Uyum Yasaları askıya alınsın

53 yıldır Türkiye’yi kapısında bekleten, sürekli oyalayan, çıkarttırdıkları Uyum Yasaları ile Türkiye’nin manevi atmosferine darbe indiren ve merkezi hükümeti zayıflatan Avrupa Birliği’nin, alt meclisi Avrupa Parlamentosu eliyle Türkiye ile sürdürülen müzakereleri durdurma kararı alması yeni bir dönemin kapısını aralıyor. Hukukçular; başta idam olmak üzere merkezi otoriteyi zayıflatan, zina gibi manevi atmosferi dinamitleyen, ekonomik anlamda Türkiye'yi darboğaza sokan tüm ‘AB yasalarının’ askıya alınması, bunların tersi istikamette adımlar atılması gerektiğini belirtiyor.

UYUM YASALARI’NI ASKIYA ALMANIN TAM ZAMANI

Avrupa Birliği’ni Mehmet Akif Ersoy’un deyimiyle “Tek dişi kalmış canavar” olarak nitelendiren Tüm Hukukçular Birliği Genel Başkanı Avukat Mustafa Kuran, “Avrupa Birliği adlı Hristiyan Kulübü Türkiye’yi oyalamaktan, aşağılamaktan başka da bir tutum içinde olmadı. Demokrasiden, hukukun üstünlüğü prensibinden ve adaletten nasibini almayan AB ile karşı karşıyayız. Onların Türkiye’ye uymayan kanunlarının gündeme getirilerek bunların yeniden ele alınmasının zaruretine inanıyorum. Avrupa Birliği Uyum Yasaları’nın belli bir kısmını askıya almanın da tam zamanıdır. Bu yasalar arasında toplumumuza uymayan birçok madde yer alıyor. Türkiye’nin şartlarına, Türk halkının ihtiyaçlarına cevap vermeyen bütün yasaların gündeme alınması ve bunların mutlaka ama mutlaka ihtiyaçlara cevap verecek şekilde değiştirilmesi bu saatten sonra ülkemiz için zorunluluktur. Dünya ne derse desin, gavur dünyasından Türkiye’ye zerre fayda gelmez.” diye konuştu.

TEK TEK ELDEN GEÇİRMELİYİZ

Demokrat Hukukçular Derneği Başkanı Avukat Mustafa Cüneyd Doğan, “Türkiye’nin demokrasi olarak en büyük problemi yasa dediğimiz şeyi yapmak yerine yurt dışından ithal etmesidir. AB Uyum Yasaları da tam olarak böyle bir şeydir.” dedi. AB için terk edilen idam cezası hususuna değinen Avukat Mustafa Cüneyd Doğan, “İdam cezasını Avrupa Birliği gündemi ile kaldırmıştık ve bugün yeniden tartışılıyor. Bu kararın ülkemiz için gerekli olup olmadığı yönünde değerlendirmeli ve bizim öz hukukumuz ve ahlakımız ölçüsünde değerlendirmeliyiz.” şeklinde konuştu. Doğan, şöyle devam etti: “AB’nin paket olarak dayattığı yasaların tamamının tek tek elden geçirilip ‘Bu paket olarak bize verildi ama acaba bizim değerlerimize uygun mudur değil midir’ diye değerlendirilmesi gerekiyor. Türkiye’nin artık ithal değil milli ve yerli yasalara ihtiyacı var.” şeklinde konuştu.

HÂLÂ ONLARIN ÖLÇÜLERİNE AYAK UYDURMAYA ÇALIŞMAK ZAYIFLIKTIR

İslam Hukuku Profesörü Faruk Beşer ise, “Öncelikle Müslümanlar kâfirlerle dostluk kuramazlar. AB’ye Uyum Yasaları da bu perspektifle ele alınmalı. Türkiye küçük de, zayıf da, kendi başına kalırsa birileri döver de ‘O zaman AB ile beraber olalım ve onların söyledikleri şeyleri yapalım, onların ölçülerine ayak uyduralım’ manasına geliyor bu. Hâlâ böyle bir zayıflığı kabul etmemeliyiz. Ben bir insan olarak, izzetim ve şerefim adına böyle bir şeyi hoş görmem, bir Müslüman olarak ise böyle bir şey caiz midir diye sorsalar ‘hayır caiz değildir’ derim.” ifadelerini kullandı.