“Kiraz Festivali
'Türkiye'de 485'in üzerinde diri fay parçası var'
McDonalds’a Konya’dan Sürpriz
Ateistlerin Cenaze Namazı Nasıl Kılınır?
Bu haber 26 Ekim 2014, Pazar 15:53 tarihinde eklendi. 699 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

Cumhurbaşkanı Erdoğan sınırımızdaki büyük oyunu açıkladı

Cumhurbaşkanı Erdoğan sınırımızdaki büyük oyunu açıkladı

Türkiye’nin yaptıklarına rağmen ciddi bir dezenformasyon olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, özellikle Kobani üzerinden bir tezgah kurulduğunu söyledi. Erdoğan, ‘Oyun içerisinde oyun. Bu tuzağı veya tezgahı kuran başka bir mantık var. PYD’nin mantalitesinin bu kadar güçlü olduğunu düşünmüyorum. Muhtemelen daha üst bir akıl var’ dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Letonya ve Estonya temasları sonrası Türkiye’ye dönüş yolunda gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevaplandırdı.

Ortadoğu’da nasıl bir sıkıntı var? Türkiye çok fedakarlık yapıyor ancak sanki bir savunma psikolojisine itiliyor.

Öncelikle çok ciddi bir dezenformasyon var. Maalesef ülkemizdeki bazı görsel ve yazılı medya organları da dahil olmak üzere, konuşanlar, başlık atanlar bunu yapabiliyor. Örneğin, Sayın Obama ile yaptığımız görüşmeden sonra birçok uydurma haber ve yorumlar yapıldı. Görüşmeler esnasında benim Obama’ya söylediğim şuydu: PYD’ye yapılacak olan bu yardımları tasvip etmemiz mümkün değil. Çünkü PYD, PKK ile eş bir terör örgütüdür. Sayın Obama’nın görüşmeden sonra kalkıp hemen üç tane C-130 ile silah mühimmatını Kobani’ye indirmiş olmaları gerçekten tasvip edilmez. Bu indirilen silahların bir kısmı PYD’nin eline düşerken bir kısmı da IŞİD’in eline düştü. Musul’da da Maliki ordusu kaçtı, ABD’nin Irak ordusuna verdiği ağır silahların hepsi IŞİD’in elinde kaldı. Bütün bunlar ortadayken Kobani ABD için niçin bu kadar stratejik öneme sahip? Bu konuda bana verilebilen bir cevap da yok.

PEŞMERGEYİ PYD KABUL ETMEDİ

Bana söylenen tek bir şey var: ‘Eğer Kobani düşerse IŞİD ‘Bak ben Amerika’ya karşı koalisyon güçlerine karşı büyük bir zafer kazandım’ edasıyla dolaşacak’. Ben de Obama’ya ısrarla şunu söyledim: ‘Bakın şu anda Kobani boş bir şehir, 200 bin insan benim ülkemde. Onlara ev sahipliğini şu anda biz yapıyoruz…’ Hal böyleyken, PYD’nin başındaki kişi çıkmış, sıkılmadan, ‘Türkiye bize yardım etmiyor’ diyebiliyor. Biz zaten sana yardım etmiyoruz. Bizim derdimiz Kobani halkı. Türkiye üstüne düşeni fazlasıyla yaptı. Koalisyon güçleri şu anda havadan bombalıyorlar. Kısmen faydası yok değil, var. Ama karadan operasyonlar olmadığı sürece buradan netice almak mümkün değil. Peşmergelerle alakalı olarak biz görüşmeler yaptık. Arkadaşlarımı gönderdim ve gittiler Kuzey Irak’ta görüşmeler yapıldı ve onlar bunu kabul ettiler. PYD kabul etmedi.

HESAPLARI FARKLI

Salih Müslim, ‘Kimse bizi Suriye’deki rejimle savaştıramaz” diyor.

