Son beş yılda Ortadoğu'daki inanılmaz değişimi anlamak neredeyse mümkün değil. Konvansiyonel siyaset araçlarıyla durumu çözemiyorsunuz artık.
Ortadoğu’da kimler müttefik, kimler rakip?
Son beş yılda Ortadoğu'daki inanılmaz değişimi anlamak neredeyse mümkün değil. Konvansiyonel siyaset araçlarıyla durumu çözemiyorsunuz artık. Politik zemin öylesine kaygan, öylesine değişken ve öylesine güvenilmez ki, yılların diplomasi kuralları, uluslararası sözleşmeler, ittifaklar bir anda kayıp, yok olabiliyor. Artık ülkeler bütüncül bir müttefiklik yerine, parçalı ittifaklar kuruyor.
Fırat'ın doğusunda müttefik, batısında düşman
Bir kaç tane örnek vereyim.
Mısır'daki darbe konusunda Suudi Arabistan'la Türkiye rakip, İran'la Suud müttefikti. Suriye konusunda ise Suud ile Türkiye müttefik, İran'la rakip. Bunlar bir kaç yıl önceydi. Bu durum, kafa karışıklığına neden olsa bile, yine de anlamak mümkündü.
Şimdi durum daha da karıştı. Suriye'deki son tabloya bakın.
Fırat'ın batısında ABD ile rakip, Rusya ile müttefikiz. Fırat'ın doğusunda ise Rusya ile rakip, ABD ile kısmen müttefikiz.
İtirazlarımıza rağmen, Halep'i bombalayan Rusya, Cerablus'ta Türkiye'ye destek veriyor.
Suriye'de IŞİD ile mücadelede İran ve ABD Türkiye'yi destekliyor ama Musul'da IŞİD'e karşı mücadelede Türkiye'ye rakip.
Yani, Suriye içinde neredeyse şehirlere, mahallelere göre ülkeler ittifaklar kuruyor, rekabet ediyor ve bir birine karşı operasyon yapıyor.
63 ülke burada ne yapıyor, bilen yok
Çok karmaşık, çok tehlikeli, çok riskli bir durum bu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamasıyla, 63 ülke Suriye ve Irak'ta güya IŞİD'e karşı operasyon yapıyor. Kimin, kimle ne yaptığını bilen yok aslında. Bu ülkeler binlerce kilometre öteden, uçağı, gemisi, topu, tüfeği ile niye geldi, ne yapıyor burada?
Kavganın büyüğü aslında Irak'ta. Musul'a kilitlenmiş gibi gözükse de mesele, Kuzey Irak'ı çok derinden etkileyecek, Irak'ın toprak bütünlüğünü ve haritasını değiştirecek bir boyutta.
Musul'da ABD, İran ile müttefik, Rusya ile rekabet halinde. Ama İran, Rusya'nın en büyük müttefiki aynı zamanda. Musul meselesi, Birinci Dünya Savaşı'ndan bu yana krizlerin odağında oldu hep. Şimdi üçüncü dünya savaşının çıkma nedeni olacak kadar merkeze oturdu.
Maalesef bu karışıklık ve kaostan en çok etkilenen biziz. Dünyanın kriz merkezine dönen iki ülke de bize sınır. Terör bu iki ülkede doğup, büyüyor ve sonra en çok bize saldırıyor.
En büyük hasım ABD oldu bölgede
En büyük ve en eski 'müttefikimiz' dediğimiz Amerika'dan her gün aleyhimize bir operasyon görüyoruz, bir ters açıklama duyuyoruz. Buna karşı, tarihi olarak 'düşman' dediğimiz, daha bir ay öncesine kadar bize kan kusturan Rusya ile, iki gün önce en büyük anlaşmaları, stratejik ortaklık metinleri imzaladık. Ancak Halep'te canımızı yakacak şekilde bombardımana devam ediyor Rusya. Nasıl karışmasın kafamız?
Son derece girift ve parçalı bir durum var. Öyle sahayı çok iyi okuyup, çok iyi strateji üreten, çözüm yolları bulan insanlarımız da yok. Sadece bizim değil, ABD Başkan Yardımcısı bile, ülkesinin Suriye ve Irak'ta kime silah verdiğini, kimi desteklediğini takip edemiyor artık.
Bu nedenledir ki, bölgede ne oluyor, kim ne yapıyor, nereye gidiyoruz gibi analiz yapanları dikkatli dinleyin. Günlük olarak değişen ittifakları, düşmanlıkları takip etmek için özel yazılım bir program geliştirmek gerek artık. O denli hızlı, o denli karmaşık.