"Kandil Öcalan'ın misyonuna darbe vurmaya kalkıştı" diyen Yeni Şafak gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi, Abdullah Öcalan'ın tasfiye edilmeye çalışıldığını iddia etti.
Yeni Şafak gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi, Türkiye'yi saran ve 36 kişinin hayatını kaybettiği olayları köşesine taşıdığı bugünkü yazısında ilginç bir iddia ortaya attı.
"Bu eylemlerin düğmesine basanın HDP olmadığını çok iyi biliyoruz. Kan ve şiddeti isteyen Kandil. Kandil bu tavrıyla Öcalan'ın misyonuna da darbe vurmaya kalkıştı" diyen Selvi, Kandil'in bu tavrının aynı zamanda Öcalan'ı tasfiye etmeye yönelik bir hamle olduğunu öne sürdü.
Abdülkadir Selvi'nin 'O gece ne oldu' başlıklı bugünkü yazısı şöyle:
24 SAAT İÇİNDE BÖLGE KARIŞABİLİYORSA...
Tehlikeli bir Oyun oynandı.
Türkiye, test edildi.
Görüldü ki çözüm sürecine rağmen hala bazı yaralar açıkta.
PKK'nın Kürtleri harekete geçirip geçiremeyeceği ölçülmek istendi.
HDP eş Başkanı Selahattin Demirtaş'ın deyimiyle, masum eylemler yapıldı. Sonuç 25 insanımız canını kaybetti.
Masum eylemde bu oluyorsa demek ki bir de masum olmayan bir eylem yapılsaydı sonuç ne olurdu?
Yaşanan onca tecrübeye ve yürütülen çözüm sürecine rağmen 24 saat içerisinde bölge karışabiliyor, 25 kişi öldürülüyor, sokaklarda terör estirilebiliyor ve PKK-Hizbullah çatışmasına ramak kalıyorsa, asıl kaygı verici nokta bu.
Demek ki çatışmasızlık süreci henüz içselleştirilememiş. Demek ki çözüm süreci yeterince kök salmamış.
İki tarafı keskin bıçak durumu devam ediyormuş.
Yaşananların akıl tutulmasından başka bir şeyle izahı mümkün değil.
KÜRTLER ŞİDDET EYLEMLERİNE DAVET EDİLDİ
Çünkü HDP'nin Ankara'da ulaşamayacağı makam, görüşemeyeceği kimse yoktu.
HDP eş Başkanı Selahattin Demirtaş, 1 Ekim tarihinde Başbakan Davutoğlu ile görüştü.
Hakeza HDP heyeti Başbakan Yardımcıları Yalçın Akdoğan ve Numan Kurtulmuş'la görüşmüş, Başbakan Davutoğlu tarafından kabul edilmişti.
Ama onlar diyalog yerine taş atmayı tercih etti.
İlk düğme yanlış iliklendi.
19 Eylül tarihinde Selahattin Demirtaş, Kürt ve Türk gençlerini Kobani için savaşmaya çağırdı.
Sanki taş atması yetmezmiş gibi Aysel Tuğluk 'Kobani düşerse Ankara'da düşer şeklinde açıklama yaptı.
Tüm bunlar yetmezmiş gibi Salı gününü Çarşamba'ya bağlayan gece Kürtler sokağa çıkmaya ve şiddet eylemlerine davet edildi.
Ne oldu? 25 insan hayatını kaybetti.
AYNISINI MHP, CHP YAPSAYDI...
Demokratik ve sivil mücadeleyi seçtiğini ilan eden hiçbir parti şiddet çağrısı yapamaz.
HDP'nin yaptığını MHP ya da CHP yapsaydı ve çıkan olaylar sonucunda 25 kişi hayatını kaybetseydi, ne diyecektik?
Kobani'de kaybeden PKK, Diyarbakır'da terör estirerek itibar kazanmaya kalkıştı.
Ne üzerinden itibar?
Vandallık ve katliamlar...
EYLEMLERİ KANDİL BAŞLATTI
Bu eylemlerin düğmesine basanın HDP olmadığını çok iyi biliyoruz.
Kan ve şiddeti isteyen Kandil.
Kandil bu tavrıyla Öcalan'ın misyonuna da darbe vurmaya kalkıştı.
Çözüm sürecine direnen, silahlı unsurları sınırların dışına çekmemek için bin türlü bahane üreten Kandil, Kobani'deki başarısızlığı örtmek için bir kez daha sokağı harekete geçirdi.
