“Kiraz Festivali
'Türkiye'de 485'in üzerinde diri fay parçası var'
McDonalds’a Konya’dan Sürpriz
Ateistlerin Cenaze Namazı Nasıl Kılınır?
Bu haber 12 Haziran 2019, Çarşamba 17:07 tarihinde eklendi. 994 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

Diyanet-Sen Edirne Şubesi’nden protesto

Diyanet-Sen Edirne Şubesi üyeleri, Eğitim-İş Sendikası'nın, Milli Eğitim Bakanlığının düzenlediği ve bir protokol çerçevesinde Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yürütülen 4-6 yaş grubu çocuklar için Kur'an Kursu eğitim programının yürütmesinin durdurulması ve iptali için Danıştay'a dava açmasını kınadı.
Diyanet-Sen Edirne Şubesi’nden protesto

Eski Cami önünde bir araya gelen Diyanet-Sen Edirne Şubesi üyeleri söz konusu eğitimin iptali için dava açan sendikayı protesto ederek basın açıklamasında bulundu.

“Karşı çıkmak sendikal faaliyet değildir”

Açıklamayı okuyan Diyanet- Sen Edirne Şube Başkanı Erol Ayar,Kur'an eğitimine karşı çıkmanın sendikal faaliyet değil, 28 ŞubatSTK'cılığınınköhneleşmiş hezeyanları olduğunu söyledi.Eğitim-İş Sendikası’nın, Milli Eğitim Bakanlığının düzenlediği ve bir protokol çerçevesinde Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yürütülen yaş grubu çocuklar için Kur'an Kursu eğitim programının yürütmesinin durdurulması ve iptali için Danıştay'a dava açtığını dile getiren Ayar, bunu laik, bilimsel, demokratik ve kamusal eğitim mücadelesi olarak pazarlamaya çalıştıklarını söyledi.

2013 yılından beri yürütülüyor

Eğitim programının 2013'ten beri yürütüldüğünü ifade eden Ayar, çalışmalarla ilgili yaptıkları tespitleri şöyle anlattı;“Bu program Milli Eğitim Bakanlığı'nın Diyanet işleri Başkanlığı ile imzaladığı bir protokol çerçevesinde ve denetime açık olarak uygulanmaktadır.Milli Eğitim Bakanlığı nasıl ki devletin bir kurumu ise Diyanet işleri Başkanlığı da devletin kurumudur.Milli Eğitim Bakanlığı, velilerin talep ve tercihlerine göre çeşitli eğitim programları düzenlemektedir. Çarpıtma iddialarla yargıya taşınan söz konusu program, değerler eğitimi ile ilgili veli talebini karşılamak üzere hazırlanmıştır.Bu eğitim programı için Diyanet işleri Başkanlığı ile yapılan protokol, mezkur sendikanın iddia ve çarpıtmalarının aksine eğitimin teşere edilmesi değil, o alanda devletin bir başka kurumundan uzman eğitim/eğitimci desteği alınmasıdır. Bakanlık velilerin diğer konularla ilgili eğitim taleplerini de aynı şekilde ve aynı yöntemle karşılamaktadır. O nedenle bu protokoller sadece Diyanet işleri Başkanlığı ile yapılmamakta, bakanlık uyguladığı çeşitli eğitim programlarında, ilgili alanda uzmanlaşmış ve temayüz etmiş çeşitli kamu ya da özel kuruluşlarla de benzer şekilde protokoller imzalamaktadır.Protokol kapsamında verilecek eğitimden bir öğrencinin faydalanabilmesi için okul öncesi eğitim kurumuna kayıtlı olması şartı aranmaktadır.Eğitim süresince Okul Öncesi Öğretmenleri ve Kur' an Kursu öğreticileri birlikte hareketetmektedir.Bu programda görev alabilmek için Kur'an Kursu öğreticisi olmak için aranan şartları taşımanın yanı sıra ayrıca Halk Eğitim Merkezlerinden 936 saatlik (6 ay) çocuk gelişimi sertifikasına sahip olma şartı da aranmaktadır.Milli Eğitim Bakanlığı'nın kontrol ve denetiminde gerçekleşen Kur'an Kursu eğitimi dernek ve vakıflar tarafından değil, bizzat Diyanet işleri Başkanlığı'na bağlı il ve ilçe müftülükleri marifetiyle yürütülmektedir.Program, Anayasa'nın Din ve Vicdan Hürriyeti başlıklı 24• Maddesinde ifade edilen "Herkes, vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir.” ve "Din ve ahlak eğitim ve öğretimi Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır.” hükümlerinden dayanak almaktadır. Aynı maddede; "Din kültürü ve ahlâk öğretimi ilk ve ortaöğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında yer alır. Bunun dışındaki din eğitim ve öğretimi ancak, kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanunî temsilcisinin talebine bağlıdır,” denmek suretiyle ailelerin çocuklarına zorunlu din eğitimi dışında din eğitim ve öğretimi verebileceğini ifade etmektedir. 4-6 yaş grubu çocuklara Kur'an Kursu eğitimi de ailelerin bu anlamdaki talebine MEB'in verdiği karşılıktır.'Mezkûr sendikanın kaygısının Milli Eğitim Bakanlığı'nın bir başka kurumla işbirliği yapması olmadığı, bilakis çocuklara din eğitimi verilmesi olduğu yaptığı açıklamadan ve diğer kurumlarla yapılan işbirliklerine itiraz etmemesinden açıkça anlaşılmaktadır.

