Başbakan Davutoğlu, Ekrem Dumanlı ve Hidayet Karaca'nın, gazetecilik faaliyeti nedeniyle gözaltına alınmadığını söyledi. Gülen'in durumu hakkında ise, "Alim olduğunu iddia eden birinin beddua etmesi ortada şizofrenik bir hal olduğunu gösterir" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Sabah'tan Fahrettin Altun'a gündemdeki son gelişmeleri değerlendirdi:
Başbakan Davutoğlu, her hafta sonu 4 ayrı il kongresine katıldı. Şubat sonuna kadar bu tempo devam edecek. Bu yoğunluk içinde kendisiyle uçakta başta son operasyon olmak üzere gündemin sıcak konuları üzerine söyleştik.
Ekrem Dumanlı başta olmak üzere bir grup medya mensubu gözaltına alındı. Basının baskı altına alındığı gibi söylemler gündeme gelmeye başladı hemen. Ne dersiniz?
Gazetecilik faaliyetleri nedeniyle yürütülen bir soruşturma değil bu. Soruşturmanın detayı yargı süreci içinde ortaya çıkacak. Fakat gazetecilik yahut basın-yayın faaliyetleri nedeniyle yürütülen bir soruşturma değil.
Gülen'in bedduaları ne düşündürttü size?
İlim sahibi olmayan ama irfan sahibi olan babaannemden dedemden öğrendiğim ve saf Anadolu İslamını yansıtan bir şey var. "Beddua, gelir sana döner". İslam kültüründe beddua yoktur.
Arkasında ne var?
Alim olduğunu iddia eden birinin beddua etmek durumunda kalması ortada şizofrenik bir hal olduğunu gösterir. Bir kimlik bölünmesi var. İsrail Filistinlilere zulmederken, otoriteye başkaldırmamak lazım diyeceksiniz, zulmü meşrulaştırmaya çalışacaksınız. Sonra, Türkiye'ye zalim diyeceksiniz ve isyan çağrısında bulunacaksınız. Tutarlı bir tarafı yok. .
Paralel yapının uluslararası bağlantıları gündeme geliyor.
(MİT TIR'larına baskın) Pazartesi günü Başbakan'la Brüksel'e gideceğiz. Salı günü de ben Başbakan'dan ayrılıp, Suriye konusundaki en önemli uluslararası inisiyatiflerden biri olan Cenevre Konferansı'na gideceğim. Düşünebiliyor musunuz hangi gün yapıyorlar bu baskını? Türkiye'nin mülteci politikasıyla ilgili oluşan olumlu imajı bozmak, Başbakan gittiğinde de onu "MİT TIR'ları" sorusuyla muhatap etmek. Bunun tesadüf olduğuna kim inanır? Sonra bunu savunacaksın...
Seçime giderken, paralel yapıdan bir sabotaj bekliyor musunuz?
Arzu etmem. Ancak devlet demek tedbir demektir. Tedbir demek, bir tehlike varsa sezmek ve ona göre hareket etmektir. Bakın, burada iki unsur son derece önemli. Bu ülkede seçimler öncesinde hep bir şeyler oldu, tezgahlandı. İkincisi, çözüm süreci ne zaman olumlu gitse hep bir şeyler çıkarıldı. Dolayısıyla her türlü fitne ve olumsuzluğu tahrik edenler çıkabilir. Biz de tedbirimizi alırız.
Paralel yapı ve örgüt arasındaki ilişkiler hakkında birtakım belgelerden bahsedildi.
Elimizde açık ve net bilgiler var. Bağlantılar var.
PKK'nın bölgede bir tasfiye siyaseti yürüttüğü iddia ediliyor.
Kamu düzeni vurgumun altında yatan tam da bu. Göçe zorlama vb. yöntemlerle bir tür arındırma stratejisi yürütmeye çalışıyorlar.
Çözüm süreci bölgede kültürel etkileşimlerin artmasına etki edecek mi?
Tersine göç başlayacak. Ve herkes birbiriyle karışacak. Orta sınıfın gelişmesi burada çok etkili.
Güvenlik paketi polise, göstericilere karşı ateşli silah kullanma yetkisi veriyor mu?
Molotof kokteyli ile gösteri yapmanın önüne geçilecek. Buna rağmen molotofla polise saldırı, silahlı saldırı olarak görülecek. Bu, hemen orada bir silahlı mukabelede bulunulacağı anlamına gelmiyor.
Paralel yapının Emniyet'teki uzantıları biliniyorken bu yasa tehlike arz etmez mi?
Bu durumda, o eylemleri yapanlar paralel yapının oyununa gelmek istemiyorlarsa molotofla gelmeyecekler. İki kötüden birini tercih etmek durumunda değiliz. Bize göre suç suçtur. Yapanı en şiddetli şekilde cezalandırırız.
analizmerkezi