Zaten PYD’nin önceki destekçisi rejimdi. Daha sonra PYD ile arayı açtı. Belli bir süre IŞİD’i de destekledi. Suriye rejimi, PYD’ye silah yardımı yaptıklarını açıkladılar. Bu bir terör örgütü, böyle bir destek verdiklerini kendileri söylüyor. Bu arada Obama ile yaptığım görüşmede, ‘Ben bu gece Barzani ile gerekirse görüşürüm, kendilerinden Peşmergeleri gönderme işinin hızlandırılmasını isterim’ dedim. Obama’nın verdiği cevap şuydu: ‘Kobani’dekiler 2-3 gün bile dayanamazlar. Ellerinde herhangi bir silah mühimmat kalmadı…’

Obama’ya, ‘Biz kendi üzerimizden oraya Peşmergelerin geçişini sağlayacağız’ dedim. Oradakilerin hesapları bana göre farklı. PYD, Peşmerge’yi Kobani’ye hakim olur diye istemiyor, oyununun bozulacağını düşünüyor. Sayın Obama’ya şunu da söyledim: ‘Birinci derecede tercihimiz, Hür Suriye Ordusu’dur. Biz Hür Suriye Ordusu ile de görüşürüz’ dedim. Ve nitekim her iki tarafla yapılan görüşmelerde, Kuzey Irak yerel yönetimi kabul etti.

MANTALİTESİ GÜÇLÜ DEĞİL

Spekülasyonların ortadan kalkması için bunları söylemek zorundayım: Hedef 2000 kadar Peşmerge’nin gelmesiydi. İlk etapta 500 göndereceklerdi fakat daha sonra PYD bu sayının 155′e inmesini istedi. Hatta onlar 155′i de istemediler. ‘Bize ağır silah gönderin’ dediler. Kuzey Irak yönetimi, ‘Hayır, biz silahı size göndermeyiz. Biz kendi elemanlarımızla bu silahları göndeririz, tekrar onlarla da alırız.’ Biz, bunun bizim kontrolümüzde gireceğini esasa bağladık. Bu arada Hür Suriye Ordusu’ndan da olumlu cevap geldi. Onlar da 1300 kişiyi göndermeyi kabul ettiler ve 1300 kişinin gönderilmesiyle ilgili adımı attılar. Çok enterasandır, PYD önce bu 1300 kişiyi kabul etmeme noktasındaydı, sonra kabul etme konumunda kaldı. Fakat burada da farklı bir adım attı. O da şu: ‘Biz onlara ayrı bir cephe açalım.’ Oyun içerisinde oyun. Hesap bu. Tabii bu tuzağı veya bu tezgahı kuran muhtemelen başka bir mantık var. Yani şu anda PYD’nin mantalitesinin bu kadar güçlü olduğunu ben düşünmüyorum.

ÜST BİR AKIL VAR

Nedir bu mantık?

Muhtemelen daha üst bir akıl var.

Sizce mesele Kobani’ye gelince neden hemen müdahale edildi?

Bunu konuşmak için biraz erken. Onun için şu anda konuşmamayı yeğliyorum. Ama sınırlarımızda oynanan oyun sıradan, basit, rastgele bir oyun değil. 1295 kilometrede bu oyun oynanıyor. Bunun 950 kilometresi Suriye sınırımız, diğeri Irak sınırımız. Bunlar yeni başlamadı. Biz bunları Esed’e söylerken, o zaman Esed Kürtleri daha tanımıyordu.

Büyük oyundan bahsettiniz. Bu büyük oyun içerisinde Gezi olayları, 17-25 Aralık büyük bir çerçeve mi var?

Suriye planının dışında olanlar. Gezi, 17-25 Aralık hepsi iktidarımıza yönelik, Türkiye’ye yönelik operasyonlardı.

Peşmergelerin geçişi konusu ne durumda?

Şu anda arkadaşlarımız irtibat halindeler. Burada tasarruf Kuzey Irak Yerel Yönetimi’nde. Onlar da onlarla görüşmelerini yapıyorlar. Bize düşen onlara belirlenmiş olan yol haritası. O belirlenen yol haritası üzerinden hareket edilecek.

Kobani kalkışması konusunda Türkiye tezlerini anlatmakta eksiklik mi gösterdi? Bu yönde değerlendirmeler de var.

Zaman zaman bunlar olmuyor değil. Fakat bir de Cumhurbaşkanlığı makamı olarak biz bu tür bilgileri verdiğimiz zaman, bakıyorsunuz bizim verdiğimiz bilgiler saptırılıyor. Tabii her tür iddiaya da cevap verme gibi bir durumun içine giremiyorsunuz.

PKK barış istemiyor

Son PKK eylemleri, çözüm sürecine yönelik saldırılar bu büyük oyunun içinde mi?

