21. Dönem Edirne Milletvekili ve CHP Üyesi Şadan Şimşek, bu gün yaptığı yazılı açıklaması
Milletvekili genel seçimleri yaklaşmakta, demokrasinin gereği olarak halkımızın
önüne seçim sandığı konulmaktadır. Milletvekili aday adaylarından partiler iç
dinamikleriyle ya ön seçim veya merkez atamaları ile adaylarını belirleyecektirler.
Belirlenen milletvekili adayları arasında halkımız kendine hizmet edecek, yönetecek
kadroları seçecektir. İktidarı döneminin icraatlarını vereceği oyları ile
cevaplayacaklardır.
Süreç böyle devam ederken; Hükümetin uyguladığı ekonomi politikalarının bir sonucu
olarak, gün geçtikçe işsizlik ve yoksulluk artmaktadır. 2011 yılında ekmeğe,
ulaşıma, benzine, mazota ve diğer temel tüketim maddelerine gelen zamlar karşısında
halkımız ne yapacağını bilememektedir.
İlimizde yaşayan yurttaşlarımız, bir taraftan işsizlik, banka borçlarını nasıl
ödeyeceğini düşünürken, diğer taraftan rantiyecilere teslim olmamak için mücadele
vermektedir. İlimizin ekonomisi tarıma ve hayvancılığa dayalı olduğundan, 9 yıldır
hükümetin uyguladığı politikalar neticesinde çiftçi, üretici hep kaybetmiş,
toprağını ve ineğini satar noktaya gelmiş, ama siyasi yandaşları ve rantiyeciler hep
kazanmıştır.
Hükümetin uyguladığı yanlış politikalar sonucu sürdürülebilir bir tarım ve
hayvancılık politkası olmayışı, tarımsal ve hayvansal ürünleri ithal duruma
getirmiştir. TMO ofislerine bir milyon ton buğday, Et Balık Kurumuna canlı hayvan ve
karkas et ithal etmesi için Hükümet tarafından ithal izni 31.12.2011 tarihine kadar
uzatılmıştır. Hükümet tarafından süt ürünleri ithalat izni verilmiş olup, kontrolsüz
olarak, buzağı maması adı altında süt tozu ithal edilmektedir. Baharın yaklaştığı şu
aylarda SÜT üreticilerinin mağduriyeti yine başlayacağı aşikardır. SÜT fiyatlarını
düşürmek için uğraşanlar ile buna zemin hazırlayanları çok iyi izlemek gerekir. Bu
senaryo her yıl tekrarlanır ve olan yine süt üreticisine olur. Ama bunun karşılğında
yem fiyatları artar, yine arttı ve yemin torbası 38 TL'ye dayandı.
İlimiz için bu dönem çok ağır geçecek olup, bir taraftan hayvan hastalıklarına
karşı, ilçelerde hayvan pazarlarının kapanması uzatıldı. Diğer taraftan 01.02.2011
tarihinden itibaren trakya bölgesine hayvan girişi yasaklandı. Bu durum hayvanda
baskül ve kesim fiyatının düşmesine neden olmaktadır. Şimdi üreticilerimiz soruyor
"bizlerin ürettiği ürünlerin üzerinden primler alarak kurulan birliklerimiz bu durum
karşısında bir eylemi olacak mı? yoksa her zamanki gibi söylemde mi? kalacaktır."
Çiftçi ve üreticilerimiz, kuruluşlarından "bizi bu durumlara düşürenlerden hesap
sormaya, hakkımızı aramaya, ürünümüzü yok pahasına satılmasına izin vermemeye
çağrıyoruz. Üretici birliklerimizden bizi sömürenlerden, alın terimiz üzerinden oyun
oynayanlardan hesap sormaya davet ediyoruz. Üretici birliklerimizin siyasi
kimlikleri olmaz, onlar bizim haklarımızı korumak, ürünümüzün ve alın terimizin
karşılığını almamızı sağlamaktır." diyorlar.
Böyle bir süreçten getiğimiz bugünlerde herkesi göreve davet ediyorum. Şahsıma
düşecek her türlü göreve hazır olduğumu beyan ederim. Çiftçimizin ve üreticimizin
alın terinin karşılığının alması için, bin bir emekle bir araya gelmiş çiftçi ve
üreticilerimizin oluşturduğu üretici birliklerimizin gerekli duyarlılığı
göstereceğine inanıyorum.