Yunanistan’da yasal derneklerden biri olan “Batı Trakya Camileri Din Görevlileri Derneği”nin Serez’de bulunun tarihi Zincirli camisinde Cuma namazı kılma talebi Yunanistan Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından reddedildi
Bundan sonra girişimler devam etti ve Orta Yunanistan Tesalya bölgesi Tırhala’da (Trikala) bulunan yine Mimar Sinan’ın o eşşiz güzel eserlerinden biri olan Osman Şah Camii ve yanında Türbesi bulunan bu eşşiz eserde verilmedi.
Akabinde Yanya’da yanya Gölü ortasında bulunan Aslan Paşa Camisinin verilmesi için gerekli müracat yapıldı malesef Müze olduğu gerekçesiyle burasıda verilmedi.
Şimdi sürece bir bakalım nasıl başladı ve devam etti.
“GÜVENLİK NEDENLERİNDEN DOLAYI ZİYARET EDİLEBİLİR DURUMDA DEĞİLDİR”
“Batı Trakya Camileri Din Görevlileri Derneği”, Kurban Bayramının üçüncü gününde Serez’in Zincirli Camisinde Cuma namazı kılmak için yaptıkları yazılı başvuruya, ilgili bakanlığın “tadilatta olduğu” öne sürerek olumsuz yanıt verdi. Oysa Birlik Gazetesi Serez’e giderek Zincirli Camii’nin tadilatının bundan yaklaşık 7 yıl önce, şimdilerde ND Milletvekili olan o dönemde Serez Valisi olduğu döneminde tadilatının başladığı ve bitirildiğini öğrendik.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Din Görevlileri Derneğinin başvurusuna verdiği yanıtta, "Caminin iç kısmında sürdürülen restorasyon çalışmaları nedeniyle ziyaretlere uygun olmadığını" öne sürdü.
Kavala’da bulunan Bakanlığa bağlı Bizans Eserleri Denetleme Dairesi Başkanı Stavrula Dadaki'nin imzasını taşıyan yanıtta, "Serez'deki Zincirli Camisinin iç kısmına serbest giriş izni talep edilen ilgili belgeye yanıt olarak, sizleri bilgilendiririz ki, kalıntının iç kesimlerinde (döşemenin değiştirilmesi, elektrik tesisatının tamamlanması, kubbenin, duvarların ve minberin sabitleştirilmesi) tamamlanmamış bulunmaktadır. Bunun sonucu olarak da kalıntı, güvenlik nedenlerinden dolayı ziyaret edilebilir durumda değildir" ifadeleri yer aldı.
Konuyla ilgili açıklama yapan Din Görevlileri Derneği avukatı eski Milletvekili İlhan Ahmet, “Yunanistan Kültür Bakanlığının yanıtında öne sürülen gerekçeleri tatmin edici bulmadığını” belirterek, kararı üzüntüyle karşıladığını söyledi.
Bu konuda yazılı başvuruda bulunmadan önce dernek yöneticileriyle birlikte Serez'e gidip caminin durumunu yakından incelediklerini, Camide tamir ya da restorasyon çalışmalarına rastlamadıklarını ifade eden avukat Ahmet, “Kültür Bakanlığının bu konudaki tavrını üzüntüyle karşılıyoruz. İzin verilseydi bizler yanımızda getireceğimiz seccadelerde bile namaz kılabilirdik. Amacımız, ecdat yadigarı bu camide tarihi, kültürel ve dini nedenlerle sadece bir Cuma Namazı kılmaktı. Başka hiçbir şey değil” dedi.
Serez’in güneybatı kısmında bulunan ve Mimar Sinan ekolünün en iyi örneklerinden biri sayılan tarihi Zincirli Camisi, 16. yüzyılın ikinci yarısında inşa edilmiş olup, tarihi eser olarak Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı Bizans Eserleri Denetleme Dairesi tarafından koruma altına alınmış bulunuyor.
