öğretilerine göre bu tür musibetleri değerlendirirken dikkat edilmesi gereken iki husus vardır:   

      Birincisi, bu tür musibetleri insanoğlunun sorumluluğunu ortadan kaldıracak şekilde yorumlayamayız. Dolayısıyla yaşadığımız bu hadiseden ibret alarak binalarımızı sağlam yapmalıyız. Peygamber Efendimiz (sav)’in ifadesiyle yaptığımız her işi ‘en güzel ve en sağlam’ bir şekilde yapmalı sonra Allah’a tevekkül etmeliyiz.

     İkincisi, bu tür hadiseleri Rabbimizin kudretini yok sayarak yorumlayamayız. Zira insanın sorumsuzluklarından neş’et eden musibetleri, sorumluluklarını ortadan kaldıracak şekilde yorumlamak ne kadar yanlışsa, tabiî musibetleri de yaratıcı kudreti yok sayarak yorumlamak o derece büyük bir hatadır.

      Eğer musibetlerin denenmek, sınanmak ve imtihan edilmek gibi bir anlamı varsa bilinsin ki, şu andan itibaren bu imtihan, Van ve Erciş depreminde canlarını ve mallarını kaybeden kardeşlerimiz için değil; henüz yeryüzü zemini üzerinde dolaşabilen bizler içindir. Dolayısıyla bizlere düşen üç görev bulunmaktadır:

       Birincisi, sabretmektir. Hutbemin başında okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz bizleri, açlıkla, korku ile mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmek suretiyle imtihan edeceğini bildiriyor ve bu imtihanlara karşı sabırlı olanların müjdelenmesini emrediyor.1

       Sevgili Peygamberimiz (sas) de “Sabır ancak (musibetin) ilk vurduğu andadır.”2 sözleriyle, yaşanılan musibetlerin ilk anında gösterilmesi gereken sabrın önemine dikkat çekiyor.

     İkincisi, dua etmektir. Rabbimizi yanımızda hissedercesine O’na yalvarmak, yakarmak. Zira dua, müminin en büyük serveti, en büyük hazinesidir.

     Üçüncüsü, milletçe dayanışmadır. Herhangi bir yerde bir kardeşimizin başına bir musibet geldiği zaman Resûl-i Ekrem’in; “Bütün mü’minler tek bir vücut gibidir.” fermanı gereğince milletçe o musibetin acısını kalbimizin ta derinliklerinde hissetmek gerekir.

      Sadece ülkemizde değil dünyanın neresinde bir gözyaşı, bir sıkıntı, bir musibet olsa milletimizin birlik, beraberlik, yardımlaşma, dayanışma ve kardeşlik duygularının harekete geçmesi her türlü takdirin üzerindedir. Nitekim deprem meydana geldiği andan itibaren doğusuyla-batısıyla, kuzeyiyle-güneyiyle topyekûn bütün milletimizin aynı hüznü paylaşması, aynı acıyı hissetmesi gönül dünyamızın fay hatlarının ne kadar güçlü olduğunu bir kez daha göstermiştir. Unutulmasın ki, en büyük deprem, en büyük sarsıntı insanların inanç dünyalarında, kalplerimizin ve yüreklerimizin fay hatlarında meydana gelen, dünyamızı da ahiretimizi de yok edecek sarsıntılardır. Mühim olan yeryüzündeki sarsıntılar sebebiyle Allah’a olan imanımızda ve gönül fay hatlarımızda bir sarsıntı meydana gelmemesidir. Yüce Rabbimiz aziz milletimizin kalbinden ve yüreğinden bu birlik, beraberlik, kardeşlik ve dayanışma ruhunu hiçbir zaman eksik etmesin.

     Bu vesileyle pek çok yardım kampanyasının başlamış olmasından büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Diyanet İşleri Başkanlığı olarak, bu kampanyalara bir nebze olsun destek olabilmek amacıyla bugün Cuma namazının akabinde sevgi, muhabbet ve kardeşlik yüklü yardımlarınıza aracılık etmek istiyoruz. Cenâb-ı Hak şimdiden yapacağınız tüm yardımları dergâhında kabul eylesin.

       yarın 88. yılını idrak edeceğimiz Cumhuriyet Bayramınızı tebrik ediyor, bu vesileyle bütün şehitlerimizi rahmetle yâd ediyor, Yüce Mevlâ’dan birlik ve dirliğimizi daim eylemesini niyaz ediyorum.

  

https://www.trakya22.com adresinden 26 Kasım 2024, 14:46 tarihinde yazdırılmıştır.