Başbakan Erdoğan, paralel yapılanmayla ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı: Cumhurbaşkanı’ndan Meclis Başkanı’na, ailelerimize, çocuklarımıza varıncaya kadar herkesi dinlemişler.
Başbakan Tayyip Erdoğan, İran ziyaretinin ardından uçakta çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Gündeme ilişkin soruları cevaplandıran Başbakan Erdoğan, paralel yapıyla ilgili çok önemli bilgiler verdi. İşte Erdoğan’ın sorulara verdiği cevaplar:
Demokratikleşme paketi mi geliyor?
Biliyorsunuz daha önce idari olarak açıkladığımız bir paket vardı. Şimdi bunlara ilaveten, gerek yargıyı, gerekse İçişleri Bakanlığı’nı ilgilendirecek bir paket üzerinde çalışıyoruz. Bunların içinde en önemlisi Özel Yetkili Mahkemelerin kaldırılmasıdır. Bir diğer önemli adımda TMK’nın süzülerek belli maddeleri zaten ceza kanununda var. Olması gerekenlerden oraya aktarılabilecek olanlar var. Yoksa diğerlerinin çıkarılması örtüşünler varsa. Özel Yetkili Mahkemelerin yerine şu anda Türkiye’de bizim 133 ağır ceza mahkemesi var. Dolayısıyla Özel Yetkili Mahkemeler kalkıyor, bu tür davalar, terör davaları da dahil ağır ceza mahkemelerinde.
Özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasıyla ilgili mevcut davalar ne olacak?
Hepsi devir yapılacak.
Yani mevcut davaların bitmesi beklenmeyecek…
Devir yapılacak ama bunların içerisinde düşenler olabilir. TMK’daki değerlendirmelerle o ayrı bir konu.
ÖNCE VALİ SONRA EMNİYET MÜDÜRÜ
TCK’ya bazı maddeler geçirildikten sonra TMK kaldırılacak mı? Adli kolluk yönetmeliği bu konuyu yeniden ele alacak mısınız? Valinin yetkileri…
Birinci derecede vali, ikinci derecede emniyet müdürü.
Onu bir yasal çerçeveye mi oturtacaksınız?
Bu tür şeylerde kalkıp da savcı rastgele bir kaç tane polisi, komiseri çağrıp, gel bakayım şuraya baskını yapın diyemeyecek. Savcı polisi valilikten talep edecek. Valiler kalkacak mesela bu konuda vali yardımcılarından bir tanesini adli kolluk konularıyla ilgili görevlendirecek. Ve onlar da emniyet müdürüyle bu konuda hemen şey yapacak. Emniyet müdürünün altında herhangi bir kişiyle bu tür adli kolluk süreci adımı atılamayacak’
Hakimlerle savcıların aynı makamda olması ilerleme raporlarında da eleştiriliyor. Onların yeri de ayrılacak mı?
O bunların arasında yok.
Yeniden yargılama konusu vardı?
Bu konuyla ilgili olarak bu paketin içinde yok, ayrı bir konu o. Ama arkadaşlar çalışmayı yapıyorlar yarın da biz yine konuyla ilgili bir çalışma yapacağız. Bu çok rahat bir konu değil.
BİREYSEL BAŞVURU DA ALTERNATİF
Bir güvensizlik de doğuruyor, mahkemelerin kararlarına karşı…
Tabii burada çok ciddi sıkıntılar meydana gelebilir, onun için belli hassasiyetler var. Kaldı ki şu anda yeniden yargılanmanın önü açık. Şöyle açık: mesela bireysel başvuru aslında yeniden yargılanmanın bir çeşididir. Burada kalkıp temyize gidilmiş olsa dahi, temyize giderken o insanlar Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru talebinde bulunsalar Anayasa Mahkemesi daha seri karar vermenin yanında verdiği karar esas teşkil eder. Çünkü Yargıtay’ın üzerindedir onun vereceği karar. Zannediyorum, Başbuğ Paşa bireysel bavşuru hakkını kullandı. Şurada bir hafta öncesine kadar kullanmamıştı.
Telefon dinlemeler teknik takip.
O konuda çok önemli bir şey yapıyoruz. Biliyorsunuz burada insani takip var, istihbari takip var bir de adli takip var. Bundan sonra adli takibi rastgele herkes yapamayacak. Adli takibi ancak ağır ceza mahkemesi karar verecek. Ağır ceza mahkemesi de bunu oy çokluğu ile değil, oy birliği ile kararını verecek. Bunu niye getiriyoruz, artık böyle rastgele dinleyelim, şu olsun, bu olsun yok. Mahkemelerde dinlemelerin bir yeri bir ağırlığı olacak. Çünkü üç tane ağır ceza üyesi var malum, oradan oy birliği ile bir dinlemenin çıkması tabi rastgele olmaz. Belli incelemeler gerektirecek. Ondan sonra o adımı atabilecek, yoksa o adımı atamaz.
