“Kiraz Festivali
'Türkiye'de 485'in üzerinde diri fay parçası var'
McDonalds’a Konya’dan Sürpriz
Ateistlerin Cenaze Namazı Nasıl Kılınır?
Bu haber 05 Mayıs 2014, Pazartesi 15:00 tarihinde eklendi. 684 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

CIAMAAT'in Türkiye'yi Karalayan Kankası Freedom House’un Finansörleri Kimler Dersiniz?

ABD’nin çıkarlarına ters gelen ülkelere yönelik son derece acımasız raporlar hazırlayan Freedom House’un ana finansörleri Soros ve İsrail Lobisi çıktı.
CIAMAAT'in Türkiye'yi Karalayan Kankası Freedom House’un Finansörleri Kimler Dersiniz?

FREEDOM HOUSE’UN ÖZGÜRLÜK RAPORU GÜÇ ODAKLARINA BAĞIMLI ÇIKTI

Basın özgürlüğü konusunda her yıl rapor hazırlayan, zaman zaman da Türkiye’de en üst düzeyde temaslarda bulunan Freedom House’un son raporu Türkiye’yi darbeler, uyuşturucu çeteleri, diktatörler tarafından yönetilen ülkelerin de altında basın özgürlüğün olmadığı ülke olarak gösterdi. Kendisini bağımsız kuruluş olarak tanıtan Freedom House’un ünlü spekülatör George Soros ve ABD’deki İsrail lobilerinden yüklü bağış aldığı biliniyor. Freedom House’un hazırladığı raporda tutuklu gazetecilere ilişkin eksik ve yanlış bilgileri kullanması da “bağımsız ve tarafsız kuruluşun”  Türkiye yönelik itibarsızlaştırma çalışmasının da iç yüzünü açıkça ortaya koyuyor. Paranın geldiği İsrail, Freedom House’un raporunda “Basın özgürlüğü olan ülkeler” arasında yer alıyor.

Soros ve İsrail parasıyla

Merkezi Washington’da olan sivil toplum kuruluşu Freedom House’un yayınlandığı Dünya Basın Özgürlüğü Raporu’nda, Türkiye “kısmen özgür” statüsünden, “özgür değil” bölümüne getirilerek dünyada basın özgürlüğünün olmadığı mor ülkeler haritasına konumlandırdı. Freedom House’un karmaşık mali yapısı ve düşünce sistemi ele alındığında ise, sözde STK’nın raporundaki amaç apaçık ortaya çıkıyor. Freedom House, ABD hükümetinin yanı sıra ülkelerde çıkardığı iç karışıklıklarla milyar dolarlık kâr elde eden ünlü spekülatör Soros’un ve ABD’deki en güçlü İsrail mali lobisinin finansörlüğünde çalışıyor. Freedom House’un en büyük mali kaynağı ise ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından USAİD üzerinden aktarılıyor. USAİD, yakın zamanda Küba’da yönetimi devirmek için kurulan Twitter benzeri sosyal medya platformunun kurucusu ve finansörü.

Chomsky: Yönetimin silahı

Freedom House’un kuruluş felsefesini, demokratik olmayan yönetimleri “şiddet içermeyen yöntemlerle devirmek” oluştursa da dünyaca ünlü ABD’li yazar Noam Chomsky, bunun böyle olmadığını, “ABD’nin çıkarlarına ters olan ülkelere Freedom House’un son derece acımasız raporlar hazırladığını, ABD ile arası iyi olan ülkelere şefkatli raporlar hazırladığını” söylüyor. Chomsky böylece, meselenin demokrasi değil, ABD çıkarları olduğunu ortaya koyuyor. Freedom House, sağladığı bu mali destekle birlikte finansörlerinin ilişkilerinin durumuna göre ülkeler hakkında özgürlük sıralamasında istediği oynamayı gerçekleştirebiliyor.

Eksik ve eski bilgi ile rapor

Freedom House’un skandal raporuna en büyük dayanağı oluşturan bilgiler ise eski ve eksik. Türkiye ile en üst düzeyde ilişki kurabilecek kabiliyette olan Freedom House, iş rapor hazırlamaya geldiğinde resmi bilgilerden beslenmek yerine Türikye’yi karalamaya yönelik olarak taraflı bilgileri tercih ediyor. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Freedom House’un “Tutuklu Gazeteci Dayanışma platformu 24 Nisan 2014 tarihli” eski ve eksik verilerine dayandığını belirterek, “Raporda 44 tutuklu gazeteci var. Bunlar 24 Nisan 2014 tarihli bilgilere dayanıyor. 2 Mayıs 2014 itibariyle 17 kişini yargılanması tamamlanmış ve hüküm almış, 13 kişinin yargılanması tutuklu olarak devam ediyor, 12 kişi tahliye edilmiş. Raporda adı geçen iki kişinin ise cezaevlerinde kaydı yok. Bu 17 kişi gazetecilik eylemleri yüzünden tutuklanmış değiller. Bazıları PKK faaliyetlerine katılımları, DHKPC, MLKP, gibi örgütlerin faaliyetlerine katılmaları dolayısıyla almışlar” diye konuştu.

