“Kiraz Festivali
'Türkiye'de 485'in üzerinde diri fay parçası var'
McDonalds’a Konya’dan Sürpriz
Ateistlerin Cenaze Namazı Nasıl Kılınır?
Bu haber 24 Ocak 2014, Cuma 21:53 tarihinde eklendi. 455 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

Dün “Cemaat” diyordun Cengiz Efendi!

Dün “Cemaat” diyordun Cengiz Efendi!

 Cengiz Çandar bugün “cemaat vesayeti yanaşması” olarak “tetik çekiyor” ama arşiv de peşini bırakmıyor.

Dün Radikal’de Fenerbahçe’ye karşı işlenen “hukuk günahı”nın faturasını Erdoğan’a çıkaran Çandar’ın daha 2 yıl önce tam tersini savunduğu, Fenerbahçe operasyonunun perde arkasında hükümetin değil yargı-emniyet otonom yapısının olduğu açıkladığı yazıları ortaya çıktı.

Dün Radikal’de, “Tayyip Erdoğan da her günahı ‘Cemaatin üzerine yıkarak’ yol alamayacak. Zira artık ‘balonu patlatacaklar’ arasında Fenerbahçe de var!” diye yazan Çandar 2 yıl önce 23 Şubat 2012 tarihli  “Fenerbahçe operasyonunu doğru okumak” başlıklı yazısında bambaşka şeyler söylüyordu.

Yeni Şafak yazarı Ali Bayramoğlu’nun yazısını referans göstererek Fenerbahçe operasyonunun arkasında Cemaatin olduğunu ima ediyor ve “Bu yargı-emniyet otonom’ yapısının operasyonudur” tespitinde bulunuyordu.

Gelin arşivdeki o satırlarını okuyalım:

2 YIL ÖNCEKİ YAZISI
OTONOM YAPININ FENERBAHÇE OPERASYONU

Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, yapılanların gerekçesini ‘Türk sporunu ele geçirmek isteyen bir grup’un girişimi olarak teşhis ediyor ve böyle bir iddiayı dillendiriyor.
Aslında yapılan, olan-biten; son iki hafta içinde yaşadığımız ‘kriz’in «Aziz Yıldırım ‘iddialar yığını’ diye önceden nitelediği iddianameyi darmadağın etti. Çökertti. Bunu ‘maddi delillerle yaptı ‘arka planı’ndaki aktörler’den bağımsız değildir.

Bunu en özet haliyle Ali Bayramoğlu’nun dünkü ‘Demokratikleşme ve tasfiye’ başlıklı yazısının şu satırlarında izleyebiliriz:

“Türkiye’de demokratikleşme ve değişim sürecindeki en önemli aksaklıklar Ergenekon, Balyoz, KCK gibi siyasi nitelikli davalarda, emniyet-yargı uygulamaları üzerinden meydana geliyordu. 
Açık, bir dönem, bu tür adli süreçlerle güvenlik ve yargı aktörleri demokratikleşme politikalarını taşıyan önemli işler yaptılar, doğal olarak büyük destek gördüler. Ancak belli bir aşamadan sonra, bu süreçleri kendi güçlerini ve ait oldukları çevrenin gücünü pekiştirmek için bir araç haline getirdiler.

KCK operasyonlarında siyasi alanı tümüyle baskı altına alan uygulamalar, siyaset ve şiddet arasındaki çizgilerin silik hale getirilmesi, tutukluluk konusunda izlenen kararlı ve tavizsiz tutum, ‘polis-yargı mekanizması’nın güç pekiştirme aracı haline geldi.

Bu mekanizma ya da ‘otonom yapı’, bu adli süreçlere ve kendi yöntemlerine yönelik eleştirileri tehlike olarak algıladı. Balyoz, Kafes gibi kimi davalarda yine aynı ‘otonom yapı’nın sorumluluğunda olan şüpheli deliller, demokratikleşme sürecine gölge düşürmeye başladı. 
En nihayet bunlar etrafında bir kamuoyu inşa edilmeye çalışıldı. ‘Emniyet-adliye-basın üçgeni’ndeki istihbarat oyunları’ bir hegemonyaya dönüştü ve Türkiye’yi adım adım, üstelik ve yeni dönem adı altında esir almaya başladı. Güvenlik birimleri, kurumlan, analizleri, gazetecileri, aktörlerinin değerlenmesiyle güvenlikçi bakış açısı tüm ülkeyi kapladı.”

Bu anlatımda tek eksik, ‘Fenerbahçe operasyonu’ sözcükleri.
Fenerbahçe Spor Kulübü, başkanı Aziz Yıldırım üzerinden ve mevcut haliyle bir balon olduğu ortaya çıkmakta olan ‘şike iddialan’nın oluşturduğu sis perdesinin altında ‘emniyet-adliye-basın üçgeni‘nin altarında ‘kurban’ edilmek istendi.

Bunun önlenmesi, siyasi iktidarın son günlerde son vermekte olduğu ‘polis-yargı ekseni’ ya da bir başka deyişle ‘otonom yapının üstesinden geldiği ölçüde, Türkiye’nin ‘özel yetkili’ değil gerçek anlamda bir ‘hukuk devleti’ne doğru yol almasına da katkıda bulunacaktır.
Aslında doğru adı ‘Fenerbahçe davası’ olması gereken soruşturma sürecinin özü de budur.

BİR YAZI DAHA…
YILDIRIM SAVUNMASI FENERBAHÇE İDDİA MAKAMINDA

Cengiz Çandar 17 Şubat 2012 tarihli bir başka yazıda ise bu kez Aziz Yıldırım üzerinden Fenerbahçe operasyonunun arkasında kimin olduğunu anlatıyor. Erdoğan’ın bu işte olmadığını Yıldırım’ın açıklaması ile veren Çandar bakın ne yazıyor;

“Aziz Yıldırım, 3 Temmuz’dan (2011) yani kendisi ve bir kısım Fenerbahçe yöneticisinin gözaltına alınmasıyla başlayan sürecin ne olduğunu ve ‘aktörleri’ni teşhis ettiğini ima ediyor.
Sürecin arkasında yer alan ‘birileri‘nden söz ediyor. Tayyip Erdoğan’ı bu sürecin ‘arkası’ndan ayırıyor ve hatta “Bizlerle Başbakanımızın irtibatını koparmaya kalktılar” diyor. Söz konusu sürecin, ‘Fenerbahçe’yi ele geçirmekle ilgili olduğunu, bu amaçla öncelikle kendilerinin ‘ele geçirilmesi’ yoluna gidildiğini vurguluyor

 

 

 

medyagundem

Yazdır Paylaş
ETİKETLER :
Diğer Haberler
EN ÇOK OKUNANLAR
Sitemizi Nerede Duydunuz?
Google
Facebook
Arkadaşım
Diğer
Trakya22 Haber Portali