“Üzüm yemek değil, bağcıyı dövmektir”

Adı geçen sendikanınyukarıdaki gerçekleri bilinçli bir şekilde göz ardı ettiğini iddia eden Ayar, “sözde bilimsellik ve laiklik adı altında milletin dini değerlerini aşağılamaktadır. Nitekim, milletin değerlerine ve inancına saldırmayı misyon edinmiş bu bağnaz amacının üzüm yemek değil bağcıyı dövmek olduğu yaptığı açıklamada da görülmektedir” dedi.

28 Şubat’ta da darbeci kimliğiyle halkın değerlerine saldıranın yine bu zihniyet olduğunu öne süren Ayar;“O gün darbe sürecini Yalanlarıyla hazırlayanlar da, darbeyi yapanlar da, darbeyi destekleyenler de bu köhne kafanın çeşitli alanlarda tebarüz etmiş formlarıydı. Apoletli sendikacılığın en çirkin örneklerini de yine bu zihniyet 5'li çete içinde postal yalayıcılığı yaprak vermişti.Marjinalleştiği oranda saldırganlaşan 28 Şubat artığı bu zihniyetin en bariz özelliği toplum düşmanlığıdır. Bu nedenle her fırsatta ilerici — gerici söylemini kullanarak toplumu ve değerlerini aşağılamaktadır. Mütedeyyin kesimin her iş ve organizasyonuna gerici damgası vurmakta, 100 yıldır değişmeyen aşağılayıcı ve bir o kadar da irrasyonel bu iğrenç retoriği sürdürmektedir” ifadelerini kullandı.

“Attıkları çamur tutmuyor”

Milletin, bu zihniyete bu güne kadar prim vermediği gibi bu günden sonra da prim vermeyeceğini söyleyen Ayar, “milletimiz bu zihniyeti, zulümlerine bizzat maruz kalarak tanımıştır. Ancak bu jakoben zihniyetin borusunun öttüğü zamanlar eski Türkiye'nin ibretlik sayfalarında kalmıştır. O nedenle ne attıkları çamur tutmaktadır ne de söylemleri maşeri vicdanda akis bulmaktadır” dedi.

“Destek olmaya devam edeceğiz

Diyanet-Sen olarak, söz konusu eğitimleri çok önemli gördüklerini ve desteklediklerini belirten Diyanet- Sen Edirne Şube Başkanı Erol Ayar; “Diyanet kurumunu ve diyanet çalışanlarını töhmet altında bırakan, her fırsatta saldırganca tutumlar takınan ve buna sendikacılık faaliyeti diyen mezkur sendikanın yargıya taşıdığı söz konusu Kur'an Kursu programını hem anayasaya, hem yasalara hem de temel insan haklarına uygun; toplumsal bir talebin karşılanması olarak uygulandığı için meşru; inancını bilen, medeniyet değerlerini tanıyan ve taşıyan nesillerin yetişmesi için de elzem gördüğümüzü ilan ediyoruz. Ayrıca bu konuda meydanı fosilleşmiş pozitivistAydınlanmacı kafaya bırakmayacağımızı bilmenizi istiyoruz” şeklinde açıklamada bulundu.

Diyanet-Sen Edirne Şubesi üyeleri tarafından Eski Cami önünde düzenlenen basın açıklaması sorunsuz bir şekilde sona erdi.

Yazdır Paylaş
ETİKETLER :
Diğer Haberler
EN ÇOK OKUNANLAR
Sitemizi Nerede Duydunuz?
Google
Facebook
Arkadaşım
Diğer
Trakya22 Haber Portali