Demokrasi hamisi ülkeler!

Freedom House’un raporundaki bir diğer büyük çelişki ise, basın özgürlüğü konusunda Türkiye’den daha iyi puan alarak önümüzde bulunan ülkeler. Uyuşturucu çetelerinin kol gezdiği, gazetecilerin bunlar hakkında en küçük haberleri nedeniyle ölümle burun buruna oldukları Meksika, en küçük toplumsal olaya dahi askerlerin ve polislerin silahla müdahale ettikleri Zambia, Kuveyt, Liberya, Nepal, Tanzanya, Bangladeş ile yer yer iç karışıklığın sürdüğü Lübnan basın özgürlüğü konusunda Türkiye’nin ilerisindeki ülkeler olarak gösterildi. Kanlı savaşların yaşandığı Güney Sudan ve Libya ise Türkiye ile aynı puanda gösterilerek başka bir skandala daha imza atıldı.

İsrail hep ‘özgür’ çıkıyor

Freedom House raporlarında, Filistin’e uyguladığı şiddet ve ambargo dinmeyen İsrail, hep özgür listede yer alıyor. Başkanı Yahudi olan Freedom House’un raporlarında 2002, 2003, 2004, 2005, 2006, 2007, 2008, 2011, 2012  ve 2013 yılında İsrail hep özgür basın listelerinde yer aldı.  İsrail sadece 2009 yılında yarı özgür olarak nitelendirildi.

NEO-CON’LARIN KRAMERİ

Freedom House’un Yahudi asıllı Başkanı David Kramer 2000’li yıllarda ABD yönetimini etkisi altına alan Neo-Con örgütlenmesinde önemli pozisyonlarda bulundu. Başkan George Bush tarafından Dışişleri Bakanlığı’nda görevlendirilmeden önce neo-conların en önemli projelerinden Yeni Amerikan 100 yılı projesinde görev aldı. Dışişleri’ndeki görevinden sonra başına geçtiği Freedom House’un en önemli faaliyet alanlarından biri ise bugün iç savaş ile kavrulan Ukrayna. Neo-Con örgütlenmenin önemli isimlerinden şimdiki Dışişleri Müsteşarı Victoria Nuland da özellikle Ukrayna örneğinde en öndeki safta yer alan isimdi. 2004 yılında ABD Temsilciler Meclisi üyelerinden Ron Paul, Freedom House’un neden Ukrayna içişlerine sağladığı maddi yardımlarla bu kadar çok karıştığını soran isimdi. Noaland ile birlikte son Ukrayna krizinde Kiev’e giden Kramer orada Yunikoviç hükümetinin derhal devrilmesi gerektiğini söyleyerek dikkatleri üzerine çekmişti. Noaland da çıkan ses kayıtlarında hükümetin kısa sürede yıkılacağını söylemişti. Yaşananlar da Kramer’in Ukrayna’daki rolünü doğruladı. 

Muhalif basın milyonlarca okura ulaşıyor

Freedom House, Türkiye’de muhalif basın olmadığını, gazetecilerin işten atıldığını iddia ederken, Türkiye’deki gerçekler ise raporun ne denli yalan ve taraflı olduğunu ortaya koyuyor. Türkiye’de yayınlanan 32 siyasi günlük gazeteden milyonu geçen milyonu geçen toplam tirajlarıyla Aydınlık, Bugün, Birgün, Cumhuriyet, Evrensel, Milli Gazete, Sözcü, Yurt, Ortadoğu, Özgür Gündem, Sol, Karşı, Taraf, Zaman, Today’s Zaman (İngilizce) muhalif yayınlarını sürdürüyor.
 
Televizyonlarda da muhalif basın Türkiye’de özgürce yayın yapıyor. Bugün, Başkent, Cem, Flash, Kanaltürk, Halk, İMC, Mehtap TV, Samanyolu, Samanyolu Haber, Samanyolu Avrupa, Ulusal Kanal her gün onlarca milyon izleyiciyle buluşuyor. İnternet dünyasının en çok tıklananları arasında yer alan internet sitelerinden pek çoğu da muhalif yayınlarını sürdürüyor. Aktif Haber, Gazeteport, T 24, Cumhuriyet.com.tr, Hürriyet.com.tr, Radikal.com.tr, Aydınlıkgazete.com, Samanyoluhaber.com.tr, Zaman.com.tr, Bugün.com.tr, Taraf.com.tr, Gerçek Gündem her gün yüz milyonlarca kez tıklanarak haberlerini, videolarını okurlarla paylaşıyor. 
 
