Uzunköprü’de Protesto

Marmara Bölgesi'nin Karadeniz kıyılarındaki Yıldız Dağları'ndan doğan ve Meriç Nehri ile buluşarak Ege Denizi'ne dökülen 283 kilometre uzunluğundaki Ergene Nehri'nin kirliliği, çok sayıda yerli ve yabancı sivil toplum örgütü üyelerinin katılımıyla Uzunköprü'de protesto edildi.

Çevre kirliliğine dikkat çekmek için oluşturulan Ergene Platformu'nun üyeleri, ''Ergene Hayata Dönsün–1'' adlı etkinlikte bir araya gelerek ''Ergene'den su değil zehir akıyor'', ''Ergene hayata dönsün'' sloganıyla tarihi Uzunköprü'de buluştu.

Etkinlik için Bulgaristan, Yunanistan ile Tekirdağ, Kırklareli, Edirne ve Çanakkale'den gelen çok sayıda yerli ve yabancı bisikletli, 1293 metre uzunluğunda, 5,5 metre genişliğinde ve 174 kemerli tarihi köprüde ilçe halkı, sivil toplum örgütleri üyeleri ve köylüler tarafından karşılandı.

Kefen giyen çocuklardan oluşan 30 kişilik grup, Ergene Nehri kenarına yatıp ölü taklidi yaparak kirliliğe dikkat çekmeye çalışırken, katılımcılar, tarihi Uzunköprü'nün başından kent merkezine doğru yürüyüşe geçti. Yoldan geçen araç sürücüleri ise korna çalarak eyleme destek verdi.
Yaklaşık 1,5 kilometre uzunluğundaki köprüyü yürüyerek geçen eylemciler, daha sonra Atatürk Anıtı önünde toplandı.

Uzunköprü Belediye Başkanı Enis İşbilen, burada yaptığı konuşmada, bir zamanlar içinde balık tutulan, yüzülen, tarlaların sulandığı Ergene Nehri'nin sanayi atıkları nedeniyle uzun zamandır zehir aktığını söyledi.
İnsanların kokudan nehir kenarına inemediğini ve evlerinin camlarını açamadığını ifade eden İşbilen, ilçede kanser vakalarının arttığını ileri sürdü. ''İnsanlarımızı kaybediyoruz'' diyen İşbilen, şöyle devam etti: ''Oksijen oranının 0-1 arasında bulunan Ergene Nehri, ağır metallerle besleniyor. Oluşan asit yağmuru tüm canlıları etkiliyor. Çiftçiler tarlalarında üretim yapamıyor. Bizler temiz ve sağlıklı bir çevrede ayçiçekleri ile yaşamak istiyoruz. Bu nedenle, Trakya'daki sanayi kirliliğini protesto ediyor, halkımızı Ergene Nehri kirliliği için harekete geçirmeye davet ediyoruz.''

Uzunköprü Çevre Gönüllüleri Derneği Başkanı Hacer Doğrugüven de Ergene Nehri'ndeki kirliliğin insan hayatını tehdit eder duruma geldiğini söyledi. ''Bir hayalimiz var, bir de gerçeğimiz'' diyen Doğrugüven, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bir hayalimiz var, ışığıyla içimizi aydınlatan güneşli bir günün sabahında şırıl, şırıl akıp, misler gibi kokan bir nehrin kenarında uyumak istiyoruz. Çocuklarımızın içerisinde yüzdüğü, her türlü canlının hayat bulduğu nehrin yaşamasını, hayat bulmasını istiyoruz.

Geçtiği yerlerde toprağa can veren, üreticiye bir değil binlerce ürün veren bir nehir istiyoruz. Ne yazık ki Trakyamızın birçok bölgesinden bir kuğu gibi süzülerek 290 kilometre akıp giden Ergene Nehri'nde canlı hayatı yok olmuş durumda. Artık nehirdeki kirlilik insan hayatını tehdit eder durumda.''

Edirne Doğa Sporları Kulübü Başkanı Bülent Bacı ise Ergene Nehri'nin büyük bir çevre felaketiyle karşı karşıya kaldığını öne sürdü. ''Nehirden su yerine simsiyah zehir aktığını'' dile getiren Bacı, şöyle konuştu: ''Trakya'nın ortasından geçen Ergene Nehri yıllarca bizlere hayat veren bir can damarımız olmuştur. Özellikle son 15 yıldır Çorlu ve Çerkezköy'deki çarpık sanayileşme ciddi bir kirlenmeye, Ergene Nehrimizin bir çevre felaketi ile karşı karşıya kalmasına sebep olmuştur.

Evet, Ergene Nehri'nde yaşanan bu olay bir felakettir. Ortada simsiyah ve köpüklü, içinde ve etrafında yaşamı durdurmuş zehir akan bir nehir vardır. Yüz binlerce insanı kokusu ve zehirleri ile olumsuz etkilenmektedir. Dünyanın en iyi tarım arazileri zehir artıkları yüzünden kullanılamaz gelmiştir.

Bizler çevremize duyarlı sivil toplum örgütleri olarak, bu çevre felaketini bir kez daha haykırmak istiyoruz. Amacımız başta gençler olmak üzere, bisiklet gibi çevreci bir aracı da kullanarak halkın yılgınlaşmış dikkatini ve enerjisini Ergene felaketi üzerine çekmektir.''

Ergene Nehri'ne herkesin sahip çıkması gerektiğini vurgulayan Bacı, nehrin yeniden hayata döndürülmesi için mücadelelerine devam edeceklerini sözlerine ekledi.