Bu haber 11 Mayıs 2019, Cumartesi 16:05 tarihinde eklendi. 919 kez okundu.
İstanbul Sözleşmesi esas alındı; birlikte yaşayan sevgililer de aile sayıldı!
Ankara 2. Aile Mahkemesi, hamile kaldıktan sonra sevgilisine şiddet uygulayan, tehdit eden genç erkeğin evden 3 ay süreyle uzaklaştırılmasına, tedbir sürecinde de erkeğin genç kadına 300 TL nafaka ödemesine karar verdi. Mahkeme, yasa yerine İstanbul Sözleşmesi'nin “partnerler” arasındaki şiddetin de
Ankara 2. Aile Mahkemesi, hamile kaldıktan sonra sevgilisine şiddet uygulayan, tehdit eden genç erkeğin evden 3 ay süreyle uzaklaştırılmasına, tedbir sürecinde de erkeğin genç kadına 300 TL nafaka ödemesine karar verdi. Mahkeme, yasa yerine İstanbul Sözleşmesi'nin “partnerler” arasındaki şiddetin de “aile içi” şiddet sayılacağı yönündeki hükmünü esas alarak misal bir karara imza attı.
Dava dosyasına göre, sevgilisi Okan D. ile Ankara’da birlikte yaşayan Zeynep D. hamile olduğunu öğrendikten sonra erkek arkadaşının kendisine şiddet uygulayıp tehdit ettiğini belirterek 6284 sayılı Yasa'daki (Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddettin Önlenmesine Dair Kanun) tedbirlerin uygulanmasını ve bu çerçevede nafaka verilmesini talep etti.
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ'Nİ ESAS ALDI
Ankara 2. Aile Mahkemesi, tarafların hukuken evli olmaması nedeniyle 6284 sayılı Yasa kapsamında nafaka verilip verilmeyeceğini tartıştı. Mahkeme, 6284 sayılı Yasa'da evli olmayan çiftler yönünden nafaka verilmesine ilişkin açık bir hüküm bulunmadığına dikkate alarak, genç kadının başvurusunu, İstanbul Sözleşmesi'ni (Kadına Yönelik Şiddetle ve Aile İçi Şiddetle Mücadele ve Önleme Avrupa Konseyi Sözleşmesi) esas alarak karara bağladı.
SÖZLEŞME DE KANUN SAYILIR
Kararda, nüfus kayıtlarından taraflar arasında evlilik bağı olmadığının anlaşıldığı belirtilerek, “Her ne kadar 6284 sayılı Yasa'da açık bir hüküm bulunmamakta ise de İstanbul Sözleşmesi'nin 3/b bendi uyarınca partnerlerin de aile içi şiddet tanımı içinde yer aldığı, Anayasa’nın 90. maddesi uyarınca usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası antlaşmaların ‘kanun’ hükmünde olduğu, usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalarla kanunların, aynı kanunda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası ‘antlaşma’ hükümlerine göre karar verilmesi zorunlu olduğu dikkate alınarak ve dosyadaki belgelere göre takip mahkememizce değerlendirilmiştir” denildi.
EVDE UZAKLAŞTIRMA VE NAFAKA
Mahkeme yaptığı bu tespitler ışığında sevgilisine şiddet uygulayan Okan D.’nin 3 ay süreyle Zeynep D.’yi şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama ve küçük düşürücü söz ve davranışlarda bulunmamasına, genç kadının konutuna, okula ve işyerine yaklaşmamasına ve iletişim araçlarıyla rahatsız etmemesine karar verdi. Mahkeme, 6284 sayılı Yasa'nın 5/4. maddesinde yer alan “şiddet uygulayan, aynı zamanda ailenin geçimini sağlayan yahut katkıda bulunan kişi ise 4721 sayılı (Türk Medeni Kanun) kanun hükümlerine göre nafakaya hükmedilmemiş olması kaydıyla, hâkim, şiddet mağdurunun yaşam düzeyini göz önünde bulundurarak talep edilmese dahi tedbir nafakasına hükmedebilir” hükmü uyarınca, tedbir kararı sürecince geçerli olmak üzere 300 TL nafaka ödemesine hükmetti.
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ NEDİR?
İstanbul Sözleşmesi olarak anılan Kadına Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi, kadına yönelik şiddet konusunda bağlayıcılığa sahip ilk uluslararası sözleşme. Bu nedenle yalnızca sözleşmeyi onaylayan ilk devlet olan Türkiye açısından değil Avrupa Konseyi'ne üye tüm diğer devletler bakımından da son derece önemli bir yere sahip. 11 Mayıs 2011’de İstanbul’da imzaya açılan sözleşme, 1 Ağustos 2014’te yürürlüğe girdi. Mahkemenin kararına dayanak yaptığı İstanbul Sözleşmesi'nin 3/b bendi şöyle:
“‘Aile içi şiddet’, aile içerisinde veya hanede veya mağdur faille aynı evi paylaşsa da paylaşmasa da eski veya şimdiki eşler veya partnerler arasında meydana gelen her türlü fiziksel, cinsel psikolojik veya ekonomik şiddet eylemi anlamına gelir.”
|
|