“Devlet, Azınlığın dini özerkliğini korumakla mükelleftir”
Anayasa değişikliği görüşmelerinin yapıldığı meclis genel kurulunun, dini özgürlüklerle ilgili 13. maddeye ilişkin oturumunda söz alan milletvekili İlhan AHMET, Azınlık kamuoyundaki endişeleri dile getirdi.
“Müftülüklerin idare ve yönetimine devletin müdahil olması Azınlık kamuoyunda tepkiyle karşılandı”
Azınlığın dini özerklikle ilgili hassasiyetlerini mevcut hükümetin dikkatine sunan miletvekili, “SYRİZA hükümeti döneminde bakan Gavroğlu’nun imzasıyla çıkartılan ve Azınlığın dini özerkliğini ‘devletleştirme’ yönünde hükümetin açık müdahalesi özelliği taşıyan Cumhurrbaşkalığı kararnameleriyle, Azınlığımızın din ve ibadet özgürlüğünün halihazırda nasıl ihlâl edildiğini hatırlatmak isterim. Her iki kararnamede Trakya’daki Müftülük kurumlarının yönetim ve idaresine doğrudan yapılan müdahaleler ile, Azınlığın dini kurumlarının özerk olma hakkı bu hakkın korunmasıyla mükellef olan devlet tarafından bizzat ihlâl edilmiştir.” diye belirtti.
AİHM: Devlet eliyle dini özerkliğe müdahale kabul edilemez
İlhan AHMET diğer yandan Yunanistan’la ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)’nin içtihat niteliği taşıyan kararlarını da hatırlatarak, “AİHM kararlarında da dikkat çekildiği üzere, ülkedeki dini kurumların, dernek gibi örgütlenmelerin özerkliğine ve serbestçe faaliyet göstermesine karşı devlet tarafından yapılacak herhangi bir müdahalenin kabul edilemez olduğu vurgulanmaktadır.
Benzer şekilde AİHM’in ‘İbrahim Şerif Davası’ kararında, azınlıkların dini özerkliğine devletin menfi veya müspet müdahalelerde bulunulmasının meşru görülmediği kaydedilmiştir.” dedi.
“Anayasadaki ‘dinler arası eşitlik’ ilkesi pratikte de uygulanmalı”
Konuşmasında ‘dinler arası eşitlik’ ilkesine de atıfta bulunan milletvekili İlhan AHMET, anayasada yer alan ilkenin pratikte uygulanmasına işlerlik kazandırılması gerektiğini vurguladı.
Bu kapsamda, Anayasanın 3. maddesinde düzenleme yapılmasını teklif eden milletvekili, “Anayasada Yunanistan’ın egemen dini olarak belirlenen Ortodoksluğun yanında ülkede tanınan diğer dinler ve mensupları ile dini inanca sahip olmayanların da eşit muamele göreceğinin güvence altına alındığı açıklığa kavuşturulmalıdır. Zira bir hukuk devletinde tüm vatandaşlar aynı eşitliğe sahip olmak zorundadır, öyle olmadığı durumda bunu sağlamak o devletin mutlak görevi ve yükümlülüğüdür.” şeklinde konuştu.