Bu başvurudan alınan olumsuz yanıtın ardından ibreyi Tırhala’ya çeviren “Batı Trakya Camileri Din Görevlileri Derneği”, başvurularına olumsuz yanıt verileceğini beklemiyordu. Yazılı müracatın ardından ilgili Bakanlıktan gelen cevapta, Tırhala (Trikala) belediyesinin sorumluluğunda olduğunu ve müracatın belediyeye yapılmasını ve Belediye meclisinden çıkacak olan karardan sonra belli olacağı belirtiliyordu. Ancak, Cuma Namazı’nın ve yapılabilecek diğer etkinliklerin kesinlikle dışarıda değil Caminin içinde yapılması gerektiği belirtilsede malesef beklenen izin buradanda çıkmadı.
Bu defasında son olarak Yanya’da Aslan Paşa Camii (İoannina) düşünüldü. Gerekli girişimler ve prosedür uygulandı ancak buradaki gerekçede buranın bir Müze olduğundan dolayı Müzenin ziyaretçilere kapatılamayacağı gerekçe gösterildi ve kibarca buradanda beklenen olumlu cevap alınamadı. Sizin anlayacağınız her taraftan bir engel çıktı.
“TÜRKİYE “SÜRMENA MANASTIRI”NI İBADETE AÇTI, YUNANİSTAN CUMA NAMAZI’NDAN KAÇINDI”
Birlik gazetesi olarak elbette bizimde yorum yapabileceğimiz üç beş cümlemiz olsun canım. Bu kadarınıda bize çok görmeyin. Defalarca yazdım, çizdim bu iş zor olur dedim. Türk insanı bunları çoktan aştı. Onun içinde başta sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve ilgili Bakanlık Kültür Bakanlığı “Sürmena Manastırı”nın Müze olmasına rağmen, Yunanlıların ve özelliklede sözde “Pontus Soykırımını” ön plana çıkaran ve savunan zihniyete rağmen bu kişilerin yaptıkları başvuruyu redetmedi ve ibadete açtı.
Yunanlılar ise halen bazı takıntılardan kurtulmuş değiller galiba ve her ne hikmetse Serez, Tırhala, Yanya şehirlerinde bulunan üç Camiye yapılan başvuruları redetti. Dedik ya, kalemi sağlam, aklı çalışıyor, kıvırmayı ve inandırmayı biliyor, geçici olarak olayların içinden sıyrılmasını beceriyor. Ama Devekuşu gibi kafasını kumun içine saklıyor. Haa, arkası görünsede hiç farketmez. O gizlendiğini zannediyor. Ama anlamadığı bir gerçek var, o da “yalancının mumu Yatsıya kadar yanar” derler.
Bu üç başvuru rededildi, eee ne oldu? Ülkemiz Yunanistan bundan ne kazandı? Bence çok şey kaybetti. Samimiyetini zedeledi, itibarını zedeledi, canlanması planlanan din turizmini engelledi. İnsan sevgisine, din sevgisi ve hoşgörüsüne sırtını bir kez daha çevirdi. Kim kaybetti? Benim ülkem Yunanistan kaybetti. Bu benim ülkemde akıllı işler yapacak bir akıllı adam yok mu yahu? İçi boş düşmanlıklara kafası çalışan çok varda, içi dolu işlerin yapılmasına kimsenin kafası çalışmıyor mu bu ülkede? Bir Allah’ın kulu, “İsa Kulu” çıkıpta doğruyu göremiyor mu? Yazık ve çok yazık. İşte Yunanistan’da demokrasi ve insan haklarına bakış tarzıda bu olsa gerek. İnanın söyleyecek söz bulmakta zorlanıyorum. Keşke bu haberin ardından bu yorumlarımı güzel sözlerle süsleyebilseydim, öyle isterdim. Gönlüm bundan yanaydı ama malesef birileri yine buna müsade etmedi.
Yunanistan Cuma Namazı’ndan kaçındı, Türkiye “Sürmena Manastırı”nı açtı.
birlikgazetesi