İddialar ile Türkiye gerçekleri bambaşka
 
Freedom House’un yönetici özeti bölümündeki iddialar ile muhataplarının basına yansıyan sözleriyle gerçekler ise şöyle sarılanıyor:

-İddia: Hasan Cemal ve diğer bazı gazetecileri Başbakan Erdoğan’ın medyaya dair konuşmaları sebebiyle işlerinden çıkarıldı.

-Gerçek: Hasan Cemal, Başbakan’ın talimatı veya müdahalesi ile değil, gazetenin patronu kendisini işten çıkarmak istediği için Milliyet’ten çıkarıldı.

-İddia: Yanlı mahkemeler eleştiriler için açılan hakaret davalarında ardı arkasına mahkumiyet kararları vermektedirler.

-Gerçek: Mahkemeler, yazı ve konuşmalardaki ağır hakaretler ve küfürleri çoğu kez eleştiri kapsamına sokmaktadır. Türk basınında hakaret ve küfür etmek genellikle serbesttir

-İddia: 17 Aralık soruşturması sürecinde bir çok köşe yazarı işten çıkarıldı.

-Gerçek: Paralel medyada çalışan bir çok gazeteci de işten çıkarıldı veya işten çıkmak zorunda bırakıldı. Eğer bu konuda bir istatistik varsa, vakaların çok büyük bir kısmı paralel medyaya aittir.

-İddia: Hükümet yanlısı holdingler kamu sözleşmelerinde genellikle başbakanlıktaki kamu organları vasıtasıyla milyarlarca dolar elde etmektedirler.

-Gerçek: Hükümet karşıtı holdingler, diğerleriyle kıyaslanamayacak büyüklükte kazançlar elde etmektedir.

-İddia: Hükümeti eleştiren medya kuruluşları olan şirketler vergi soruşturmalarının hedefi haline gelip yüksek cezalar ödemektedirler.

-Gerçek: Bu iddianın kaynağı olan Doğan grubu, ilgili soruşturmalarda kayda değer bir ceza ödememiştir.

-İddia: Milli İstihbarat Teşkilatı adli incelemeye maruz kalmamak için izinlerde sahte isimler kullanıp milli güvenlik konularıyla ilgili haber yapan gazetecilerin telefonlarını dinlemiştir.

-Gerçek: Bunu yapan, MİT değil, yargıya ve polis teşkilatına çöreklenmiş paralel örgüttür.

-İddia: Onlarca gazeteci, tanımları geniş tutulan terörle mücadele kanunları kapsamında tutuklu bulunmaktadır.

-Gerçek: Bu tutuklamaların büyük çoğunluğu, barış sürecinden rahatsız olan paralel yargı tarafından yapılmıştır.

Basın özgürlüğünü başkanı ihlal etti
 
Freedom House, basın özgürlünün olmadığını ilan ettiği Türkiye’de kendisi sansür uygulayarak skandala da imza atmıştı. 13 Kasım 2013 tarihinde Türkiye’yi bir heyet ile ziyaret ederek Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ve dönemin AB’den Sorumlu Bakanı Egemen Bağış ile görüşen Freedom House’un Başkanı David Kramer, basın özgürlüğüne ilişkin görüşmeyi basın önünde yapmayı ret ederek haber olmuştu. Başkan Kramer, Arınç ile nezaket konuşmalarının ardından, “Çelişkili olacak ama kameralar dışarı çıktıktan sonra görüşmeye devam etmek istiyoruz” ifadesini kullandığı için Bakan Bağış’ın “Basın özgürlüğü hakkında konuşmaya gelmişler ama basın önünde konuşmak istemiyorlar” tepkisiyle karşılanmıştı.
 
Şener ve Şık’ın sözleri görülmedi
 
Tutuklu gazeteciler hassasiyetini raporlarla belirten Freedom House, uzun süre tutuklu kalan gazeteciler Nedim Şener ile Ahmet Şık’ın ifadelerini ise görmezden geliyor. Şener ve Şık, tutuklanmalarında Fethullah Gülen Cemaati’nin emniyet ve yargı içine çöreklenmiş paralel yapısı tarafından kendilerine kurulmuş komplolar olduğunu dile getirerek; bu konudaki açıklamalarını ve yayınlarını sürdürdü. 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
analizmerkezi
Yazdır Paylaş
ETİKETLER :
Diğer Haberler
EN ÇOK OKUNANLAR
Sitemizi Nerede Duydunuz?
Google
Facebook
Arkadaşım
Diğer
Trakya22 Haber Portali