Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Batı Afrika’ya gerçekleştirdiği resmi ziyarette aralarında Haber7.com Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Erdoğan'ın bulunduğu gazetecilere önemli açıklamalarda bulundu.
Gine ziyareti öncesi gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) Can Dündar ve Erdem Gül hakkındaki kararına ilişkin yaptığı açıklamaya gelen tepkilere yanıt verdi.
AYM BAŞKANI'NA SERT TEPKİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Öncelikle Anayasa Mahkemesi kendisini burada adeta birincil mahkemenin yerine koyması yanlış olmuştur. Yargı süreci bitti mi? Hayır. Siz daha süreç bitmemişken devreye giriyor, durumdan vazife çıkartmak suretiyle böyle bir adım atıyorsunuz. Kaldı ki Sayın Anayasa Mahkemesi Başkanı, daha önceleri, ‘Gerekçe açıklanmadan karar açıklanmaz’ tezini savunan bir arkadaşımızdı. Kendisi benim sevdiğim, takdir ettiğim bir arkadaştır. Ama ne yazık ki kendi kendine bu tür çelişkilere düşmesi, ülkemiz için hukuk için çok yanlış bir gelişme olmuştur. Burada gerekçeyi açıklamadan, bitmemiş bir yargı sürecini alelacele bitirme konumuna gelmek usule aykırı olduğu gibi esasa da aykırıdır. Burada hem usul bakımından hem esas bakımından sıkıntı var." dedi.
"HERKESİ BAĞLAMAZ ÇÜNKÜ..."
"Kendisi tabii şimdi bir savunma içerisine giriyor ama, bunu savunamazsınız. Kendisi ‘Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karar her şeyin üstündedir, herkesi bağlar’ diyor. Anayasa ve yasa değişikliklerinde evet bağlayıcıdır ama, bireysel başvurularla ilgili olarak böyle bir şeyi öne süremezsiniz. Zaten yanlış buradan kaynaklanıyor. ‘Gerekçe açıklanmadan karar açıklanmaz’ diyordu hep. İşin bu yönü bir yana, karar herkesi zaten bağlıyorsa, neden birinci mahkemeye tekrar gönderiyorsun? Eğer bağlayıcı ise tekrar birinci mahkemeye gitmemesi lazım."
İSTERLERSE AİHM'E GİDEBİLİRLER
"Şimdi birinci mahkemeye gittiğine göre, eğer birinci mahkeme kalkar da kararında diretirse Anayasa Mahkemesi’nin verebileceği hiçbir karar yoktur. Nereye gider bu? Bundan sonra oradaki o kişiler, isterlerse AİHM’e gidebilirler. AİHM nasıl bir karar verir bilemem. AİHM eğer Anayasa Mahkemesi’nin verdiği istikamette bir karar verirse, o da sadece tazminat bakımından bağlayıcıdır. Devlet de o tazminata itirazlarını yapar veya o tazminatı öder."
HAFİFE ALINACAK MESELE DEĞİL
"Kaldı ki sıradan bir olaydan değil, bir casusluk olayından söz ediyoruz. Bu hafife alınabilecek bir mesele değil. Bu, MİT’in Bayır Bucak Türkmenlerine yönelik atmış olduğu bir adımı deşifre etme girişimidir. Buna kalkışmış olanlar, savcısıyla askeriyle, şu anda cezaevindeler. Görevlerinden alınmış durumdalar. Hal böyleyken, neymiş, bu konuda alınan tedbir, düşünce ve fikir özgürlüğünü ihlalmiş. Bunun düşünce ve fikir özgürlüğü ihlaliyle ne alakası var? Medya mensubu her istediğini yapma özgürlüğüne sahip midir? Ortada, devletin istihbarat teşkilatının sırlarını ifşa etme; olayları çarpıtma, Türkiye’yi DAİŞ’e yardım eden bir terör örgütü gibi göstermeye kalkışma girişimi var. Bunlara yapmaya kalkışanlara getirilen tedbire kalkıp basın özgürlüğü ihlali diyeceksiniz. Bunu anlamak mümkün değildir. Efendim, bu beraat kararı değil, bu tutuksuz yargılanma süreci. Doğrudur. Kusura bakmayın da, başkalarına uygun görülmeyen bu tür tutuksuz yargılamalar, ülkenin güvenlik sırlarını tehlikeye atanlara karşı uygulanırsa, bunun altından kalkamazsınız."
ERDOĞAN'IN AYM'YE YAPTIĞI BAŞVURUNUN DURUMU
"-Hâlâ alamadık. Sosyal medya meselesi, dersane meselesi gibi konularda Anayasa Mahkemesi yine aynı şekilde tutum aldı. Ondan sonra tutup kimse konuşamaz diyorlar. Arkadaşlar, Cumhurbaşkanı cumhurun başıdır, cumhurun başı olarak da cumhurun dertlerini dile getirir. Bu çerçevede, Anayasa’ya bağlılığıma ilişkin bazı arkadaşların yaptığı açıklamalar var ki bunlar da çok üzücüdür. Kusura bakmasınlar, Anayasa’ya bağlılık ile bu işin uzaktan yakından alakası yoktur. Evet ortada bir Anayasa ihlali vardır. Ama Anayasayı ihlal eden ben değilim. Bu Anayasa Mahkemesi’nin karar merciinde olanlardır. Bu ihlâli maalesef göz göre göre yapmışlardır. Birinci mahkeme Anayasa Mahkemesinin kararına uydu. Ama bu işin bittiği anlamına gelmez. Savcı karara itiraz edebilir. İtiraz durumunda, bir üst mahkeme yeni bir süreci başlatabilir. Bize de bu durumda, yargının bu işleyişini izlemek düşer."
GELİNEN NOKTA ORTADA
"Sayın Başkan bir anayasa hukukçusu. Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararlar, dediğim gibi, Anayasa ve yasa değişiklikleri konusunda tabii ki bağlayıcıdır. Ama bireysel başvurularla alakalı olarak böyle bir şey söylenemez. Söylerseniz yanlış olur. Bir defa bunun duygusallıktan çıkarılması lazım. Dershane olayında da benzer şeyi yaşadık, çok ciddi bir mahalle baskısı sonucunda bir karar alındı. Alınan kararla da gelinen nokta ortada. Şu an dershaneler konusunda verilen karar uygulanıyor mu, uygulanmıyor, vakıa bu."