Beyaz Saray'ın, "İran'la yeniden" hamlesi stratejik bir karardı ama asıl 'kalp kıran' ilgili ülkelerin-Türkiye de dahil-oyunlarını/stratejilerini bozmasıydı. Fakat; İstisnai olarak yeni pozisyon belirleme yetisi sadece Ankara'da bulunan bir avantaj! İşte bu yeni...
Washington'un Ortadoğu'daki tüm ülkeleri donduran İran'la yeniden yola çıkma kararı, istisnasız tüm ülkeler/oyuncular tarafından bölgenin değiştirildiği algısını yarattı. Kötü tarafı, algı olmamasıydı.
Sabitler...
Ortadoğu esasen 4 ana oyuncu demek: S.Arabistan, Mısır, İsrail ve Türkiye. Bunlardan ilk üçü "sabit"lenmiş durumda! Riyad ve İsrail'in İran "karşı hal"i zaten belli. Mısır henüz ayakta duramıyor. Türkiye ise...
Ankara, ABD'nin "ne yapmak istediği"ni en çabuk kavrayan ülkelerden biri. Diğerleri de anladılar kuşkusuz ama onlar için hız pozisyonlarını toparlamak için yeterli bir etken değil.
Türkiye ise İran'la yeni dönem ilişkileri inşa etmek konusunda sayısız aparat ve geçmişe sahip. Suriye konusunda iç çekişler biraz artsa da, Irak, Kuzey Irak, Ermenistan, Azerbaycan, Rusya, Kıbrıs yakın denklemleri başta "enerji" olmak üzere yeni dönem ilişki biçimleri, bir zamanlar ellerini havaya kaldırdığımız Tahran'la işbirliğini kolaylaştırıyor. Üstelik bu ilişki artık daha aleni ve daha zengin olacak!
Berabere(lik)!
Şu ana kadar tartışma konusu tüm Arap Baharı ve "büyük" Ortadoğu için kontrol edilemeyen radikaller ve mezhep çatışmalarının kontrol edilemez tehlikeleriydi. Bu tehlikeler büyük menfaatleri tehdit ediyordu.
Şimdi Tahran ve Ankara'nın önünde-biraz şans çokça akılla-güvenliği sağlanabilecek bir "yarım dünya" bulunuyor!