Kandil'in tavrı ile Öcalan'ın yaklaşımını yan yana koyduğumuzda ise ortaya farklı bir fotoğraf çıkıyor.
Yeni Şafak gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi, Türkiye'yi saran ve 36 kişinin hayatını kaybettiği olayları köşesine taşıdığı bugünkü yazısında ilginç bir iddia ortaya attı.
"Bu eylemlerin düğmesine basanın HDP olmadığını çok iyi biliyoruz. Kan ve şiddeti isteyen Kandil. Kandil bu tavrıyla Öcalan'ın misyonuna da darbe vurmaya kalkıştı" diyen Selvi, Kandil'in bu tavrının aynı zamanda Öcalan'ı tasfiye etmeye yönelik bir hamle olduğunu öne sürdü.
Abdülkadir Selvi'nin 'O gece ne oldu' başlıklı bugünkü yazısı şöyle:
24 SAAT İÇİNDE BÖLGE KARIŞABİLİYORSA...
Tehlikeli bir Oyun oynandı.
Türkiye, test edildi.
Görüldü ki çözüm sürecine rağmen hala bazı yaralar açıkta.
PKK'nın Kürtleri harekete geçirip geçiremeyeceği ölçülmek istendi.
HDP eş Başkanı Selahattin Demirtaş'ın deyimiyle, masum eylemler yapıldı. Sonuç 25 insanımız canını kaybetti.
Masum eylemde bu oluyorsa demek ki bir de masum olmayan bir eylem yapılsaydı sonuç ne olurdu?
Yaşanan onca tecrübeye ve yürütülen çözüm sürecine rağmen 24 saat içerisinde bölge karışabiliyor, 25 kişi öldürülüyor, sokaklarda terör estirilebiliyor ve PKK-Hizbullah çatışmasına ramak kalıyorsa, asıl kaygı verici nokta bu.
Demek ki çatışmasızlık süreci henüz içselleştirilememiş. Demek ki çözüm süreci yeterince kök salmamış.
İki tarafı keskin bıçak durumu devam ediyormuş.
Yaşananların akıl tutulmasından başka bir şeyle izahı mümkün değil.
KÜRTLER ŞİDDET EYLEMLERİNE DAVET EDİLDİ
Çünkü HDP'nin Ankara'da ulaşamayacağı makam, görüşemeyeceği kimse yoktu.
HDP eş Başkanı Selahattin Demirtaş, 1 Ekim tarihinde Başbakan Davutoğlu ile görüştü.
Hakeza HDP heyeti Başbakan Yardımcıları Yalçın Akdoğan ve Numan Kurtulmuş'la görüşmüş, Başbakan Davutoğlu tarafından kabul edilmişti.
Ama onlar diyalog yerine taş atmayı tercih etti.
İlk düğme yanlış iliklendi.
19 Eylül tarihinde Selahattin Demirtaş, Kürt ve Türk gençlerini Kobani için savaşmaya çağırdı.
Sanki taş atması yetmezmiş gibi Aysel Tuğluk 'Kobani düşerse Ankara'da düşer şeklinde açıklama yaptı.
Tüm bunlar yetmezmiş gibi Salı gününü Çarşamba'ya bağlayan gece Kürtler sokağa çıkmaya ve şiddet eylemlerine davet edildi.
Ne oldu? 25 insan hayatını kaybetti.
AYNISINI MHP, CHP YAPSAYDI...
Demokratik ve sivil mücadeleyi seçtiğini ilan eden hiçbir parti şiddet çağrısı yapamaz.
HDP'nin yaptığını MHP ya da CHP yapsaydı ve çıkan olaylar sonucunda 25 kişi hayatını kaybetseydi, ne diyecektik?
Kobani'de kaybeden PKK, Diyarbakır'da terör estirerek itibar kazanmaya kalkıştı.
Ne üzerinden itibar?
Vandallık ve katliamlar...
EYLEMLERİ KANDİL BAŞLATTI
Bu eylemlerin düğmesine basanın HDP olmadığını çok iyi biliyoruz.
Kan ve şiddeti isteyen Kandil.
Kandil bu tavrıyla Öcalan'ın misyonuna da darbe vurmaya kalkıştı.
Çözüm sürecine direnen, silahlı unsurları sınırların dışına çekmemek için bin türlü bahane üreten Kandil, Kobani'deki başarısızlığı örtmek için bir kez daha sokağı harekete geçirdi.
Kandil'in tavrı ile Öcalan'ın yaklaşımını yan yana koyduğumuzda ise ortaya farklı bir fotoğraf çıkıyor.
analizmerkezi