DSP Genel Başkanı Önder AKSAKAL, son günlerde gerek iktidar partisi yöneticilerinin, gerekse bazı gazeteci ve akademisyenlerin kamuoyuna kanıksatmaya çalıştıkları “darbe gerekçeleri” konusunda bir açıklama yaptı.
AKSAKAL açıklamasında, dünyada bir çok demokratik ülkenin “Parlamenter Sistemle” yönetildiğinin altını çizerek, darbeleri sistemin değil basiretsiz yöneticilerin ürettiğini belirtti. AKSAKAL sözlerini şöyle sürdürdü:
“15 Temmuz’da yaşanan faşist kalkışma iktidarın akıl melekelerini de elinden aldı.
“Sistem darbe üretiyor” gibi ucube bir gerekçeye sarılarak, bin yıllık Türk Devletinin geleneklerini, yüz yıllık Cumhuriyetin kazanımlarını, gerisini düşünmeden heba etme gafletine girişmiş görünüyorlar.
Yapılan değerlendirmelerde gerek mevcut iktidar yöneticileri, gerekse “çokbilmiş” bazı aklıevveller televizyon kanallarında, gazetelerin birinci sayfalarında sürekli algı oluşturmaya çalışıyor. Parlamentodaki muhalefet ise tamamen “pert olmuş” vaziyette.
Şu bilinmelidir ki, darbeleri sistem değil basiretsiz siyasetçiler üretir.
Hiçbir darbe girişimi ya da darbe, ister sivil, isterse askeri irade tarafından gerçekleştirilsin asla ve aslakabul edilemez. Bu manzaranın sorumluları mutlaka “en kısa sürede” cezalandırılmalıdır. Ancak, bu gibi darbe girişimlerini gerekçe yaparak devletin yerleşmiş geleneklerini ortadan kaldırmak, Türk Silahlı Kuvvetlerini, Üniversiteleri, Devlet Kurumlarını, Eğitim yuvalarını darmadağın etmek, bu yapıların kimyasını bozmak devletimize yarar sağlamayacağı gibi, bunu yapanların da hayrına olmaz.
Askeri Liseleri kapatmak, Kuvvet Okullarını bir sivil Üniversite görüntüsüne sokmak sorunun çözümüne değil ötelenmesine katkı sağlar. Disiplin kavramının en üst düzeyde öneme haiz olduğu Silahlı Kuvvetler yapılanmasında bu tip tereddütler telafisi zor yaralara sebebiyet verebilir.
Darbelerin kaynağı olarak gösterilen Askeri okullar kapatılınca bu sorunun ortadan kalkacağına inanlara sormak isterim; FETÖ terör örgütüne mensup olduğu iddiasıyla yüzlerce Hakim-Savcı, Doktor, Polis, Dinadamı, İşadamı vb. tutuklandı. O zaman Hukuk Fakültelerini de, İlahiyat Fakültelerini de, Tıp Fakültelerini de kapatın olsun bitsin.
Bu anlayıştan bir an önce vazgeçilmelidir. Çözüm için Devlet, gerçek anlamda demokratik işleyişin önünü açmalı, Parlamentoda halkın tamamının “önyargısız” şekilde temsiline olanak sağlayacak düzenlemeleri vakit geçirmeden uygulamaya koymalıdır.
Antidemokratik seçim barajı derhal kaldırılmalı, seçime katılma hakkı bulunan partilerden oluşacak bir Cumhuriyet Hükümeti kurulmalı ve acilen demokratik ortama dönülmelidir.
Şimdi de, 30 Ağustos Zafer Bayramı Kutlamalarının bu yıl yapılmayacağından söz ediliyor.
Teröristten, darbeciden, meczuptan korkarak devlet yönetilemez. 30 Ağustos Zafer Bayramı vatan topraklarını işgal güçlerinden temizleyen, onları süpürüp denize döken Şanlı Türk Ordusunun Zafer günüdür! Hiçbir gerekçe bu günün kutlanmasına engel olmamalıdır. Böyle bir karar hem devletimizi, hem de Şanlı Ordumuzu küçük düşürür, düşmanı sevindirir.
Türk Ordusu, önceki yıllardan daha görkemli bir şekilde bu bayramını kutlamalı, halkımız da demokrasi nöbetindeki inanç ve kararlılıklarıyla buna destek vermelidir.”