Yani öyle şeyler geliyor ki önümüze, Cumhurbaşkanı’nın dinlenmesinden benim dinlenmeme kadar. Meclis Başkanı’na varıncaya kadar, ailelerimize, çocuklarımıza varıncaya kadar herkesi dinlemişler. Böyle bir şey olabilir mi?
İTİRAFLAR BAŞLADI
Cumhurbaşkanı’nı da mı dinlemişler efendim? Direkt mi dinlemişler?
Direkt dinlemesi şart değil zaten, Mesela kalkıyor Deniz’i dinliyor, ben de telefonla Deniz’le konuşuyorum. Ordan takılıyor veya Okan ile görüşüyorsa oradan giriyor. Yolu çok. Dinlemenin süresi sınırsızdı, şimdi sınırsız olmayacak. 3 aylık bir süre veriyoruz. Ondan sonra bir artı bir artı bir olmak üzere toplam 3 ay uzatıyoruz. Yani hepsi 6 ay…
Sizi de yasa dışı dinlemişler dava açacak mısınız?
Arkadaşlarım onu çalışıyorlar. Böcekle ilgili de çalışıyorlar. Kendilerine yeni yeni şeyler geliyor. Bazı şeyler yeni dökülmeye başladı. Herkes ürküyor, korkuyordu. Baktılar ki şey yapmaya başladı. Artık bilgiler gelmeye başladı. Kimler neler çekmiş neler. İtiraf diyebileceğimiz şeyler geldi.
ANAMUHALEFET DÜRÜST DEĞİL
HSYK tartışmaları devam ediyor. Tekrar Anayasa değişikliği ile ilgili bir ihtimal doğdu mu?
CHP, Anayasa değişikliğine yanaşmıyor. Ben varım diyor dürüst davranmıyor. 60 madde ile ilgili varız’ dedi. Tekrar kaçtılar. HSYK’da sayısal durum. Dedik ki hakimleri ayıralım, savcıları ayıralım. Bu bizim de tezimizdi. Genel başkan yardımcısının kullandığı ifadeye bak: ‘Her parti HSYK’da eşit sayıda temsil edilsin. Hangi demokraside böyle bir şey var. Uzlaşma Komisyonu’nda böyle bir şey yaptık diye alışkanlık haline getirdiler. Orada resmi bir şey olmadığı için katlanalım dedik. Ancak burada RTÜK örneğini verdim ‘asla’ dediler. Sayıştay demedim. Sayıştay’da biz hepsini seçme hakkına sahibiz. Ama RTÜK’te herkesin parlamentoda gücüne nispetle yerlerini alıyorlar. Peki Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda HSYK konusunda bir uzlaşma vardı. Ona da hayır dediler.
İzmir’de makas daraldı
Süreç seçim anketlerine nasıl yansıdı?
Son anketlerde durumumuzu koruyoruz. En ufak bir sıkıntı söz konusu değil, yani yine AK Parti olarak yüzde 50-51 oralarda. Büyük şehirlerle ilgili gelişmeler var. Rahatlıkla söyleyebilirim. Başta İstanbul ve Ankara olmak üzere, İzmir’de iyice makas daraldı. Yani Binali Bey’i İzmir şu anda kabullenmiş durumda.
Çözüm süreci Kürt seçmen üzerindeki etkisi…
Terör eylemlerinin azalmasının çözüm süreciyle birlikte halkın üzerinde meydana getirdiği olumlu etki, sandığa da ciddi manada yansıyacaktır. Mesela Diyarbakır’da da makas daralıyor. Van’da gayet güzel gelişmeler var. Adayımız orada hakikaten Galip ve Osman Bey tutuldu. Mardin’de de iki aday aynı ilçeden. BDP ve AK Parti adayları Kızıltepe’den. Burada da çok yoğun bir çalışma ile özellikle Mardin olayında farklı bir çalışma uyguluyoruz. Kardeş şehirlerin orada çalışmaları var.
Anket çalışmaları sırasında Cemaat AK Parti’ye oy vermeyin diye bir çağrı yaparsa, buradan ne kadar oy gidecekse, sırf bu nedenle ben AK Parti’ye oy vermeyecektim ama AK Parti’ye oy veririm diyen bir kitleden sözediliyor.
Ben böyle bir kamuoyu yoklaması yaptırmadım.
İki şehir efsanesi var. Bir paralel devlet kapsamında bazı adayları eleyeceğiniz yönünde. İkincisi, bazı illerde açıkladığınız adayların değişebileceği yönünde.
Bunların hepsi dedikodu. Sözünü ettiğiniz türden dedikodulara inanmayın.
Bedelli askerlik gündemde değil
Cumhurbaşkanlığı seçiminin tekrar TBMM’de yapılması gibi bir model değişikliği AK Parti’nin gündeminde mi?
Ana muhalefetin ağzı ile konuşmayın.
