Bu haber 12 Ocak 2015, Pazartesi 22:13 tarihinde eklendi. 802 kez okundu.
TURAN ŞALLI; ÜLKE Yİ SEVMEK.
Balkan savaşları sonunda 1.5 milyona yakın Balkan Müslüman’ı mübadeleye (yer değiştirme) zorlanmış içlerinde Pomaklar, Arnavutlar, Boşnaklar olduğu kadar Çingeneler de yer alıyordu. Mübadele aslında zorunlu göçtü. Çoğu mevsimsel şartlar ve hastalık nedeniyle yollarda yaşamını kaybetti. Tarihi trajediye Çingeneler de ortak oluyor, Müslüman olan Çingeneler Türk halklarından sayılması nedeniyle binlerce yıl yaşadığı topraklardan sürgün ediliyordu. Bir anlamda Çingenelerde ‘ELVEDA RUMELİ’ diyordu.
TURAN ŞALLI; ÜLKE Yİ SEVMEK.
Balkan savaşları sonunda 1.5 milyona yakın Balkan Müslüman’ı mübadeleye (yer değiştirme) zorlanmış içlerinde Pomaklar, Arnavutlar, Boşnaklar olduğu kadar Çingeneler de yer alıyordu. Mübadele aslında zorunlu göçtü. Çoğu mevsimsel şartlar ve hastalık nedeniyle yollarda yaşamını kaybetti. Tarihi trajediye Çingeneler de ortak oluyor, Müslüman olan Çingeneler Türk halklarından sayılması nedeniyle binlerce yıl yaşadığı topraklardan sürgün ediliyordu. Bir anlamda Çingenelerde ‘ELVEDA RUMELİ’ diyordu.
Zorunlu istikamet Türkiye idi. Gelenler ülkenin genellikle Batı, İç Anadolu ve Ege Bölgesine yerleşti. Osmanlı döneminde var olan Çingenelerle birlikte Balkanlardan gelmeleri ile sayı hızla artıyordu. Günün siyasal gelişmeleri içinde kimler gelmiyordu ki, Nazi Almanya’sından kaçan değişik ülkelerden bilim adamları ve özellikle Yahudiler. Bir anlamda ipini koparan Türkiye’ye sığınıyordu. Bugüne baktığımızda komşu diye bildiğimiz Suriye, Irak tam bir kaos ülkesi durumunda.
Birlik ve beraberlikleri olmadığı gibi bizim içimizde olan Türklük kavramının benzeri ruh onlarda yok. Demokrasi bu ülkelerde zaten yoktu. Bazı Arap ülkelerine demokrasi gelecek yalanı altında küresel güçler, bir dönem adına Arap baharı denilen bahar, yaşamlarını kışa çevirdi.
Birlik ve beraberlik yaratamayan uluslar tarihin solgun yaprakları arasında kaybolmuştur. Türklük tanımı birleştirici olmakla birlikte bu tanımın ortadan kaldırılması Türklüğü yok saymaktır. Türkiye’de 30 a yakın etnik gurup vardır. Her biri etnik kimliğin dili ve kültürü mevcuttur. Bunlar ülkemizin birer kültür zenginliğidir. Her etnik kimlik bağırdığında anlaşılmaz çirkin bir ses topluluğu çıkar. Demokrasi, temel haklar, özgürlükler kapsamı, hukuk normları içinde her birey hakkını araması demokrasinin gereğidir.
Etnik kimlik altında başka unsurları kaşımak kimseye yarar sağlayamayacağı gibi toplumsal uzlaşma yerle bir olur. Unutmamak gerekir; İnsanların doğduğu yerin pek önemi olmadığı kadar doyduğu yer önemlidir. Bunun en iyi örneği Türkiye’den yurtdışına çalışmak için gidenlerin arasında çeşitli kimlikli yurttaşlarımızda vardır. Ancak arkalarında bir devleti olduğunun bilincindedir. İstedikleri anda “ben ülkeme dönüyorum” deme hakkı vardır. Balkanlarda zorunlu göçe tabi tutulan Çingeneler kadar hiçbir topluluğun gidecek başka bir yeri yoktur.
Bu iş ‘Elveda Rumeli’ye benzemez.’
edirne olay
|