Osmanlı döneminde cami duvarlarına oyularak yapılan "sadaka ve yitik taşları" ile kuş evleri,
Osmanlı'nın toplumsal ilişkilerdeki nezaket ve hassasiyetinin yanı sıra o dönem canlıya verilen değerin bir göstergesi olarak, günümüz insanına kılavuz olmaya devam ediyor
Edirne Vakıflar Bölge Müdürü Osman Güneren:
"Ayet ve hadislerde her zaman sadaka verilmesi tavsiye edilmiştir. Ancak sadaka verilen kişinin rencide edilememesi gerekir. Ecdadımız bu hassasiyeti ibadethanelere sadaka taşları ile çözmüş"
"O çağlarda insanlar buldukları eşyaları, kıymetli eşya olabilir, para, altın olabilir, bunları sahibinin bulmasını teminen yitik taşına bırakıyorlar. Kayıp eşyası olan da buraya bakıyor"
Cami duvarlarına oyularak yapılan; yardımlaşmanın gizliliğini esas alan "sadaka taşları", güven duygusunun pekiştiği "yitik taşları" ve canlıyı koruma duygusuyla yapılan "kuş evleri", Osmanlı medeniyetinin, insana ve hayvana verdiği önemin göstergesi olarak öne çıkıyor.
Hoşgörü ve adaleti ile nam salan Osmanlı Devleti'nin başkentlerinden Edirne'nin camileri de bu geleneklere ait izler taşıyor.
Edirne Vakıflar Bölge Müdürü Osman Güneren, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Osmanlı'daki hassaslığın zirvesindeki toplumsal uygulamaların pek çoğunun Edirne'de görülebildiğini söyledi.
Osmanlı'nın, İslam dinindeki sadaka kültürünü, "alan elin veren eli görmemesi" prensibiyle sadaka taşlarında buluşturduğunu anlatan Güneren, "Ayet ve hadislerde her zaman sadaka verilmesi tavsiye edilmiştir. Ancak sadaka verilen kişinin rencide edilmemesi gerekir. Ecdadımız bu hassasiyeti ibadethanelere sadaka taşları ile çözmüş" dedi.
Sadaka taşlarının, genelde caminin görülmeyen yerlerine mermer sütunun içi oyularak oluşturulduğunu ifade eden Güneren, uygulamaya, sadakayı bırakanın da alanın da birbirini görmediği bir işlev kazandırmanın, Osmanlı'nın adaletinde gizli olduğunu vurguladı.
Yitik taşlarının da sadaka taşı gibi güzel bir uygulama olduğunu anlatan Güneren, "Sadaka taşına benzer mahiyette bir de yitik yeri, yitik taşı dizayn edilmiş. Selimiye Camisi'nde saray hamamına olan köşede yitik yeri mevcut. O çağlarda insanlar buldukları eşyaları, kıymetli eşya olabilir, para, altın olabilir, bunları sahibinin bulmasını teminen yitik taşına bırakıyorlar. Kayıp eşyası olan da buraya bakıyor. Bu da güzel bir uygulama." diye konuştu.
- Her canlıyı düşünen bir medeniyet
Güneren, Osmanlı medeniyetinin sadece insanları değil diğer canlıları da düşünen bir medeniyet olduğuna işaret etti.
Camilere yapılan kuş evlerinin buna en güzel örnek olduğunu vurgulayan Güneren, Selimiye Camisi ağırlık kulelerine yapılan kuş evlerinin, hala kuşlar tarafından kullanıldığının altını çizdi.
AA