2014 AB’de milat olabilir dediniz. AB süreci bu yıl hızlanacak mı?
Brüksel ziyaretimiz bana göre çok başarılı bir ziyaretti. Tabii bunu CHP görmek istemiyor. Varsın görmesin, biz ne gördüğümüze bakarız. Hollande’ın Türkiye ziyaretinde sorulara verilen cevaplarda enteresan bir şey var. 30 Mart ile ilgili olarak ‘AK Parti’nin en güçlü alternatifi biziz’ diyor. Yani ‘bu seçimin galibi biz olacağız’ diyemiyor. Söyleyeceğimiz çok şey var fakat muhalefetin söyleyeceği hiçbir şey yok. Bizim yapacağımız çok şey var. Deneyimimiz var.
Bedelli askerlik çıkacak mı?
Bizim gündemimizde bedelli askerlik yok. Genelkurmay Başkanlığı ‘bir yığılma var, bedelli askerlik ile bunu eritelim’ gibi bir yaklaşımda bulunursa biz kalkar adımını atarız. Biz bir teklifte bulunuruz, TSK’ya, TSK da ‘İsabetli olur, gelecek gelir de şehit yakınlarına gazilere kullanılır, yapalım’ der. O zaman yaparız. Şu anda gündemimizde değil, hele de seçim arefesinde.
Doğalgaz fiyatında indirimi konuştuk
Temaslarınız nasıl geçti Ruhani ile görüşmeniz uzadı.
Bu ziyaretimizin ana başlıklarından birisi ikili ilişkilerimiz, bir diğeri de malum bölgesel sorunlardı. İkili ilişkilerimizde özellikle 2012′de hedeflerimize varma noktasında iyiydik. Yaptırımlar sebebiyle aleyhimize bir açık meydana geldi. Şubat ayının 20′sinde, Sayın Ruhani, Cumhurbaşkanımızın davetlisi olarak Türkiye’ye gelecek. Doğalgaz konusu malum şu anda İran’ın fiyatları, Azerbaycan ve Rusya’ya göre biraz daha fazla. Bununla ilgili olarak enerji bakanlarımıza karşılıklı olarak talimatı tekrar verdik. Bakalım bu fiyatlar ne kadar aşağıya çekilebilecek.
Suriye meselesinde İran’ın şu anda takılıp kaldığı bir nokta var: ‘Terör örgütleri burada saf dışı edilmeden, terör örgütlerinin girişi engellenmeden; terör örgütlerine parasal destekler, diğer destekler kesilmeden Esed’in gitmesinin hiçbir anlamı yok’ diyorlar. Biz de kendilerine şunu söyledik: Üç sene önce bu terör örgütleri Suriye’de yoktu. Terör örgütleri burada Esed ile birlikte oluştu. Halkın iradesine dayalı bir yönetim değişikliğine şiddetle ihtiyaç var. ‘Bu terör örgütleri buradan çıkmadan olmaz’ yaklaşımını doğru bulmuyoruz. Geçiş hükümeti, şiddete bulaşmamış, halkın kabulünü alabilmiş insanlardan oluşmalı ve de Suriye’yi bir an önce seçime götürmeli. Tabii ki tüm bu konularda şu anda İran’la anlaşabildik diyemem.
Cenevre’de alınan karara uyulmuyor
İnsani yardımların ulaştırılmasında gelişme oldu mu?
Onları söyledik, Cenevre’de karar alınmasına rağmen, 12 tane aracı sınırda bekletiyor hala. Şimdi uçaklardan, helikopterden yağdırılan bombaların dışında, açlıkla da ölüm başladı. Yermük’teki olay bunun örneği, aynı şekilde Humus’ta ciddi sorunlar var.
Fotoğrafları gündeme getirdiniz mi?
Onları da gündeme getirdim. Tabi bunları diyorlar Katar satın aldı, İngiltere üzerinden de dünyaya yaydı. Satın aldı, almadı bunu bilemem dedim ama benim bildiğim bir şey var, 55 bin fotoğraf karesi Esed’in adamı tarafından çekilmiş, artık dayanamıyor dışarı çıkartıyor. Bütün bu olaylar Suriye’de cereyan etmiş. Sadece bizim 70 ölümüz var. Maalesef bu konuda söyledikleri, ‘bakanlarımıza ve istihbarat elemanlarımıza görevlerini verelim’, özellikle de tabi onlar başkalarının karışmasını pek istemiyorlar. Diyorlar ki Türkiye, İran beraber yapalım. Biz dedik ‘buna da varız’ bundan kaçmayız.
Humus’ta TIR’ların bekletildiğini söylediniz, yardım faaliyetleri devam ediyor mu?
Devam ediyor. Bu günkü olay maalesef işte o da paralel yapılanmanın operasyonuydu bunun başka hiçbir izahı yok. Onlar bunu kendileri yaptılar. MİT Kanunu’na göre 26. maddesine göre savcının buraya müdahale edebilmesi için Başbakandan müsaade alması gerekir.
medyagündem