Hepsi bunların içinde. Yani çözüm sürecinin özellikle engellenme gayretleri de bu işin içinde. PKK Türkiye’de barışı istemiyor. PKK’nın uzantısı olan siyasi parti de barışı istemiyor. İki kere iki dört. Bunlar sadece, meydanlara çıktıkları zaman, barış, özgürlük derler ama yapılanları görüyorsunuz. Daha yeni Kağızman’da, ciddi bir baraj inşaatında iş makinelerini yaktılar. Güvenlik güçlerimizin takibi neticesinde üç tanesi öldürüldü, yaralılar var. Yapılan bir barajı, oradaki bir hizmeti engelliyorsunuz. Bunların Kürtleri düşünmek diye bir derdi yok. Bunların derdi bu ülkeyi kendi içinde karıştırmak. Barış ortamından bu ülkeyi bir kere tamamen gerilim, kaos ortamına sürüklemek.

Final yılı yanlış bir yaklaşım olur

Çözüm sürecinde HDP kanadı yol haritasının kendilerine verilmediğini, kamuoyuna açıklanmadığını söylüyor. Bu doğru mu? Süreç için 2015 final yılı olacak mı? Böyle bir tarih verebiliyor musunuz?

Bunlar matematik değil, sosyal olaylardır. Sosyal olaylarda böyle iki kere iki dört diye bir şey olmaz. Bu bir süreçtir, devam eder. Ne zamana kadar? Çözüme kadar devam eder. Burada işin sosyolojik analizini yaparak bir yere geldik. Bundan Güneydoğu’daki vatandaşların hepsi memnun ama terör örgütü bu işten memnun değil. Uzantısı, o da memnun değildi, çünkü onun üzerinden pazarlıklarını yapıyorlardı. Fakat İmralı gördüğüm kadarıyla rahatsız oldu ve ‘Çözüm sürecini bozmayın’ açıklamasını yaptı. ‘Engellemeyin’ dedi. 2015 final yılı olacak gibi yaklaşımları çok yanlış buluyorum. Bu noktada her an finaldir, her an bir başlangıçtır. Bunun böyle bilinmesi lazım. Yol haritası zaten yayınlandı. Bunların kitapçıklarını yayınladık, her şey yayınlandı. Hatta buna yönelik biliyorsunuz 6 maddelik yasal düzenleme de çıktı.

İran yönetimi samimi değil

İran’ın bölgedeki tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

İran’ın bölgedeki etkinliği çok daha farklı bir konumda. Irak ve Suriye’ye yönelik etkinlik devam ediyor. Maalesef samimi bir yaklaşımla değil. Başbakanlık dönemimde ‘Gel, burayı Türkiye, İran beraber çözelim’ dedim. Cumhurbaşkanlığı sürecim içinde de söyledik. Ne yazık ki İran böyle bir yaklaşımın içerisine girmedi. Ama kendileri ile ikili görüştüğümüz zaman ‘Bunu beraber çözelim’ diyorlar. Adım atmaya gelince kendilerine has çalışma usulleri var, bu usullerle işi götürüyorlar. Çok üzücü bu. Bundan dolayı İran’la rahat bir çalışma zeminini bulamıyoruz. Mezhebi yaklaşımı çok öne çıkartıyorlar. Çünkü ben defaatle şunu bütün ileri gelenlere söylemişimdir: ‘Gelin, Alevi, Sünni, bunu bir kenara koyalım. Biz her şeyden önce Müslümanız. Sünni’nin Alevi’ye, Alevi’nin Sünni’ye ve Şia’nın üstünlüğü vesaire bunları konuşmayalım. Müslümanca buna bakalım.’

Boyunu posunu görmüş oluruz

Önümüzdeki MGK’da paralel yapı ile ilgili ciddi kararlar alınabileceğini söylediniz. Bunlardan biri de paralel yapının kırmızı kitaba girmesi. Bunun yanı sıra paralel yapının yeni bir parti kurma yolunda adım attığı söyleniyor. Nasıl değerlendiriyorsunuz?

MGK bunu gündemine alacak. MGK’nın aldığı karar tavsiye kararıdır. Hükümet de bunu Bakanlar Kurulu’ndan geçirdiği andan itibaren bu Milli Güvenlik Kurulu Siyaset Belgesi’ne girer. Şimdi bu süreç 30 Ekim’de MGK gündemine gelecek ve orada görüşeceğiz.

