Bu haber 08 Nisan 2016, Cuma 13:31 tarihinde eklendi. 923 kez okundu.
Türkiye Cumhuriyeti’nin eşit yurttaşları olarak görülmek ve muamele edilmek istiyorlar.
Türkiye’nin tüm bölgelerine dağılan Romanlar, kendine özgü yaşam tarzı, dili ve kültürü ile yerini almaktadır
Türkiye’de Romanların mücadelesi hak temelli bir mücadeledir. Toplumsal temel mücadeledir
8 Nisan, Romanların mücadelede birleşmesine bir çağrıdır! 1971 Nisan ayında Londra yakınlarında, Çingenelerin sorunlarını tartışmak için çok sayıdaki ülke delegelerinin katılımı ile ilk roman kongresi toplanması sonucunda; “8 Nisan Dünya Romanlar Günü” olarak ilân edilmiştir. Kongrede alınan kararlar, o’ günden bu yana Romanların ayrımcılığa karşı mücadelesini şekillendirmekte ve bu doğrultuda, her yıl 8 Nisan Dünya Romanlar Günü olarak, “Barış, refah ve dayanışma için birlik” anlayışıyla kutlanmaktadır.
Türkiye’nin tüm bölgelerine dağılan Romanlar, kendine özgü yaşam tarzı, dili ve kültürü ile yerini almaktadır. Tarih süreç içinde yaşadıkları bazı bölgelerde büyük bedeller ödemiş, toplumun hep istenmeyenleri olmuştur. Bu gün aynı zamanda, Romanların yaşamın her alanında karşı karşıya kaldığı sorunlar, baskılar ve ayrımcılık konusunda farkındalık yaratmamız, ayrımcılığa karşı mücadelede birlik ve dayanışmanın önemini vurgulamamız gereken de bir gündür.
Tarihsel ve toplumsal arka plana sahip ayrımcılık, Romanların eğitim, sosyal güvence, istihdam ve barınma gibi birçok alanda ağır sorunlar yaşamasına yol açmaktadır. Bu sorunların yol açtığı yoksulluk ise Romanların toplumsal, kültürel, sosyal, ekonomik ve politik yaşama eşit ve özgür yurttaşlar olarak katılımının önündeki en büyük engeli teşkil etmektedir. Eğitim yoluyla gerekli becerileri kazanamayan Romanlar, iş piyasasındaki Romanlara yönelik önyargılar ve ayrımcılığın da birleşmesiyle, istihdam olanaklarına eşit şekilde erişemiyor.
Türkiye’de Romanların mücadelesi hak temelli mücadeledir. Toplumsal temel mücadeledir. Toplumun en mağdur kesimi olan Romanlar, son yıllarda uygulanmakta olan kentsel dönüşüm politikaları sonucunda; daha derin bir yoksulluğun ve dışlanmanın içine itilmektedir. Belli çevrelerin sermaye birikimine hizmet eden kentsel dönüşüm, rant ekonomisine dönüşmüştür. Evleri bir şekilde elinden alınan Romanlar, yeni sosyal yaralarla karşılaşmakta, anayasal hakkı olan barınma hakkından mahrum bırakılmaktadır.
Bin yılı aşkın bir süredir bu toplumun ayrılmaz bir parçası olan Romanlar, Türkiye’de iyi bir insani yaşam koşullarına kavuşmak, toplumun ötekileri olmaktan kurtulmak istiyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin eşit yurttaşları olarak görülmek ve muamele edilmek istiyorlar.
RODA- Romanlar İçin Diyaloğ Ağı - gurubu adına basın sözcüsüTuran Şallı Edirne Roman Eğitim Gönüllüleri Derneği başkanı
|