Parti kurmayla alakalı sorunuza gelince… Biliyorsunuz ülkemizde en kolay şey parti kurmaktır. Şu anda 70′i aşkın parti var. Keşke bunlar da böyle bir parti kurmuş olsalar, bundan çok mutlu oluruz. Çünkü herkes nerede olduğunu, boyunu, posunu görmüş olur. Bazı şeyler var ki, efsane olarak güç devşiriyorlar, ‘Bizim şu kadar oyumuz var’ gibi. Sadece onlar değil başkaları da yapıyor aynı şeyi. ’25 milyon oyum var, en az yüzde 25 oyumuz var’ diyenler oldu. Sonra baktık ki, ana muhalefet partisi bile böyle bir oy alamadı.

Parti kurarlarsa legaliteye mi çıkmış olurlar?

Tabii çok önemli. Teşvik etmekte fayda var, yeter ki bir an önce kursunlar.

Obama ile Fethullah Gülen’in iadesini konuşmuştunuz, bu konuda bir ilerleme sağlandı mı?

Bunu Başkan Obama’ya, Biden’a, Kerry’e, ticaret bakanlarına söylüyoruz, söylemeye devam edeceğiz. Aynı şekilde CIA yetkilileri ile istihbarat kurumumuzun görüşmeleri devam ediyor. ‘Bunu ya deport edin ya da bize iade edin’ dedik. Birinci derecede deport edilmesini istiyoruz. Bir yeşil kart meselesi var, bu kartın ağırlığını kaybetmesi meselesi var. Bunu bize gerekçe gösteriyorlar. Halen devam eden bir süreçtir. Neticesi ileride ortaya çıkacaktır.

Merkel bahane uydurup geçiştiriyor

Almanya’nın PKK konusundaki tavrı hakkındaki değerlendirmeleriniz?

PKK konusunda sayın Şansölye’ye ciddi sayıda belgeler verdim. Kendisinin bana ifadesidir: ‘Bunlar hakkında açtırdığımız 4.000 dava var.’ Ama bu 4.000 davanın içinden net sonuç gördüğümüz bir tane yok. Bölücü terör örgütünün şu anda ciddi manada yerleştiği yerlerden bir tanesi Almanya’dır. Kendilerine söylediğimiz zaman, ‘Kontrolümüz altındalar’ diyorlar. Şöyledir, böyledir diyorlar, geçiştiriyorlar. Mesela Cardiff’te NATO zirvesinde, onlar da silah yardımı yapacaklarını söyledikleri zaman kendilerine şöyle dedim: ‘Kime yapacaksınız bu silah yardımlarını? Buradaki gruplardan hangisine bu silahı vereceksiniz, verdiğiniz bu silahların yarın IŞİD’in eline geçmeyeceğini kim garanti edebilir.’ Bunları bizzat konuştum orada.

Validebağ’da bir tezgah var

Validebağ ile ilgili olarak sosyal medyada yazılanlar. Gece nöbet tutuyorlar. CHP de milletvekilini oraya göndermiş. Gezi benzeri bir olay mı başlıyor?

Validebağ konusunun, camiyle, inşaatla uzaktan yakından alakası yok. Bulunduğum makam bazı şeyleri ifade etmeye müsaade etmiyor. Ama bazılarının bu ülkeye herhangi bir sevdası yok. Validebağ Korusu mezbelelikti, rezillikti. Üsküdar Belediye Başkanı benden rica etti, Başbakanlık dönemimde. ‘Burayı bize veya İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne tahsis edin. Biz burayı, bir ele alalım, temizleyelim’ dedi. Burada gelsinler, yürüyüşlerini rahatlıkla yapabilsinler, icabında çay vesaire içebilecekleri mekanlar olsun. Yoksa içerisinde apartman, şu, bu, böyle bir şey asla yok. Üsküdar Belediye Başkanımız, korunun yan tarafındaki bir yere mescid yapma planı içindeydi. Zaten İmar Planı’nda da önceden varmış bu. Ama bu Validebağ Korusu’nun sınırları içinde değil.

Buradaki dertleri imar mı yoksa cami midir?

Orada mescid var ya. Kimileri bundan rahatsız olmuş olabilir. Yoksa Validebağ Korusu ile alakalı bir mesele yok. Sadece Üsküdar halkına Validebağ’ı güzel peyzajı ile kazandırmak.

 

 

 

medyagündem

Yazdır Paylaş
Diğer Haberler
EN ÇOK OKUNANLAR
Sitemizi Nerede Duydunuz?
Google
Facebook
Arkadaşım
Diğer
Trakya22 Haber Portali